Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sierra Leone Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 05.10.2023 |
NEJLA DEMİR (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli halklarımızı ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmam tarım sektöründe yaşanan sorunlara dair olacaktır. Ekonomilerin gelişmişlik seviyesi farklı seyretse de tarım sektörü yerine getirdiği fonksiyonlar itibarıyla özellik arz eden bir alandır. Nüfus, gelir, istihdam ve sosyal güvenlik açısından bakıldığında tarım sektörü hâlen toplumun önemli bir kesimini doğrudan ya da dolaylı şekilde ilgilendirmektedir. İstihdamın yaklaşık yüzde 20'si tarım sektöründedir ve sektördeki kayıt dışı istihdam oranı ise yüzde 84'tür. Bu açıdan bakıldığında tarım sektöründe çalışanların kayıt altına alınması ve aynı zamanda kayıtlı sektörde istihdam edilenlerin de gerek insan onuruna daha yakışır iş koşullarına sahip olması gerekse de çalışma yaşamında ortaya çıkabilecek sosyal tehlikelerin zararlarının tümünü finanse edecek şekilde yeniden düzenlenmesi ekonomik ve sosyal açıdan önem arz etmektedir. Kayıt dışı istihdam edilenlerin çok büyük çoğunluğunun sendikasız oldukları göz önüne alındığında çalışanların sendikal örgütlenmesinin teşvik edilmesi yerinde olacaktır.
Konuyla bağlantılı olarak artan girdi maliyetlerinden kaynaklanan sorunlardan da bahsetmek istiyorum. Tarımsal sektör ülke ekonomisi için hayati bir rol oynamaktadır ve çiftçiler ürünlerini yetiştirirken karşılaştıkları mali zorluklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Son yıllarda tarımsal girdi fiyatlarının önemli ölçüde arttığını ve bu artışların çiftçileri olumsuz etkilediğini görmekteyiz. Bu nedenle çiftçilerin yaşadığı mali zorlukları hafifletmek ve tarımsal üretimi desteklemek amacıyla taban fiyatların enflasyon oranlarında belirlenmesi gerekmektedir.
Daha iyi anlaşılabilmesi için sadece iki önemli ürün üzerinde örnekleme yaparak aslında anlatmak istiyorum, bu noktaya da dikkatinizi çekmek isterim: Mısır ve pamuk bitkisi önemli endüstri bitkilerimizdir. Mısır ve pamuk bitkisine ait 2022 ve 2023 girdi maliyetlerin olduğu bir tablo bu. Mısır bitkisinde, 2022 yılında mazot 22 TL iken 2023'te 41,2 TL; kompoze gübre 9 binden 16.200 TL'ye, CAN gübresi 4 binden 9 bin TL'ye, işçilik 850 TL'den 2 bin TL'ye; yine, devamında, pamuk işçiliğinde -tabii, işçilik daha fazla oluyor- 550 TL'den 3 bin TL'ye çıkmasına rağmen geçen sene açıklanan mısır taban fiyatı 5.700 TL, 2023'te açıklanan taban fiyatı ise sadece 300 TL farkla 6 bin TL olarak açıklanmıştır. Pamuk için durum daha vahimdir ve çok trajiktir aslında. 2023 girdileri 2022'ye göre bazı kalemlerde 2 kat, bazı kalemlerde ise 3 kat fazla olmasına rağmen 2022'de açıklanan taban fiyatı 21 TL iken 2023'te bu fiyat 2,75 TL daha aşağısında, 18 lira 25 kuruş olarak açıklanmıştır. Yani sayın milletvekilleri, bu tabloda gördüğünüz yazılar çok bilinmeyenli bir denklem değil, maalesef sebebi bilinen acı sonuçlardır. Şimdi soruyorum: Tarım ülkesi olan Türkiye'de çiftçiler bu rakamlara göre kaderlerine terk edilmemişler midir? Çiftçilik yapmanın çok zor olduğu bu şartlarda üretimde süreklilik zincirinin kırılmaması için Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan çiftçiye hak ettiği desteği vermek gerekmez mi? Birçoğunuzun haberi vardır, haberi olmayanlar için söylüyorum: Açlık sınırının 13.300 TL, yoksulluk sınırının 43.400 TL olduğu günümüzde yurttaşlarımızın sofrasında 2 çeşit yemeğin olması artık lüks olmuştur. Yani bir sulu yemeğin yanına bir pilav yapılınca bu lüks olur hâle geldi maalesef. Bu nedenle çocuklar dengeli ve yeterli beslenememektedirler. Gelin, hep birlikte ekonominin bel kemiği olan tarımsal üretimi ve üreticisini hak ettiği gibi destekleyelim, çiftçilere ve emeklerine sahip çıkalım. Bizler her karışından bereket fışkıran bu toprakların sahibiyken insanımızın kuru soğan alıyorken dahi ekonomik açıdan zorlanması son derece üzücü bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.
NEJLA DEMİR (Devamla) - Yetişmeyecek tabii ki maalesef yani TMO'yla ilgili yaşanan sorunlardan aslında bahsetmek istiyordum. Bugün bile, beş dakika önce bile bir çiftçim aradı; kendisi kırk beş gündür ürününü vermiş olmasına rağmen maalesef hâlâ parasını alamamakta, alamamış durumda ve alamadığı için kendi ödemelerini de yapamıyor. Bu çiftçilerin mağduriyetinden tabii ki bahsedecektim.
Velhasıl şöyle söyleyeyim yani diyeceğim o ki: Çiftçimiz, "Deliler gibi ekin, dağı taşı ekin." diyen anlayışa mı; hasat zamanında hububat ithal edip mahsulünü tarlada bırakan TMO'ya mı sırtını dayasın, yoksa "Paramız var ki ithal ediyoruz." diyenlere mi, tarım politikalarına mı dayasın? Size bırakıyorum takdiri.
Her şeye rağmen tüm çiftçilerimizi selamlıyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)