Konu: | 79 yaşında tutuklanan Emin Soyal'a, idare ve gözlem kurullarının kararlarına, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 12 |
Tarih: | 25.10.2023 |
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Vekiller, bir fotoğraf göstereceğim size. "Emin Soyal" vatandaşın adı, 1945 Araban doğumlu yani 79 yaşında, İdil'de yaşıyor, "Emin amca" diyebiliriz kendisine; erişkinler için bir engellilik sağlık kurulu raporu almış Sağlık Bakanlığına Bağlı Cizre Devlet Hastanesinden, bu rapora göre kardiyoloji açısından baktığımızda yüzde 78 engel oranı var, oldukça yüksek gördüğünüz gibi, başka engelleri de var ama en yüksek kardiyoloji. Şimdi, bu Emin Soyal tutuklandı, 79 yaşında tutuklandı. Tutuklanma gerekçesi, örgüt üyeliği ve propagandası. 79 yaşında, tutuklandı. Yani bazen "Sözün bittiği yer." diyoruz ya herhâlde böyle zamanlar. Yani Kürt olunca vicdan yok, Kürt olunca adalet yok, Kürt olunca hukuk yok. Sonra "Kürt'e düşmanlık yapıyorsunuz." deyince yerinizde hopluyorsunuz, diyecek söz bırakmıyorsunuz, gerçekten bırakmıyorsunuz. Ben çok merak ediyorum, bu kararları veren, bu tutuklama kararlarını veren savcı ve hâkimleri siz iktidar olarak nerede yetiştiriyorsunuz, nerede yetiştiriyorsunuz? Evrensel hukuk ilkelerinden falan hiç haberi olmayan insanları "hâkim" ve "savcı" diye gönderiyorsunuz. Yazıklar olsun!
Şimdi, bir başka cezaevi meselesi -bugün cezaevleri üzerinden gideceğim- Celalettin Can adını bir kısmınız duymuşsunuzdur. 78'ler Girişimi sözcüsüdür, aynı zamanda çözüm sürecinde akil insanlar grubunda çalışmış bir kişidir. Celalettin Can, kanun hükmünde kararnameyle kapatılan Özgür Gündem gazetesiyle dayanışmak amacıyla bir günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği yapanlardan birisiydi. Bir günlük nöbetçi yayın yönetmenliği nedeniyle hakkında dava açıldı "Örgüt propagandası" dendi, bir yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Şu anda -1 Eylülde cezaevine girdi- Marmara 5 no.lu Kapalı Cezaevinde, "Silivri Cezaevi" diye bilinen cezaevinde yatıyor. Bir mektup yazmış diyor ki: "Burada 'mahkeme, kanun, yasa' diye bir şey yok." Neden? Aslında cezaevinde yatmış olduğu daha önceki dönemle ilgili olarak cezanın mahsup edilmesi gerekiyor fakat bu cezaevlerinde idare ve gözlem kurulları var, biliyorsunuz. İçinde hukukçu olmayan, içinde hâkim ve savcı olmayan, cezaevlerinde idare ve gözlem kurulları var ve bunlar karar veriyorlar, mahsup etmiyorlar bir türlü. Sağlığı da iyi olmayan Celalettin Can cezaevinde yatmaya devam ediyor. "Ya, burada mahkeme kararları uygulanmıyor, Yargıtay kararları ciddiye alınmıyor, kanunlar, yasalar hiçbir şey uygulanmıyor. Denetimli serbestlikle ilgili koşullar uygunken bu cezaevlerindeki idare ve gözlem kurulları bu insanları keyfî olarak tutmaya devam ediyor, uygulamıyorlar kararları..." diye uzun uzun anlatmış. Celalettin Can, 1980 askerî darbesinden sonra da yirmi yıl cezaevinde yatmış bir arkadaşımız. "Şu anki cezaevi koşulları 12 Eylül döneminden çok daha ağırdır." diye anlatıyor. Bu, gerçekten iktidar açısından utanç verici bir durum. Anlatıyoruz ama kime anlatıyoruz acaba? "Yani o zaman işkence görürdük, şiddet görürdük ama kazanımlar elde ederdik. Bugünkü durum çok daha ağır." diye anlatıyor. Şimdi, Celalettin Can'a buradan bir selam gönderelim ama Celalettin Can'la bitmiyor bu iş. Bakın, bugün Elâzığ F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Fatoş Demirhan'dan bir haber geldi. Cezasını yatmış, bitirmiş, tahliyesi 3'üncü kez ertelendi. Kim tarafından ertelendi? İşte, demin sözünü ettiğim, bu cezaevlerindeki idare ve gözlem kurulu kararlarıyla ertelendi; 3'üncü kez ya, insaf. Vicdansız ve hukuksuz olan bu cezaevlerindeki idare ve gözlem kurulları her yerde bu kararı veriyorlar. Geçen hafta konuştum, Sincan'da da bu kararı veriyorlar. Yani bir kez daha söylüyoruz: Adalet Bakanlığı çok iyi biliyor aslında bu cezaevi idare ve gözlem kurullarının hukuka uygun kararlar almadığını ve bu hukuksuzluğu Adalet Bakanlığı durdurana kadar biz bu konuyu konuşmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Bugün Anayasa Mahkemesi bir karar verdi Hatay Milletvekili Can Atalay'la ilgili ve dedi ki: "Seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlali yapılmıştır." 5'e karşı 9 oyla bu kararı verdi Anayasa Mahkemesi. Geç de olsa önemli bir karar verilmiş oldu. Şimdi, Can Atalay'ın bir an evvel tahliye edilmesi, yargılamasının durdurulması gerekiyor ve milletvekili olarak gelip burada yemin etmesi gerekiyor. Bunu bir kez daha ifade edelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Şunu da özellikle ifade etmek istiyorum: Adalet Bakanlığı ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesiyle tartıştı bu konuyu. Adalet Bakanlığı ve Yargıtay yaptığı tartışmayla Anayasa Mahkemesini değersizleştirmek için elinden geleni yaptı. Buna rağmen Anayasa Mahkemesi direndi, evrensel hukuk ilkeleri konusunda direndi ve iyi yaptı. Maalesef adaleti, hukuku geliştirecek adımlar atmak yerine geriye götürecek, evrensel hukuk ilkelerinde Türkiye'yi daha geriye götürecek adımları atma konusunda yeni Adalet Bakanının bir kararlılığı var gibi görünüyor. Daha evvel burada birlikte görev de yapmıştık. Adalet Bakanının bir an evvel evrensel adalet ilkelerine uygun davranmasını talep ediyoruz, bekliyoruz, umuyoruz.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.