Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sierra Leone Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 05.10.2023 |
YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
1 Ekimden bu yana Genel Kurulda hemen hemen her gün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları konuşuldu. Ben de bugünkü konuşmamda aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesiyle ilgili bir konuyu dile getirmek istiyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine en fazla başvuru yapılan ülkelerden biri Türkiye'dir, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından en çok mahkûm edilen ülkelerden biri de yine Türkiye'dir. Önceki gün de AİHM Mor Gabriel Manastırı Vakfı tarafından açılan hak ihlali davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin mülkiyet hakkıyla ilgili maddesinin ihlal edildiğine hükmetti. Mardin'in Dargeçit ilçesinde bulunan Süryanilere ait eski mezarlığın bir kısmının hazine adına tescil edilmesi nedeniyle Mor Gabriel Manastırı Vakfının yapmış olduğu başvuru üzerine, İnsan Hakları Sözleşmesi'yle korunan vakfın mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir ve sorunun çözümü için Türkiye'ye çağrıda bulunuldu. Bizim de beklenti ve talebimiz, bu taşınmazın bir an önce Süryani halkına iade edilmesidir. Benzer şekilde, Süryanilerin özellikle Mardin, Şırnak, Hakkâri bölgelerinde yaşadığı pek çok mülkiyet sorunu var. Bu bölgelerde tapu ve kadastro çalışmalarının başlatılmasıyla birlikte, köy arazileri ile şahsi arazi ve taşınmazlarının tespitinin gerçekleştirilmesi ve hak sahiplerinin resmî olarak kayıt altına alınması için çalışmalar yürütülmüştür. Ancak kadastro çalışmalarının Süryanilerin çoğunluğunun yurt dışında bulunduğu bir zaman diliminde gerçekleştirilmiş olması pek çok sorunun, hak kaybının ve mağduriyetin yaşanmasına yol açmıştır.
Değerli milletvekilleri, Tur Abdin bölgesinde bulunan başta Mor Gabriel Manastırı, Mor Evgin Manastırı; Üçyol, Arbo, Dağiçi ve Bethkustan Mahalleleri olmak üzere, Süryanilere ait yerleşim yerlerinin birçoğunda söz konusu sorunlar yıllardır devam etmektedir. Benzer sorunlar Şırnak ve Hakkâri'deki Asuri, Keldani köylerinde yaşanmaktadır. Burada bir parantez açmak istiyorum: Asuri, Süryani ve Keldanilerden bahsederken ayrı ayrı halklardan bahsetmiyorum, bu 3 isim aynı halkın adını taşımaktadır. Süryaniler yurt dışındayken köylerde kalan arazileri ve taşınmaz mallarıyla imkânları dâhilinde ilişkilerini koparmamışlarsa da arazilerin ve taşınmazların sayıca çokluğu, buna karşın köylerde kalan Süryanilerin ayrıca azalmış olması gibi nedenlerle arazilerin büyük bir kısmında tarımsal faaliyet sürdürememişlerdir. Köylerde bakımsız kalan ve zamanla doğal bitki örtüsüyle kaplanan taşınmazlar, ayrıca uzun yıllar faaliyet yürütülmemiş tarım arazilerinin birçoğu kadastro çalışmaları kapsamında kıraç arazi oldukları gerekçesiyle hazine malı olarak tapuya tescil edilmiştir. Öte yandan köy sınırları belirlenirken Süryani köylerine komşu olan köylerin sınırları Süryani köylerinin aleyhine genişletilerek Süryani köylerine ait taşınmazların, meraların ve ormanlık alanların bir kısmı da komşu köylerin sınırları içerisine dâhil edilmişlerdir.
