GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:14
Tarih:30.10.2023

SERKAN RAMANLI (Batman) - Bismillahirrahmanirrahim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; On İkinci Kalkınma Planı hakkında HÜDA PAR adına söz almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, On İkinci Kalkınma Planı'nda ekonomik ve iktisadi hedefler önemli bir yer tutmaktadır. Bu bağlamda enflasyonla mücadelede israfın ve aşırı talebin önüne geçmek elbette önemlidir ancak bağlı kalınacağına vurgu yapılan serbest piyasa koşullarının dayatmasıyla faiz artışlarına odaklanarak bunu bir sopa olarak kullanmanın sakıncaları kalkınma planında görmezden gelinmiştir. Yükselen faizlerin finansmana erişiminde oluşturduğu zorluklar yatırımlara darbe vurmaktadır. Çalışarak, üreterek, satarak, istihdamı artırarak kazanmak yerine, paradan para kazanmak daha cazip hâle getirilmektedir. Uygulanan faiz artışları ve sıkılaştırmalar yüksek enflasyonu ve ekonomik krizleri sermaye sahipleri için birer fırsata dönüştürürken dar ve sabit gelirlilerin hayat şartlarını daha da zorlaştırmıştır. Planda enflasyonla mücadele politikalarının gelir dağılımını iyileştirici yönde uygulanması teorik olarak ortaya konulmuş olsa da yatırımı ve üretimi baltalayan yüksek faiz artışları pratikte böyle bir iyileşmeye imkân vermemektedir. Zaten bu tür mekanizmalar sonucu zengin fakir arasında uçurum daha fazla artmakta, servet dar bir kesimin tekeline geçmekte, yoksulluk da toplumun çoğunluğunu esir almaktadır.

Değerli milletvekilleri, önceki planlarda merkezî bütçelerde ve orta vadeli programlarda hedeflenen enflasyon ve istihdam oranlarının, kişi başı millî gelir miktarının ve cari açığın minimize edilmesine dönük projeksiyonların tutmadığı sır değildir. Kişi başı yıllık gelirin artırılması kadar gelir dağılımındaki adaletin sağlanması da önemlidir. Türkiye'nin en yüksek gelirli yüzde 10'luk dilimi ile en düşük gelirli yüzde 10'luk dilimi arasında gelir farkının 14 kata kadar artmış olması gelir dağılımındaki adaletsizliğe acilen bir neşter vurulması zorunluluğunu göstermektedir.

Onuncu, On Birinci ve On İkinci Kalkınma Planlarında bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması hedefleri ortaya konulduğu hâlde Türkiye'nin en fakir illeri sıralaması hâlen değişmemiştir. Güneydoğu ve doğu Anadolu illeri hâlâ en yoksul iller sıralamasının başını çekmektedir.

Kalkınma planında afet risklerinin azaltılması için mevzuatın güncellendiği belirtilmektedir. Türkiye 1999 yılında büyük bir deprem yaşadı, sonrasında pek çok ilde de depremler yaşandı ama hâlâ mevzuatta bir güncellemenin yapılmamış olması çok büyük bir eksiklik olarak göze çarpmakta.

Değerli milletvekilleri, maddi kalkınmanın yanı sıra manevi kalkınmanın sağlanması da Hükûmetin asli görevlerindendir. Dolayısıyla, "kalkınma" derken yalnızca maddi kalkınma değil manevi kalkınma da hedeflenmelidir. Adalet, doğruluk ve merhamet gibi insani erdemlerle kuşanmış bireyler ve erdemli bir toplumun inşası bize göre hükûmetin ve bir bütün olarak siyasetin en önemli görevidir. Manevi kalkınmanın sacayaklarını ise adalet, eğitim, aile ve kültür politikaları oluşturmaktadır.

Kalkınma planında "Ailenin korunmasına ve güçlendirilmesine yönelik politikalar uygulanacaktır." denilmektedir ancak kalkınma planında belirtilen hedefle ile bugüne kadar ortaya konulan pratikler birbiriyle çelişmektedir. Yine "Ailenin her türlü zararlı eğilimlerden korunması ve aile kurumunun güçlendirilmesi temel amaçtır." denilmektedir ancak uygulamaya baktığımızda sapkın akımların sözde sivil toplum kuruluşu hüviyetine bürünerek gençliği ifsat etmelerinin önüne geçecek somut adımların atılmaması gibi bir tezatla karşı karşıyayız.

Eğitim konusunda ise gerek akademik gerekse de insan yetiştirmedeki başarısızlığın ana nedeninin batı kaynaklı ideolojik ve ezberci eğitim sistemi olduğu gerçeği ıskalanmıştır. Sistemin temel felsefesinin sorunlu olduğu, pansuman tedbirlerle kemikleşmiş olan sorunlara çözüm bulunamadığı ortadadır.

Öte yandan, Türkçe dışındaki diğer dillerin eğitimi konusuna yer verilmemiştir. Elbette Türkçe'nin doğru ve güzel kullanımı önemlidir ancak aynı hassasiyet vatandaşlarımızın ana dili olan, başta Kürtçe olmak üzere diğer dillerin eğitimi konusunda da gösterilmelidir.

Kalkınma planında yeni bir anayasanın hazırlanması da hedeflenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Ramanlı, lütfen tamamlayalım.

SERKAN RAMANLI (Devamla) - Hemen herkesin hemfikir olduğu üzere ülkenin 1982 Anayasası'ndan artık kurtulması gerekmektedir. Etnik temelli yaklaşımlardan uzak, halkın inanç ve medeniyet değerleriyle barışık ve uyumlu bir anayasanın yapılması en acil ve birincil gündem olmalıdır. Bu konuda tüm siyasi partiler sorumluluk almalıdır. Şüphe yok ki yeni bir anayasa maddi ve manevi kalkınmaya olumlu yönde etki edecek, ülkenin başta Kürt meselesi gibi kronik sorunlarının aşılması yönünde önemli bir zemin olacaktır.

On İkinci Kalkınma Planı'ndaki hedeflerin tutturulması ümidiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.