GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gazi Meclisin Filistin hassasiyetine, emekliye verilecek ikramiyeye, mülakata, yargı organında yaşanan sorunlara ve deprem bölgesinin kışa hazır olmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:7
Tarih:12.10.2023

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Öncelikle Gazi Meclisimizi Filistin hassasiyetindeki duruş nedeniyle tebrik ediyorum. Bütün siyasi partilerimize bu anlamlı duruş nedeniyle teşekkür ediyoruz. Tabii ki doğru yapılan, iyi yapılan her şeye tebrik ve teşekkürü her zaman ortaya koyarız ancak burada dünyanın gözü önünde bir katliam yaşanıyor, dünyanın gözü önünde uluslararası hukuk yok sayılıyor. Tam da burada, tam da burada evet, yapılan diplomasi çalışmalarına teşekkür ediyoruz ancak bunun yeterli olmadığını görüyoruz. Tam da burada İsrail'e tarihte "Dur!" diyebilecek, karşı durabilecek tek millet olmamız hasebiyle -bunun altını özellikle çiziyorum- tarihî misyonumuz hasebiyle burada Türkiye'nin 2009-2014'te olduğu gibi daha aktif bir diplomasi yürütmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Evet, bazı konuları buradan çok sık tekrarlıyoruz çünkü o sorunlar sürekli yaşanmakta olan sorunlar. Emeklilerimizin sorunu böyle bir sorun, mülakat sorunu böyle bir sorun, deprem bölgesinin sorunu böyle bir sorun. Şimdi, emeklilerimizle ilgili, evet, emeklilerimize bir ikramiye veriliyor ancak bunun gerçekten çok büyük bir şeymiş gibi, büyük bir müjdeymiş gibi yansıtılmasını da yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum yani bu verilen ikramiye emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları giderebilecek bir şey değildir; bunun altını da özellikle çizmek istiyoruz. Emeklilerimiz gerçekten zor şartlar altında yaşamak zorunda kalıyor, emeklilerimiz ay sonunu getiremiyor. Bu anlamda yani yarından tezi yok emeklilerimizle ilgili daha kalıcı bir çözüm ortaya konmak zorundadır ocak ayı beklenmeden; emeklilerimiz adına bu soruna bir kere daha dikkat çekmek istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, genç bir milletvekili olarak genç arkadaşlarıma benim bir sözüm var, gittiğim her yerde bunu söylüyorum ve bu konuyu da bu sorunu da çok sık gündeme getiriyorum, bugün basın toplantısı da yaptım: Mülakat sorunu. Bu konuda net bir tavrımız var yani bizim tavrımız net; adaletsiz, torpile dayalı, referansa dayalı mülakat sisteminin kaldırılması, yerine liyakate dayalı, adaletli bir sistemin getirilmesi. Bu anlamda ben iktidar partisine, iktidar partisindeki bütün arkadaşlarımıza, milletvekili arkadaşlarımıza seçim öncesi verdikleri sözü hatırlatmak istiyorum. Burada her Grup Başkan Vekili arkadaşımıza bu hatırlatmamızı iletmeleri için de bunu buradan paylaşıyoruz. Şimdi mülakatlarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanının seçim öncesi bir açıklaması oldu, çok açık bir sözü oldu "Mülakatları kaldıracağız." diye ve Millî Eğitim Bakanı, dönemin Millî Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer'in "Mülakatlar kaldırılacak, sadece KPSS puanı esas alınacak." diye çok net bir açıklaması var ancak şöyle bir şeyle karşılaşıyoruz; geçen günlerde yeni Millî Eğitim Bakanının açıklaması bir zihin karmaşasına sebep oldu. Tam da burada eski Millî Eğitim Bakanının gençlerimize, öğretmen adaylarımıza bir açıklama mecburiyeti var. Arkadaşlar, ben bunu gerçekten söylemekten hicap duyuyorum. Ancak yani, biz, bunun, seçim öncesi verilmiş bir söz olmuş olabileceğine inanmak istemiyoruz, samimi bir şekilde verilmiş bir söz olduğuna inanmak istiyoruz ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyoruz. Bu anlamda, iktidar partisini, Sayın Cumhurbaşkanını gençlerimize vermiş olduğu sözünü tutmaya tekrar tekrar davet ediyoruz. Bu konuyu, açık söylüyorum, her gün, her hafta gündem yapmaya devam edeceğiz.

Mülakat demişken, yargı organında yaşanan sorunlara da dikkat çekmek istiyorum. Tabii, yargı organımızın, hukuk sistemimizin gerçekten önemli sorunları var. Uzayan yargılamalar maalesef vatandaşımızın adalete erişimini engellemektedir. Geciken adalet, adalet değildir diyoruz.

Onun haricinde, işte, hâkimlerimizin, savcılarımızın son dönemlerde oluşan hukuki vasıf sorunu gerçekten önemli bir sorun. Tam da burada mülakatların kaldırılması büyük bir önem arz ediyor. Burada, isterlerse iktidar partisindeki arkadaşlarla da paylaşabilirim. Arkadaşlar, şimdi, ben bir hukukçuyum, burada 2 karar var; konu aynı konu; davalı, birinde davalı birinde davacı. Arkadaşlar, konu aynı konu, bir damga vergisinin iptaliyle ilgili bir dava açılmış, 2 farklı vergi mahkemesine düşmüş, 2 farklı karar çıkmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Aynı konu, aynı müvekkil, 2 farklı karar çıkmış. Sonra, hadi, 2 farklı kanaat diyelim, doğru değil de öyle diyelim; üst mahkemeye, istinafa gidiyor, orada bu kararın birinin kabul, birinin reddedilmesi gerekiyor yani birinin düzeltilmesi gerekiyor ama istinaf mahkemesi 2 karar için de ret kararı vermiş. Bunun anlamı şu: Bu, yargı organının maalesef geldiği noktayı göstermektedir yani hâkimlerimizin... Bütün hâkimlerimizi tabii ki aynı şeye koyamayız, işini gerçekten doğru yapan hâkimlerimizi tenzih ediyorum. Bu anlamda gerçekten burada yargı organının geldiği noktayı göstermesi açısından önemli bir sorun; ben bu soruna da buradan dikkat çekmek istiyorum.

Son olarak, deprem bölgesiyle ilgili az önce de Hatay Milletvekili arkadaşımız bir konuşma yaptı. Değerli iktidar partisindeki arkadaşlarımız, deprem bölgesiyle ilgili yaptığımız konuşmalarda yaralamak, sataşmak yani buradan bir muhalefet, bir siyaset çıkarmak derdinde değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Toparlıyorum.

Ben de deprem bölgesinin bir evladıyım, biz de bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz ancak bizim derdimiz orada aksayan hususlar konusunda size dikkat çekmek. Bu anlamda ben tekrar tekrar bir şeyin altını çiziyorum: Deprem bölgesi ne acıdır ki kışa hazır değil. Yarın yağmur yağdığında, Osmaniye'de yağmur yağdığında, Hatay'da yağmur yağdığında, konteynerler aktığında milletvekillerimizi arayacak oradaki vatandaşlarımız. Deprem bölgesi kışa hazır değil; biz bu soruna dikkat çekmek istiyoruz. Bu anlamda deprem bölgesinin sorunlarını sürekli olarak burada gündem yapacağımızı da ifade etmek istiyoruz. Tekraren de buradan bir siyaset devşirme amacında değiliz, yapıcı muhalefet anlayışımızın bir gereği olarak, bunu bir sorumluluk olarak ortaya koyduğumuzu da ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.