GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:01.11.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde yaşanan, özellikle de gençlerimizi ilgilendiren beyin göçüyle ilgili, bu konunun ortaya çıkarmış olduğu sorunların tespiti ve araştırılmasıyla ilgili bir Meclis araştırması talebimiz var. Bununla ilgili söz almış bulunuyorum.

Bu konuyu sabah hazırlarken genç bir avukat arkadaşıma mesaj attım, beyin göçünü konuşacağız, ne söylemek istersin dedim. Bana böyle bir metin göndermiş. Eğer onayı da olursa -az önce de mesaj attım- iktidar partisi Grup Başkan Vekilimize de ileteceğim. Arkadaşımızın söylediği şey şu: "Üniversite eğitiminden sonra yurt dışına gittim, sonrasında ülkeme gelme gereği hissettim çünkü o dönemde ülkedeki koşullar çok iyiydi." gibi ifadeler kullanıyor. "Sadece ben değil, o dönemde, yine AK PARTİ'nin iktidarda olduğu o günlerde bu ülkelerden eğitim alarak ülkemize katkıda bulunmak gibi temel bir amaç vardı, temel bir eğilim vardı. Terse göçün yaşandığı bir dönemdi, mafyatik düzene son verilmişti." diyor arkadaşımız. Çok şey söylüyor da ben özetle alıyorum. Yani arkadaşımız o dönemdeki iklimden bahsediyor. "2013 yılında mezun oldum. Eşimle birlikte 2016 yılında evlendiğimizde beş yıldızlı bir otelde balayı yapabilmiştik." diyor. "Yeni dönemde benden 2 yaş küçük kardeşim evlendi, bırakın balayı yapmayı, bırakın şu anda ev almayı -bu arada arkadaşım ev araba aldığını da söylüyor burada- bırakın bunları şu anda öğretmen olan kardeşim nasıl bir kirada kalacağını düşünüyor." diyor. Yani, bu kardeşimiz, bu genç avukat arkadaşımız o dönemdeki iklimden bahsediyor ve bozulan iklimden bahsediyor. Temel sorun Türkiye'deki bu bozulan iklimdir, Türkiye'deki hukuk güvenliğinin bozulmasıdır, hukuka olan güvenin bozulmasıdır. Burada, bir kişi "Türkiye'de on sene öncekiyle -veya- on beş sene öncekiyle aynı şekilde hukuka güven var." diyebilir mi, ben bunu gerçekten merak ediyorum. "Patates soğan, güle güle Erdoğan." bu benim tarzım değil, söyleyeceğim bir söz de değil ama bir vatandaş böyle bir "tweet" atmış. Sayın Bakanım, Adalet Bakanlığı yaptınız, bu bir hakaret midir? Bakın, bunu tasvip etmiyorum, söyleyeceğim bir söz değil ama bir vatandaşa bundan dolayı ceza verildi bu ülkede. Şimdi, böyle bir tabloda hukuk güvenliğinden yani fikir hürriyetinden, düşünce özgürlüğünden bahsedebilir miyiz?

Yine, akademik özgürlüklerin olmadığı bir iklimde yaşıyoruz. Arkadaşlar, bu ülkede siyasi gerekçelerle şehir üniversitesinin kapısına kilit vuruldu. Bazı arkadaşlar "Hayır, üniversite hâlâ varlığını devam ettiriyor." gibi şeyler söylüyor. Eğer üniversitenin varlığı taş binalardan ibaret olmaksa, yıllardan beri oluşan akademik iklimin varlığını yok sayarak üniversiteyi sadece taş bina olarak görüyorsak evet, üniversite devam ediyor ama... Bizim nazarımızda, Türkiye'nin birikimi olan, Türkiye'de yılların getirdiği büyük bir değeri olan bir üniversitenin kapısına kilit vurulmuştu. Şimdi, böyle bir ortamda genç akademisyenlerimizi bu ülkede tutabilir miyiz? Tablo bu. Az önceki arkadaşımızın mektubundan hareketle yaşanan tabloda gençlerimizin işsizlik konusunda, ekonomik refah konusunda önemli kaygıları var. Dün, burada yine konuştum, mülakat konusunda gençlerimizin önemli kaygıları var.

Bakın, gençlerimiz, nitelikli insan kaynağımız artık sınavlara girmiyor; bu, bir sonuç. Neyin sonucu? Mülakat sisteminin sonucu. Çünkü torpili olmayanın bir yerlere gelemeyeceğini düşünüyor gençlerimiz. Onun için bırakın mülakata girmemeyi, sınavlara dahi girmiyorlar. Arkadaşlar, gençlerimizin içinde bulunduğu tablo, nitelikli insan kaynağımızın içinde bulunduğu tablo maalesef gelecek karamsarlığı olan bir tablo. Bu iklimi düzeltmedikten sonra hiçbir şeyi düzeltemeyiz.

Bir başka sorun: Gençlerimiz bu ülkede artık hangi sebeple olursa olsun -siyasi kavgalar fark etmez- kavga istemiyor. Gençlerimiz toplumsal barış istiyor; bütün farklılıkların barış içinde, özgürce yaşadığı bir tablo istiyor. Tablo böyle olmayınca, siyasi ortam gergin olunca, ülkeyi yönetenler "Giderlerse gitsinler." gibi çok ağır sözler sarf edince bu gençleri bu ülkede tutamıyoruz değerli milletvekilleri. Nitelikli insan kaynağımızın... Türkiye'de yaşanan bu beyin göçü sorunu Türkiye'nin bir beka sorunudur ve bu sorun çözülmek zorundadır. Ne olur yani bundan sonraki yıllarda manşetlerde şöyle bir şey olsa: "Türkiye'ye beyin göçü oluyor." Türkiye'den beyin göçü oluyor değil, Türkiye'ye beyin göçü oluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayalım.

İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Ya, ne olur, biz bundan sonraki yıllarda gazetelerde şu manşeti görsek: "Avrupa'dan Türkiye'ye beyin göçü oluyor." Yani biz bundan, böyle bir tablodan mutlu oluruz. Biz içinde bulunduğumuz bu tabloyu, nitelikli insan kaynağımızın neden yurt dışına gidiyor olmasını masaya yatırmak zorundayız, araştırmak zorundayız, Türkiye'de yeni bir güven iklimini, gençlerimizin bu ülkede umut bulabileceği yeni bir güven iklimini inşa etmek zorundayız diyor, bu duygularla, bu düşüncelerle önergemize destek vermenizi sizlerden talep ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.