GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:31.10.2023

NEJLA DEMİR (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.

2024-2028 yıllarını kapsayan On İkinci Kalkınma Planı'nın ilgili maddesine ilişkin partim adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve halklarımızı saygıyla selamlıyorum.

Geride bıraktığımız on bir kalkınma planı neyi çözdü de şimdi On İkinci Kalkınma Planı çözecek, doğrusu onu da merak ediyoruz. Örneğin, on bir kalkınma planına rağmen bugün neden gençler bas bas bağırıyorlar? Bas bas "Barınamıyoruz." diye seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bir şekilde kendilerine yurtlarda bir yatak bulabilenler şimdilerde asansörle bulundukları katlara sağ salim çıkmaya ya da inmeye çalışıyorlar. Barınma kriziyle karşı karşıya bırakılan ve sayıları 8 milyona yaklaşan üniversite öğrencileri ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyor. Ruhsuz bir rakamdan bahsetmiyorum, yaşama atılmaya hazır, umudumuzu bağladığımız pırıl pırıl gençler bunlar.

Bu gençlerden biri de Zeren Ertaş'tı. Adnan Menderes Üniversitesi 4'üncü sınıf öğrencisi, 22 yaşındaki Zeren, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğüne bağlı Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda arıza yaparak düşen asansörde yaşamını yitirdi. Acılı ailesine ve yakınlarına da buradan başsağlığı dilemek istiyorum. Vali Yakup Canbolat'la görüşen Zeren Ertaş'ın babası "Çocuğumu devlete emanet ettim ama devlet benim çocuğuma yirmi-yirmi beş gün bile bakamadı." diyerek devletin gençlere verdiği değeri de en yalın hâliyle özetledi. Yirmi-yirmi beş gün bir genci emanet edemeyeceğimiz devlet, göz göre göre ölüme giden Zeren'in ölümünü protesto eden arkadaşlarının ayaklarının üzerine basarak, kollarını kelepçeleyerek, gözaltına alarak sosyal devlet değil, yine bir polis devleti olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Bakın, Aydın Makine Mühendisleri Odası, kentteki asansör sorunlarının uzun zamandır devam ettiğini ve düzenli bakımların aksadığını, denetimlerin şirketlere terk edilerek bu tür olayların önünün açıldığını açıkladı. Kâr hırsı gözünüzü doyurmadı ama bir öğrenciyi, bir genci aramızdan aldı. Sorumlu yurt müdürü, benzer olaylarda olduğu gibi ancak Zeren yaşamını yitirdikten sonra görevinden alındı. Buradan soruyoruz: Gerekli tedbirleri almak ya da sorumlu kimseleri görevden almak için kokmuş, bozuk, böcekli yemeklerden toplu zehirlenme vakalarının yaşanmasını mı bekliyorsunuz?

Evet, bu, bir barınma krizidir ve bu krizi çözmek adına Hükûmet tarafından yapıcı hiçbir adım atılamıyor. Koğuş sistemini anımsatan odalarıyla uzun süredir protesto edilen KYK yurtları hijyenik olmayan koşullarıyla da tepkilere neden oluyor ve âdeta cezaevlerini andırıyorlar. Barınamıyoruz hareketi, geçtiğimiz günlerde "Gençliğin bütçesi nereye gidiyor?" diye çok net bir soru sordu. Biz de buradan soruyoruz: Bütçede, kalkınma planında neden gençler yok ve çok az olan ayrılan paylar nereye gidiyor?

Öğrencilerin talepleri çok insani ve asgari taleplerdir. Nedir bunlar? Özel yurtlarda ve apartlarda kalan öğrenciler için barınma desteği, kirada kalan öğrenciler için kira yardımı ve fatura desteği sağlanmasıdır. Gençler "Kapasiteler ranzalı sistemlerle değil, nitelikli yurtlarla artırılsın. KYK bursu ücretleri asgari ücretin en az üçte 1'ine denk düşecek şekilde ayarlansın." diyorlar. Gerçekten bu taleplerin karşılanması çok mu zordur? Halkın cebinden kesilen vergileri şirketlere ayrıcalık için harcayacağınıza gençlere harcasanız, inanın, bu taleplerin tümü kısa sürede karşılanabilecek taleplerdir. Gençlik ve Spor Bakanlığının yeni yurt yapmak...

Evet, sürem yetmeyecek tabii.

Gençler intihar eşiğine gelmişken arızalı asansörlerde can verirken saray hâlâ itibardan tasarruf etmiyor, bu kalkınma planının özünü de yine sermayeye, yandaşa kaynak aktarma ve özelleştirme oluşturuyor.

Sözlerimi bitirirken buradan bir kez daha belirtmek isterim ki hiçbir gencin hayatı ucuz değildir. Hele ki reva görülen ucuzlukta hiç değildir. Bu yüzden öğrencilerin barınma ihtiyacının ücretsiz karşılanacağı bu sistemi hep birlikte inşa etmek zorundayız. (HEDEP sıralarından alkışlar)