GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:25.10.2023

YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidara geldiğinden bu yana çevre sorunları ve çevre katliamları açısından değerlendirdiğimizde Türkiye doğası açısından kapkara bir tablo önümüze çıkıyor. Doğanın sınır tanımaz bir şekilde sermayenin yağma ve talanına açıldığı, ekonomik krizden çıkış yolu olarak doğanın bir meta olarak sunulduğu, kendi burjuvazisini yaratma sürecinde doğal ve kültürel varlıkların belli sermaye gruplarına aktarıldığı politikaların geldiği nokta işte bu karanlığı oluşturmuştur.

Başta on iki bin yıl öncesine dayanan tarihiyle Türkiye'nin en önemli yerleşim yeri olan Batman'daki baraj projelerinin ardından talan edilen Hasankeyf sadece bugüne ait bir katliam değil, hepimizin belleğinin yok edilmesidir. Moğol istilasından bile zarar görmeyen binlerce yıllık kent AKP'nin yağma talanından kurtarılıp gelecek kuşaklara aktarılamadı. Tek bir şirket için ısrarla yıkılan, sular altında kalan Hasankeyf, yıkılan dokuz bin beş yüz yıllık Diyarbakır Sur ilçesiyle, müdahale edilmeyen Dersim ve Cudi yangınlarıyla aynıdır. Doğanın, insanın talanı coğrafyamızın en acı gerçeği hâlinde devam etmektedir.

Dipsiz Göl, Gümüşhane'deki buzul dağından günümüze kadar gelmiş on iki bin yıllık göl. Dibinde hazine aranması için valilik oluruyla boşaltıldı. Kendisi başlı başına bir hazine olan göl ne yazık ki bir hazine safsatasına kurban edildi.

AKP iktidarı döneminde her akarsuyun önüne kurulan hidroelektrik santralleri tabiata yapılan kıyımın bir başka örneğidir. Bu santraller yüzünden bitki ve hayvan popülasyonu ciddi zararlar görmüştür. Doğal denge bir daha eski hâline geri dönmeyecek şekilde tahribata uğratılmıştır. Keza Karadeniz'de yapılan dere ıslah çalışmalarıyla da zararlı böcek popülasyonları artmış ve çay bitkisinin verim ve rekoltesinde ciddi bir gerilemeye neden olunmuştur.

Önlem alınmayan orman yangınları sonucu yok olan alanlar imara açılmış, bu alanların birçoğuna da otel yapılmıştır.

3 ülkeye sınırı olan kentim Iğdır... Türkiye'nin en çok kuş çeşitliliğinin olduğu, ziyaretçilerini kendine hayran bırakan, zengin peyzaj güzellikleri, sayısız yaban hayvanına ev sahipliği yapan Ağrı Dağı Millî Parkı ve Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nın yıllardır turizme kazandırılmaması AKP iktidarının kültürel miraslara bakış açısını göstermektedir.

AKP Hükûmeti doğa, çevre, kültürel miras alanındaki bu kara tablosuna bir yenisini eklemek istemektedir. 24'üncü maddeyle "İdare, Kapadokya Alanındaki korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile sit alanlarının tespitini yapar. İdare, Kapadokya Alanında ihtiyaç duyulması halinde kamulaştırma işlemlerini yapmakta yetkilidir." ibaresi eklenmektedir. Yasaların ve liyakatin askıya alındığı bu dönemde Kapadokya bir turizm cenneti değil ancak bir inşaat alanı olacaktır. Bizler elbette bu gibi alanların, kültürel mirasların turizme kazandırılmasına karşı değiliz ancak daha önceki pratikleri ortada olan iktidarın, bu tabiat harikasına yaklaşımının bilimden uzak sadece rant üzerine olduğunu biliyoruz. İktidarın uzun yıllardır beton lobisinin istemleri çerçevesinde arsa, arazi rantı ve yağması üzerine şekillendirdiği imar, afet planlama, yapı denetim ve yapı üretim süreçlerinde uyguladığı politika ve yönetim süreçleri, coğrafyamızda yaşanan her doğal olayın afete dönüşmesine, yıkıma, yok etmeye ve talana dönüktür. Öyle ki bu iktidarın bizlere tarihî miras olarak kalan yapılara yönelik restorasyon işlemlerine dair birçok haberi medyadan gördük. Ormanlarımızı ve tarihî eserlerimizi koruyamayan AKP iktidarının Kapadokya gibi tabiat harikası olan bu turizm cennetini ne hâle getireceğini hayal bile etmek hiç de zor değil. Bahsi geçen komisyonun UNESCO'nun dünya miras alanları için öngördüğü ortak akıl ilkesi gereği alanında uzman bilim insanları ile belediyeler, sendikalar, ilgili odalar ve sivil toplum kuruluşlarından oluşması gerekmektedir. Yapılan düzenleme bu yönde de eksiklikler barındırmaktadır ve bu eksikliklerin düzeltilip idarenin tek elden yönetilmesini ortadan kaldıracak olan ortak akıl ilkesinin gerekliliklerinin yerine getirildiği, bütün kültürel miraslarımızı kapsayacak şekilde olmalıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HEDEP sıralarından alkışlar)