| Konu: | GENEL KURULUN ÇALIŞMA GÜN VE SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; 2, 9, 16 VE 30 NİSAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE BİR SAAT SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK KANUN TASARI VE TEKLİFLERİNİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 3 10, 17 VE 24 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; (11/26) ESAS NUMARALI GENSORU ÖNERGESİ?NİN GÜNDEME ALINIP ALINMAYACAĞI HUSUSUNDAKİ GÖRÜŞMELERİN 29 MART 2013 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; 437 SIRA SAYILI KANUN TASARISI?NIN İÇ TÜZÜK?ÜN 91?İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 26.03.2013 |
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP'nin grup önerisiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu önerinin aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Görmez İzmir'de din görevlileri toplantısında bir konuşma yapıyor. Bu toplantıda Sayın Başkan gerçekten öyle bir konuşma yapıyor ki anlamak çok güç. Sayın Başkan hangi maksatla yapıyor, niçin böyle konuşuyor? Gerçekten, kendi bulunduğu makama uygun olmayan bu konuşmaları neden konuşur, milletin takdirine bırakıyorum. Sayın Başkan şöyle diyor: "İzmir'in farklı bir dindarlığı var." Şu cümleye bakınız! "İzmir'in farklı bir dindarlığı var." Sayın Başkan bu dindarlık konusuna çok taktı.
Biliyorsunuz, geçtiğimiz haftalarda Diyanet İşleri Başkanlığı bir dindarlık anketi yaptı. Olacak bir şey değil. Tamam, bir kişiye "Namaz kılıyor mu, ne kadar kılıyor, hangi vakitlerde kılıyor, kaçırıyor mu, oruç tutuyor mu tutmuyor mu, zekât veriyor mu vermiyor mu, hacca gitti mi gitmedi mi?" gibi sorular sorulabilir, buna bir itirazımız yok ama bir kişinin çok dindar, az dindar ya da dindar değil gibi bir ölçüsü nasıl olabilir? Sayın Başkan acaba ne kadar dindar? Sayın Görmez ne kadar dindar? Bunu sormak lazım. Yüzde 100 mü dindar, yüzde 99 mu dindar, yüzde 1 mi dindar? Nedir, dindarlığın ölçüsü ne? Haram yemek, kul hakkı yemek dindarlığa sığar mı? Sayın Başkan önce bunu bir açıklasın.
Şimdi, Sayın Başkan der ki "İzmir'in farklı bir dindarlığı var."
ERKAN AKÇAY (Manisa) - "Dinsiz" demek istiyor.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Yani 81 tane vilayet var. Ankara'nın dindarlığı, İstanbul'un dindarlığı, İzmir'in dindarlığı, Çankırı'nın dindarlığı, Erzurum'un dindarlığı? Böyle bir şey olabilir mi?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Var, AKP'nin? Dindarı var?
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Bu hangi mantıkla söylenir? Nasıl söylenir?
Devam ediyor Sayın Başkan: "Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var." Buyurun cenaze namazına!
Yani "İrfan ne demek? Arapça bir kelime, arf kökünden geliyor -bilenler biliyor- bilmek, anlamak, sezmek, kavramak, algılamak anlamına gelir. Yani, cümleye bakınız: "İzmir'in farklı bir dindarlığı var, bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var."
Devam ediyor Sayın Başkan: "Öyle olduğu için, tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden geçmiş birinin İzmir'e müftü olarak atanması tesadüf değil." Yani, İzmir'in dindarlığını farklı görüyor Sayın Başkan, daha doğrusu İzmir'in dindarlığında bir eksiklik görüyor, sorun görüyor.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) - Anlamamışsın.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Bu sorundan dolayı irfan geleneğine İzmir'in ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Bu ihtiyacı gidermek için de bir tasavvuf profesörünü İzmir'e müftü olarak atadığını buyuruyor Sayın Diyanet İşleri Başkanı.
Devam ediyor: "Kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak, işe ehil bir kişi bu müftü." diyor. Yani İzmir'in manevi hayatı ayaklar altında, Sayın Başkana göre İzmir'in manevi hayatı yerlerde sürünüyor ve bu İzmir'in manevi hayatını ayağa kaldıracak bir müftü atamış Sayın Başkan, bunu böyle söylüyor. Arkadaşlar, Sayın Başkan bilmiyor mu? İzmir'in öyle bir manevi hayatı var ki İzmir düşmanı denize dökmüştür. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Vatana ihanet edenlerle asla iş birliğine girmemiştir İzmir. Hangi maneviyatı arıyor Sayın Başkan?
