Konu: | On İkinci Kalkınma Planının (2024-2028) Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 14 |
Tarih: | 30.10.2023 |
CHP GRUBU ADINA CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ben de cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutluyorum. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Millî Mücadele'de şehit düşmüş bütün kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimizi minnetle anıyorum.
Öncelikle, soğuk algınlığından dolayı sesimde problem var, affınıza sığınıyorum, bu tempoyla konuşacağız.
On İkinci Kalkınma Planı bir önceki kalkınma planlarında bahsedilen hedeflerin, değinilen konuların revize edilerek mevcut plana monte edilmiş şekliyle karşımıza sunulmuş hâli. Yine, baktığımız zaman, adalet, hukuk, eğitim, sağlık, göç gibi kritik konularda değişik bir bakış açısı getirmediğini, değişik bir vizyon getirmediğini görüyoruz. Baktığımız zaman, hemen hemen 983 ana başlık var. Bu başlıklarda "Yapılacak." "Geliştirilecek." "Büyütülecek." "İlerletilecek." "Düşülecek." gibi birtakım ifadeler kullanılmış, bu manada da plandan daha ziyade bir seçim beyannamesi şeklinde bir husus olduğunu gördük, bunu buradan ifade etmek istedim. Bazı hedeflerle ilgili konular belirtilmiş; işte cari açığın düşürüleceği, enflasyonun tek haneli rakamlara düşürüleceği, bütçe açığının giderileceği, işsizlik oranının -2028 yılında yüzde 7,5'a- düşürüleceği gibi ifadeler var. Şimdi, bunlara baktığımız zaman, özellikle enflasyonla ilgili başlayacak olursak tek haneli rakama düşürülmesiyle ilgili -2028 yılı için yüzde 4,7- bunun nasıl olacağını merak ediyoruz. Bir; enerji fiyatları ülkemizde belli, petrol fiyatları sürekli artıyor, daha da artmaya devam edecek, bu durum da maliyet enflasyonunu tetikleyecek. Yine, daha yeni gümrük vergileriyle ilgili bir kanun çıktı, 1 Kasım itibarıyla yürürlüğe girecek. İplik ürünleri, kumaş, tekstil ürünleri gibi bini aşkın kalemde gümrük vergisi oranları 10 puan ila 27 puan civarında artırılıyor. Bu da aşağı yukarı aralık ayı gibi fiyatlar genel seviyesine yansıyacak, bu ürünlerdeki fiyat seviyelerini de yukarıya çekecek, bu da maliyet enflasyonunu tetikleyecek. Dolayısıyla bu hedefin gerçekleşmesinin çok zor olduğunu görüyoruz, özellikle buradan ifade ediyoruz.
Bir önceki planda konulan hedefleri ve gerçekleşme oranlarını size rakamlar olarak vermek istiyorum: 2023 yılı için gayrisafi yurt içi hasıla 2 trilyon dolar olarak belirlenmiş, 2023 yılında 1 trilyon dolar olarak gerçekleşmiş; 2028 yılı hedefi için 1,6 trilyon dolar olarak belirlenmiş. Kişi başına millî gelir açısından da baktığımızda 25 bin dolar olarak konulan hedef var, gerçekleşecek rakam 12 bin dolar civarında olacak; 2028 yılı için de 17.554 dolar olarak hedefleniyor. İşsizliğin de yüzde 5 olarak konulup yüzde 10 civarında gerçekleşeceği 2023 yılı için görülüyor, yüzde 7,5 olarak 2028 yılı hedefi var. Yine, ihracat rakamlarıyla ilgili baktığımızda da 500 milyar dolarak hedefin 250 milyar dolar olarak