| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 24.10.2023 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP'nin vermiş olduğu öneri üzerine Gelecek ve Saadet grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bildiğiniz gibi, öneri, ülkemizde uzun zamandır süregelen yargı sorunlarıyla ve bu sorunların kamuoyunda tartışılmasını engelleyen erişim yasaklarıyla ilgili. Getirilen yasaklar her şeyden önce Anayasa'mızın 2'nci maddesinin içerdiği "insan haklarına saygılı" "demokratik" "hukuk devleti" kavramlarına aykırıdır. Neden? Çünkü hukuk devleti kavramı bütün kamu görevlilerinin -yargı mensupları dâhil- hukuka uygun davranmalarını emretmektedir. Üstelik, yargı mensuplarının hukuka uygun davranması diğer organların hukuka uygun davranmalarının yegâne teminatıdır. Neden? Çünkü yasama, yürütme organları ile idari makamların hukuka uygunluk denetimini yargı yapmaktadır. Öte yandan yargı mensuplarının görevlerini hukuka uygun olarak yerine getirmemeleri bütün yurttaşların anayasal haklarının ne kadar ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla eğer bu iddialar doğru ise bu iddiaların araştırılması ve çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. Aksi hâlde iktidar-muhalefet ayrımı gözetilmeksizin herkesin anayasal hakları bu yargı kararlarıyla ihlal edilmiş olacaktır. Öte yandan demokratik bir anayasa düzeni halkın haber kaynaklarına serbestçe erişmesini gerektirmektedir. Oysa bu erişim yasakları, demokratik devlet ilkesini de ihlal etmektedir. Ayrıca, bu erişim yasakları, ifade hürriyetini, basın hürriyetini düzenleyen Anayasa hükümleri ile bütün anayasal hakların garantisi niteliğindeki 13'üncü maddeyi ihlal etmektedir. 13'üncü madde şunu söylüyor: "Temel hak ve hürriyetler, ancak ölçülülük ilkesine uygun olarak, hakkın özü yasağını ihlal etmeden demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir biçimde sınırlanabilir." Hâlbuki bu erişim yasakları bahsettiğimiz üç kavramı birden ihlal etmektedir.
Dolayısıyla ben buradan Parlamento çoğunluğuna seslenmek istiyorum: Parlamento çoğunluğunun sık sık referansta bulunduğu "beka sorunu" tam da bununla ilgilidir. Eğer bir ülkede yargı kendisinden beklenen fonksiyonu icra edemiyorsa işte o zaman ülkenin bekası çok ciddi bir tehlike altındadır.
Nihayet bu vesileyle bir hususa daha işaret etmek isterim: Yaklaşık olarak hazirandan beri burada görev yapıyorum ve Meclis çalışmalarını bir anayasa hukukçusu olarak hicapla izliyorum. Burada muhalefet partilerinin verdiği bütün araştırma önergeleri Parlamento çoğunluğu tarafından kararlı ve sistematik bir tutumla reddedilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Devamla) - Teşekkürler.
Oysa bu araştırma önergeleri toplumumuzun çok hayati sorunlarıyla ilgilidir. Eğer biz burada iktidar ve muhalefet olarak diyalog kurmayı, müzakere etmeyi ve uzlaşmayı başaramazsak toplumdan bir arada yaşama kültürünü nasıl bekleyebiliriz? İşte bu sebeple, Parlamento çoğunluğunun bu tutumundan vazgeçmesini tavsiye ediyorum. Aksi hâlde Türkiye'de demokrasi kültürünün yeşeremeyeceği çorak bir ortamı hazırlamanın sorumluluğu kendilerinin omuzlarında olacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)