Şimdi, Sayın Başkanı irfanlı olmaya davet ediyorum, Diyanet İşleri Başkanını irfana davet ediyorum, irfanlı olmaya davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, Sayın Başkan bunu rastgele söylemiyor. Biliyorsunuz, Sayın Başbakan da bir zaman şöyle demişti: "Zaman zaman İzmir'e yakıştırılan ifadeler var." ve devam etmişti Sayın Başbakan: "İzmir'le ilgili yakıştırılan bazı ifadeler var; ilk seçimde, inşallah, bu yakıştırmaları İzmir silip atacaktır." Sene 1995'te söylüyor, yanlış söylemiyorsam Sayın Başbakan.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bilmeden çıkmışsın oraya, biraz incele.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Yani diyor ki Sayın Başbakan: İzmirliler eğer AKP'ye oy verirse üzerlerindeki yakıştırmaları silip süpürecekler.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) - Anlamamışsın.
HAMZA DAĞ (İzmir) - İzmir'e hayatında gelmemiş.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şimdi, Sayın Diyanet İşleri Başkanı da Başbakanın bu söyleminin bir versiyonunu söylüyor.
Şimdi, arkadaşlar, bir Diyanet İşleri Başkanı bölücülük yapabilir mi, ayrımcılık yapabilir mi, ötekileştirme yapabilir mi, hem de bunu din üzerinden, Diyanet üzerinden yapabilir mi?
Değerli arkadaşlar, şöyle biliyoruz: AKP kendisinde olmayan belediyeleri ele geçirmek istiyor, bu doğaldır, buna saygı duyarız, bu siyasettir. Her siyaset, her siyasi parti bütün il ve ilçe belediye başkanlıklarını kazanmak ister, buna söylenecek bir şey yok. Ancak, AKP'nin kazanmak istediği il ve ilçe belediyelerinde Diyanet taşeron olarak kullanılmamalıdır, bu çirkin bir oyun olur. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Şu anda, Diyanet İşleri Başkanı İzmir Müftüsünü tartışmalı müftü yapmıştır.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Öyle bir şey yok ya.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Şartlı olarak, bilinçli olarak, bir amaca yönelik olarak İzmir Müftüsünü atadığını söylüyor. Türkçesi bu.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Müftüm, sen siyaset yapmıyor musun?
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Dolayısıyla, Sayın Diyanet İşleri Başkanı derhâl özür dilemelidir.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) - Emrin olur, emrin!
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı makamında bulunan bir şahsın bu şekilde konuşması doğru değildir ama şaşmıyoruz. Niye? Çünkü, biliyorsunuz, geçtiğimiz haftalarda Çanakkale Zaferi kutlandı. Çanakkale şehitleri ve gazileri rahmetle ve minnetle anıldı. Maalesef, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir camisinde 15 Mart Cuma günü okunan hutbelerde Ulu Önder Atatürk'ün adı geçmedi. Hâlbuki daha önceki yıllarda, her yıl, her defasında Atatürk'ün adı anılırken bir yıldır Diyanet İşleri Başkanlığının yapmış olduğu ne mevlit programlarında ne 10 Kasımlarda ne Cumhuriyet Bayramlarında ne de Çanakkale Zaferi'nde, şehitlerin ve gazilerin anlatıldığı, rahmetle, minnetle yâd edildiği haftada Atatürk'ün adı geçmedi. Hâlbuki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'de bizzat savaştı, kahramanlıklar yaptı. Yarbaylıktan albaylığa bu Çanakkale Zaferi'nde gösterdiği kahramanlıklar dolayısıyla terfi etti. 1915'te çıkan Harp Mecmuası'nda Ulu Önder Atatürk'ün Çanakkale'de göstermiş olduğu kahramanlık nedeniyle, kahramanlıklar nedeniyle 1915 yılının Harp Mecmuası'na kapak oldu ama Atatürk'süz bir Çanakkale Zaferi, Atatürk'süz bir Çanakkale Şehitleri ve Gazileri Haftası geçirildi ve 253 bin tane şehidimiz, 253 bin şehidimiz?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Tane değil.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Taneyi geri alıyorum, 253 bin şehidimiz? "Kelle" demiyorum! "Kelle" demiyorum!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RECEP ÖZEL (Isparta) - 250 bin tane hatim okundu onlara.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - 253 bin şehit diyorum be! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) 253 bin şehidimiz nedeniyle 253 bin tane hatim okundu, bu hatmin duasını Sayın Görmez yaptı. Yine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adı geçmedi. Yahu kardeşim, Çanakkale savaşlarını anlatıyorsun, Çanakkale savaşlarından bahsediyorsun onlara dair. Neden Atatürk'ten bahsetmiyorsun? Neden bahsetmiyorsun?
Değerli arkadaşlar?
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özkes.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Süre bitti, süre.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Süre bitince rahatladınız değil mi? Çok mu rahatladınız?
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Çok mu önemli?
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Evet, önemli.
Sürem bitmediyse konuşayım.
BAŞKAN - Sayın Özkes, teşekkür ediyoruz.
Süremiz bitti.
İHSAN ÖZKES (Devamla) - Ben teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)