gerçekleştiğini, 2028 yılı için de 375 milyar dolarlık bir hedefin konulduğunu görüyoruz. Bir de sabit sermaye yatırımlarıyla ilgili planda bazı açıklamalar da bulunulmuş. İş ve yatırım ortaklıklarının yani iş ve yatırım olanaklarının geliştirileceği ve rahatlatılacağı konularıyla ilgili, sabit sermaye yatırımlarının da ülkemize çekilmesiyle ilgili adımlar atılacağı ifade edilmiş. Şimdi, bakıyoruz, sabit sermaye yatırımlarının ülkemize gelebilmesi için ülkemizin güvenilir olması lazım; CDS rakamlarımıza bakıyoruz, az önce değerli vekillerimiz de ifade etti, 400'ün üzerinde. Yine, baktığımız zaman, biliyorsunuz "Mali Eylem Görev Gücü" diye uluslararası bir kuruluş var, kısa adı FATF, bu kuruluş yaklaşık 200 ülkeyi bünyesinde barındırıyor, kara para ve terörün finansmanıyla ilgili mücadele konusunda ülkeler yetersiz kaldığı zaman da bir puanlama yapıyor, ülkemizi de bu açıdan yetersiz bulmuş ve gri listeye almış. Gri listeye alınan bir ülkeye yatırım gelmesi, uluslararası fonların, bankaların güvenmesi çok çok zor. İçişleri Bakanlığımız, emniyet güçlerimiz son zamanlarda gerçekten çok başarılı operasyonlar yaptılar, kendilerine buradan teşekkürlerimizi iletiyoruz fakat ben Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcıma da ifade etmiştim, maliye politikası ve para politikası açısından bu tür operasyonların desteklenip gri listeden çıkmakla ilgili artık eyleme dönüştürülmesi lazım. Bu eylemler hayata geçmediği müddetçe Sayın Maliye Bakanımızın Körfez ülkelerini gezmesi, Avrupa ülkelerini dolaşması, Amerika'yı gezmesi, dolaşması olumlu sonuç vermez, bu çok zor olur. Onun için bu konuda hepimizin ülkemizi bu açıdan, sabit sermaye yatırımlarını da ülkemize çekmemiz açısından önemli hususları hayata geçirme konusunda mutabık kalmamız gerektiğini ayrıca buradan ifade etmek isterim.
Bir de planda ifade edilen diğer bazı hususlarla ilgili de fikirlerimi söylemek istiyorum. Biliyorsunuz, bu plan ve akabindeki 2024 bütçesiyle ilgili olarak depreme ayrılan 1 trilyon 28 milyar liralık bir rakam var. Yine, ülkemizin muhtelif bölgelerinde de çok çeşitli afetlerle, sel felaketleriyle karşılaşıyoruz. İl afet risk azaltma planları var. Burada, örneğin, sel baskınlarında, benim bölgem Batı Karadeniz Bölgesi -Karabük- ve Doğu Karadeniz Bölgesi'nde İRAP planlarında yapılması gerekenler sıralanmış. Bunlar yapılmadığı takdirde maddi veya hayatı tehlikeye atacak kayıpların olabileceği ifade edilmiş. Plana baktığımız zaman, buradaki tavsiye edilen hususlarla ilgili bir aksiyon alınmadığını görüyoruz. Biz yine yerel yöneticilerle görüştüğümüzde de yerel yöneticiler bizlere burada tespit edilen hususları yerine getirmek ve eksiklikleri gidermek için ilgili ödeneklerin aktarılması gerektiğini ifade ettiler. Bu ödeneklerin de yeterli bir şekilde ayrılmadığını ve aktarılmadığını görüyoruz. Depremle mücadele kadar, bu tür doğal afetlerle ilgili mücadelenin de çok önemli olduğunu buradan ifade etmek istiyorum siz değerli vekillerime; bir konu buydu.