Değerli milletvekilleri, Süryanilerin vergilerini ödedikleri taşınmazların ve hatta mahkeme kararıyla kendi adlarına tescil ettirdikleri taşınmazların önemli bir bölümü önce hazineye, ardından da TOKİ'ye devredilmiştir. TOKİ tarafından ise açık artırma yöntemiyle fahiş fiyatlarla satılmaktadır. Geçtiğimiz aylarda Nusaybin'e bağlı Dağiçi Mahallesi'ne ait araziler TOKİ Emlak Dairesi tarafından satılmış, ardından gelen tepkiler üzerine satışı iptal edilmiştir. Süryaniler, söz konusu bölgelerde yaşadıkları arazi sorunlarına ilişkin her ne kadar hukuki çerçevede kimi girişimlerde bulunmuşsalar da hukuki süreçlerin uzun sürmesi, konuyla ilgili resmî ve idari mercilerden bu sorunların çözümüne dair yeterli desteğin alınamaması nedenleriyle hak ihlalleri ve mağduriyetler devam etmektedir. Bu durum yurt dışından köylerine dönüş yapmış veya dönüş yapmak isteyen Süryanileri de olumsuz etkilemektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmadan, kadastro çalışmaları sonucunda gerek devlet kurumları tarafından gerekse kimi gerçek veya tüzel kişiler tarafından haksız biçimde el konulmuş Süryanilere ait arazi ve taşınmazların iadesi yapılarak yaşanan hak kayıpları ve mağduriyetler bir an önce giderilmelidir.
Değerli milletvekilleri, ben yereldeki bir iki soruna daha değinmek istiyorum. Dargeçit'te ve Mardin'in genelinde yurttaşlar sağlık hakkına erişim konusunda sıkıntılar çekmektedirler. Dargeçit İlçe Devlet Hastanesi yeterli donanıma sahip değil. Hastanenin fiziki kapasitesinin ve uzman hekim sayısının yetersiz olması, birçok polikliniğin bulunmayışı, en basit vakaların Midyat'a sevk edilmesi gibi birçok sebepten ötürü halk nitelikli sağlık hizmetlerinden faydalanamamaktadır ve mağdur edilmektedir. Mardin genelinde var olan nitelikli sağlık hakkına erişim noktasında gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, sağlık emekçilerine yönelik şiddet her geçen gün daha da derinleşmektedir. Birkaç gün önce Midyat'ta adliyede adli tıp uzmanı olarak görev yapan doktor ilçedeki cumhuriyet savcısının kendisini darbettiği gerekçesiyle şikâyetçi olduğunu açıklamıştır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin bu denli tırmandırılması iktidarın sağlıkta şiddet karşısında uyguladığı cezasızlık politikalarından kaynaklanmaktadır. Biliyoruz ki cezasızlık cesaret veriyor, sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için yasaların etkili bir şekilde uygulanması, güvenli ve sağlıklı çalışma alanlarının oluşturulması gereklidir.
Değerli milletvekilleri, son olarak, Nusaybin'e bağlı Bagok Dağı'nda bulunan köylerde yaşayan insanlar Şırnak Havalimanı'na ulaşmak için önce Midyat'a, oradan da havaalanına gitmek zorunda kalıyorlar, bu da 108 kilometre demektir. Oysa havalimanına ulaşmak için gidilmesi gereken mesafeyi yaklaşık 40 kilometre azaltmak mümkün. Bunun için yapılması gereken, Arbo ile Kartmin yani Taşköy ile Yayvantepe Mahalleleri arasındaki 9 kilometrelik yola asfalt dökmek. Yöredeki halk bu 9 kilometrelik yolun yapılması için defalarca ilgili kurumlara başvuru yapmalarına rağmen henüz söz konusu yol yapılmamıştır. Bu 9 kilometrelik yolu asfaltlamak yurttaşların hem zamandan hem de cebinden tasarruf etmesi anlamına geleceği gibi yöre halkına yeni bir istihdam kapısı açmak gibi bir potansiyeli de bünyesinde barındırmaktadır. Mardin halkının bu haklı talebinin bir an evvel karşılanmasını istiyoruz. Ayrıca, Mardin Havaalanı'ndaki sefer sayılarının yetersiz olması ve bazı illere direkt uçak seferlerinin olmayışı diğer bir mağduriyet alanıdır. İnsanlar çevre illere gitmek durumunda kalmaktadır, bu da hem zaman hem de maddi kayba neden olmaktadır.
Mardin yerli ve yabancı turistin de çok sık ziyaret ettiği bir ildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aslan, lütfen tamamlayalım.
GEORGE ASLAN (Devamla) - Söz konusu sorunlardan kaynaklı Mardin'de turizm sektörü de olumsuz etkilenmektedir. Bu sorunun da bir an önce çözüme kavuşturulmasını talep ediyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)