| Konu: | Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 25.10.2023 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi gündür içimiz kan ağlıyor, insanlığın içi kan ağlıyor. Gazze'de, Filistinli can kaybı 6 bine ulaştı; yarısı bebek ve çocuk. Siviller ölüyor, karşılıklı insanlar ölüyor. Bizim için insan önemlidir. Çatışmayla değil barışla meselelerin hallolması gerektiğini söylüyoruz. Bu konuda bir şeyler yapması gereken cumhur zulüm ittifakı ne yapıyor? İttifakın bir tarafı "24 saatte haydin Gazze'ye!" diyor. Beş gün geçti, bir şey yok.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen anlamamışsın, anlamamışsın sen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - İktidarın diğer tarafı "Cumartesi günü miting yapalım." diyor; sanki muhalefet. Bol bol konuşuyorlar, hamaset yapıyorlar, hiçbir şey yok.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sen ne yapıyorsun?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, ben size gerçekleri göstereyim: Bu kim? Şimon Peres. Burası neresi? Bu Meclis. Arkasında kim duruyor? Erdoğan. Bu Mecliste konuşuyor. "Gazi Meclis, Gazi Meclis" dersiniz, katiller konuşur burada.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Şimon Peres'i susturan kim?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - İkincisi: Bu kim? İsrail Cumhurbaşkanı Herzog. El sıkışan kim? Erdoğan. Ne zaman oldu? Bir yıl önce. En üst düzey protokolle karşıladınız Ankara'da, en üst düzey protokolle. Bakın, en üst düzey protokolle karşılandı ve ilişkilerin en üst düzeye çıkması istendi. Böyle mi olacaktı?
Bakın, biz boş yere konuşmuyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sahtekâr...
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Beni iyi dinleyin, bir anekdot anlatacağım: 2008 yılında Gazze katliamı yapıldığı zaman ben MAZLUMDER Genel Başkanıydım ve Gazze'de İsrail'in fosfor bombası attığını ispatladık, arkadaşlarımız Gazze'ye gitti, sizin gibi boş boş konuşmadı, Gazze'ye gitti.
AHMET FETHAN BAYKOÇ (Ankara) - Bomboş konuşan sensin, sen!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bombalar altında cenazelerin üzerinden parçalar alındı, laboratuvarda fosfor bombası kullanıldığını ispatladık.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Ben de gittim Gazze'ye, ben de.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Daha sonra suç duyurusu yaptık, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına koşturduk, dedik ki: "İsrailli yetkililer Türkiye'ye geldiği takdirde evrensel yargı ilkesi gereğince yargılanabilir.", Türk Ceza Kanunu'nda böyle bir madde var. Fakat ne oldu? Savcı dedi ki: "Adalet Bakanı izin verirse soruşturmayı açarım." Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'di. MAZLUMDER'deki arkadaşlarımla hemen gittik Sayın Bakana. Bakan bize ne dedi, biliyor musunuz: "Ömer Bey, bu konu çok önemli konu, ben karar veremem, reis karar verir." Ardından, üstünden iki üç ay geçti, olay soğudu, Gazze'yi falan herkes unuttu, reis izin vermedi. Ben size boşuna mı "İş yapın." diyorum, "Hamaset üretmeyin." diyorum ve bundan sonra, daha sonra ne oldu? Mavi Marmara katliamı oldu. İktidarın samimiyetsizliğini görenler Mavi Marmara'da kardeşlerimizi katletti, 10 kişi şehit oldu; 20 milyon lirayla işi kapattınız. "One minute" dediniz, sonuç sıfır; samimiyetsizlik had safhada. Bakın, bütün bunlar sizin bir iş yapmayacağınızdan, tribünlere oynama durumunuzdan kaynaklanıyor.
MHP'nin durumu... Sayın Akçay bana itiraz ediyor.
Sayın Akçay, bakın, burası neresi? İstanbul Çin Büyükelçiliğinin önü. Kim var orada? Uygur Türkleri var.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Saçmalama kardeşim! Uygur Türklerinden ne anlarsın sen?
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Onların gösterilerini kim engelliyor? Bakın, bu insan Sarıyer İlçe Emniyet Müdürü Murat Çaykara. Bu, Uygur Türklerine ne diyor biliyor musunuz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ha, FETÖ ağzıyla, Amerikan bayrağının altında Uygur Türkleri savunulamaz!
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - "Süpürün şunları ya, süpürün şunları." Dışarıda atıp tutarsınız "Uygur Türkleri" dersiniz ama Çin Büyükelçiliği önünde Uygur Türklerine "Defolun gidin!" dersiniz. Daha sonra bu kişi ne oldu biliyor musunuz? Terfi etti, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı oldu, maşallah; sizin durumunuz bu arkadaşlar.
Yine, bakın, siz hamasetini yaparsınız, ben takip ederim. Çin ilişkilerini biliyor musunuz? Dört buçuk yıl oldu, Doğu Türkistan'daki toplama kamplarında Türkiye kontrol yapacaktı, Çin'le anlaşmıştı fakat iki üç ayda yapılacak iş dört buçuk yıldır yapılmıyor; Çin'le duygusal ilişkiler var, 50 milyar dolarlık anlaşma var; Çin'i üzmek istemiyor.
Yahu, ey AK PARTİ ve MHP'liler; hamaset yapmayın, gerçekleri konuşun, hakkı konuşun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ya, kes be tekerleme, tekerleme, aynı lafları! Söylediklerinin hiçbiri doğru değil.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Ben size tüm bilgiler ve belgelerle hakkı hukuku burada anlattım. Elinizi vicdanınıza koyun ve "Hamaset yapmayın, iş yapın." diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)