Yine, bu planda endüstri bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler gibi yerlerden limanlara ve demir yollarına bağlantıların güçlendirilmesi ifade ediliyor. Bununla ilgili somut neler yapılacağıyla ilgili bilgiler yok. Hatta bazı limanların... Yine bölgemden örnek veriyorum bölgemi de çok iyi tanıdığım için, Filyos Limanı var KARDEMİR'in temelini attığı ve belli noktaya getirdiği, bugün de bu hâliyle devam eden, doğal gazın da bulunduğu bir alan. Buradaki liman şu anda aktif olarak kullanılamıyor yani hem konteyner limanı hem de ihracata yönelik liman olarak kullanılması gerekiyor. Bu, bu şekil kullanılmadığı için, bizim bölgemizdeki aşağı yukarı 25 haddehane ve KARDEMİR de dâhil, yüklemelerini Gebze'den yaptığı için yıllık 40-50 milyon dolarlık navlun bedeli ödemek zorunda kalıyorlar. Ben biliyorum ki ülkemizin diğer bölgelerinde de benzer durumlar var. Bu konunun da burada somut bir şekilde ele alınması ve buradaki noksanlıkların da giderilmesi gerektiğini de buradan sizlere ifade etmek istiyorum.
Bir de bu bütçenin mali disiplin açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Bütçe açığının ve cari açığın aşağı düşürülmesiyle ilgili ifadeler var. Ama bunun nasıl olacağıyla ilgili bir baktığımız zaman, bu bütçenin hakikaten bir borç ve faiz sarmalına girdiğini görüyoruz. Yani bunu niçin söylüyoruz? Bütçe büyüklüğüne baktığımız zaman, 1 trilyon 254 milyar gibi bir faiz gideri görünüyor. Bu faiz gideri çok ciddi bir rakam yani bütçe büyüklüğünün yüzde 10'unu aşan bir rakam; vergi gelirleriyle ilgili oranladığımız zaman da yüzde 14'ünü aşan bir oran. Hakikaten, önemli olan... Tabii ki bir de net borçlanma limitimiz var bizim bütçede, Cumhurbaşkanına da verdiğimiz yetki, en son kanunda 3 katına kadar yetki verdik. Borçlanma önemli ama borçlanmanın yapıldığı zaman; üretimi artırıcı, istihdamı artırıcı, ihracatı artırıcı alanlara yapılması gerekiyor ve borçlanılan tutarın da net borçlanma hasılatı yaratması gerekiyor. Yani neyi kastediyorum? Yaratılan hasılatla hem faizi ödeyip hem anaparayı aşağı çekmemiz lazım ki mali disiplin sağlansın, bütçe rahatlasın, bütçe açığımızı giderelim. Biz, bu planda ve bütçede... Çünkü plan ve bütçe her ne kadar paralel yapılmış olsa da aradaki çelişkileri benden önceki konuşmacılar da ifade etti, ben de onların bir kısmına katılıyorum; bu açıdan da bütçemizin çok büyük sıkıntıya gireceğini düşünüyorum.
Geçen, 2023 yılı dönemi için bütçe açığı 659 milyar olarak öngörülüyor ama 2,5 katı, yaklaşık 1 trilyon 669 milyar olarak gerçekleşecek. Bu çok ciddi bir oran, geçici maddeyle bunun 3 katı kadar da -2 trilyon 186 milyar- borçlanma yetkisi verdiniz; bu yılki yani 2024 yılındaki bütçe açığı da 2 trilyon 600 milyarın biraz üzerinde bir rakam. Bu rakam da çok ciddi bir rakam ama buralarda da kalmayacak. Niye kalmayacak? Çünkü hedeflerin tutması çok zor. Yine aynı yetkiyi Cumhurbaşkanına kullandıracak olursak da 8 trilyon 768 milyar gibi bir borçlanma yetkisi alınacak. Bu, muazzam bir yetki, bu yetkiyi önümüzdeki dönemde, örneğin, yıl yarısı olduğunda -2024'ün Haziranında, Temmuzunda- kesinlikle kullandırmamamız lazım; kullandırdığımız takdirde mevcut bütçenin yüzde 73'üne tekabül eden bir borçlanma yetkisi olmuş olacak. Vergi gelirlerine oranladığınız zaman da -vergi gelirlerini 8,3 trilyon olarak tahmin ediyoruz- vergi gelirlerini aşan bir borçlanma yetkisi. Bu yetki ülkemizi, bütçemizi, mali disiplinimizi bozup daha da çıkmaza sokar; buna çok dikkat etmemiz gerektiğini ben şimdiden uyarmak istedim.
Gelir dağılımından bahsetmek istiyorum. Yine, bütçede gelir dağılımındaki dengesizliğin giderileceği ve vergilerin de tabana yayılacağıyla ilgili ifadeler var. Biz baktığımız zaman vergi gelirlerinin dağılımına bakıyoruz; dolaylı, dolaysız vergiler olarak nasıl olduğuna bakıyoruz. Biliyorsunuz, dolaysız vergilerin gelir dağılımını dengeli hâle getirmek için daha fazla olması lazım ama bizde dolaylı vergiler 2023'te yüzde 66 civarında olacak, baktığımız zaman da 2024 yılı için hem planda hem bütçede yüzde 68,5'lik bir oran öngörülmüş. Bu oran çok yüksek bir oran. Dolayısıyla az gelirliden de çok gelirliden de aynı vergiyi alıyorsunuz. Bu vesileyle hem vergiyi tabana yaymanız mümkün değil hem de gelir dağılımını daha da çok bozuyorsunuz. Bu pozisyonun dolaysız vergiler lehine yani vasıtasız vergiler lehine düzeltilmesi gerekiyor, bunu da buradan özellikle ifade etmek istedik.
Yine, konularla alakalı, ilerlediğimizde, tabii ki önümüzdeki dönem çok hassas bir dönem. Dünya konjonktürü itibarıyla da yakın çevremizde çok önemli sorunlar var, işimizin kolay olmadığını da biliyoruz. Nispeten daha iyi bir ekonomiye ulaşmak için hakikaten istikrarlı, düzgün bir çalışma yapmamız, kaynakları etkin kullanmamız lazım. Kaynakları etkin kullanırken de dağılımı da güzel ayarlayıp istihdamı, ihracatı artırıcı projeleri hayata geçirmemiz lazım. Buna baktığımız zaman, ihracatçılara nasıl destek verdiğimize baktığımızda da ihracatçıların finansmana erişme zorlukları var, ihracatçımız finansmana erişemiyor. Reeskont faizleriyle ilgili, reeskont kredileriyle ilgili bir ayarlama yapıldı, iskonto oranı olarak yüzde 23'lere, 24'lere düşürüldü ama artan oranla beraber bu oran da tekrar artacak, dolayısıyla ihracatçıların finansman maliyeti de artacak.
Burada bir önerimiz olacak; EXIMBANK haricinde de ihracatçılarımızı destekleyici sigorta mekanizmalarının geliştirilmesinin ve kurulmasının gerektiğine inanıyoruz. Bunun için de biliyorsunuz, yurt dışı satışlarla ilgili Hermes, Coface gibi şirketler ön finansman sağlıyor ülkemizdeki firmalara ama bizim yerli sigorta şirketlerini de teşvik edip buralara da kaynak ayırmamız gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Akay, lütfen toparlayalım.
CEVDET AKAY (Devamla) - Başkanım, toparlıyorum.
Son olarak da biz, yıllar önce Kurtuluş Savaşı'ndan çıkmış, Millî Mücadele'yi başarmış ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş bir devletiz. O dönemde bile enflasyon oranımız olmamış. Şimdi baktığımız zaman enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz olduğunu görüyoruz. Aşağı yukarı, Mustafa Kemal Atatürk zamanında yurdumuzun dört bir tarafını demir ağlarla örmüşüz, 46 civarında fabrikayı kurmuşuz. Biz bunu o zorluklarla başarmışız, bu dönemde de bunu başarmak için mücadele etmemiz gerekir fakat ben, mevcut plan ve önümüzdeki dönem bütçeleriyle ilgili olarak bunu başarabileceğimize dair umut görmedim.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)