| Konu: | Yeni yasama yılına, Gelecek Partisinin ve Saadet Partisinin ortak Meclis grubu olarak yapıcı muhalefet anlayışıyla Mecliste var olmaya devam edeceklerine ancak İç Tüzük'ün ve siyasi partiler mevzuatının kendilerine tanıdığı hakları hâlâ kullanamadıklarına, perşembe günü yapılacak Başkanlık Divanı toplantısında bu konunun net bir şekilde çözülmesini beklediklerine, aksi takdirde demokratik teamüller içerisinde net bir tavır koyacaklarına ve Meclis Başkanının sözünü tutmasını istediklerine; İçişleri Bakanlığına yönelik gerçekleştirilen saldırıya, mülakatlara, ülkede yaşanan ekonomik çöküşe ve bu süreçten en çok emeklilerin etkilendiğine, yeni anayasa konusunda iktidarın bir çalışması olduğunu gördüklerine ve bu çalışmanın yerel seçimler sonrasına bırakılmasının önemli olduğuna ve deprem bölgesinin kışa hazır olmadığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 2 |
| Tarih: | 03.10.2023 |
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Biz, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ortak Meclis grubu olarak yapıcı muhalefet anlayışımızla Mecliste var olmaya devam edeceğiz; doğru olana destek vereceğiz, yanlışın karşısında duracağız, çözüm önerilerimizle Türkiye Büyük Millet Meclisinde var olacağız. Ancak, gördüğünüz gibi oturma düzeni hâlâ sağlanamamış durumda, İç Tüzük'ün verdiği hakları hâlâ kullanamıyoruz, siyasi partiler mevzuatının bizlere sağladığı hakları hâlâ kullanamıyoruz. Siyasi parti gruplarının eşit şartlarda yarışması gerektiği gerçekliğini maalesef birileri yok saydı.
Grubumuz 6 Temmuzda kuruldu; bizden süre istendi, biz bu süreyi fazlasıyla tanıdık, fazlasıyla iyi niyet gösterdik, fazlasıyla anlayış gösterdik ancak gelinen noktada, 1 Ekime geldiğimizde maalesef bu söz tutulmadı. Değerli milletvekilleri, Meclis açılırken net bir tavır koyacaktık ancak 1 Ekimde yaşanan patlama nedeniyle, üzüntü verici olay nedeniyle birlik bütünlük mesajları...
Evet, Sayın Başkan, gördüğünüz gibi -sözüm size değil- bir Grup Başkan Vekili buradan konuşmak zorunda kalıyor, önünden geçenler oluyor ve konuşması kesiliyor; tablo bu, bütün Meclisin takdirine sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, 1 Ekimde aslında biz net bir tavır koyacaktık ancak o günün hassasiyeti gereği birlik bütünlük mesajları içerisinde bu hassasiyeti gösterdik, bu tavrı koymadık. Şimdi, geldiğimiz noktada, Sayın Başkan perşembe günü Başkanlık Divanını toplayacak. Biz, perşembe günü bu konunun net bir şekilde çözülmesini bekliyoruz. Aksi takdirde, perşembe günü burada oturmayacağımızı, demokratik teamüller içerisinde net bir tavır koyacağımızı buradan kayıtlara geçirmek istiyorum; Meclis Başkanımızın sözünü tutmasını istiyoruz. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
Evet, İçişleri Bakanlığımıza yönelik alçak bir saldırı gerçekleşti; biz, saldırıyı kınıyoruz, terörü, terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Ülkemizle, milletimizle ve İçişleri Bakanlığımızla geçmiş olsun dileklerimizi paylaşıyoruz. Elbette siyasi rekabetleri yaşayacağız ama terör konusunda da birlikte dik bir duruş göstereceğiz değerli milletvekilleri.
Mülakat konusunu az sonra konuşacağız. Nereye gitsek gençlerimizin önemli bir sorunu olarak karşımıza çıkıyor. İktidar partisindeki arkadaşlarımıza verdikleri sözü tekrar tekrar hatırlatıyoruz: Sözünüzün ardında durun, mülakatları kaldırın. Evet, sevgili gençler, ekran başından da ayrılmayın, az sonra mülakat konusunu tekrar konuşacağız.
Ekonomik kriz toplumumuzun bütün hücrelerine kadar yayılmış durumda. Büyük bir felaket yaşanıyor. Türkiye'de yaşanan felaket aslında bir ekonomik kriz de değil, bunun adı ekonomik bir çöküştür değerli milletvekilleri. Zamlar vatandaşın belini büküyor; seçim öncesi 18,5 lira olan mazot bugün 40 lirayı geçmiş, ekmek 7,5 lira, kira fiyatları almış başını gitmiş durumda; geldiğimiz tablodaki durum felaket. Vatandaş perişan, esnaf perişan, çiftçi perişan, emekli perişan; geldiğimiz durumda çarşı pazar yangın yeri; maalesef tablo bu ve bu tablo da yanlış bir para politikasının, inatla yürütülen yanlış bir para politikasının, Türkiye'de hukuk güvenliğinin yok edilmesinin, liyakatli bir sistemin yok edilmesinin, şeffaf bir kamu yönetimi anlayışından vazgeçilmesinin bir sonucudur değerli milletvekilleri. Evet, bu güven iklimini yeniden inşa etmek için piyasalardaki Naci Ağbal sendromunun aşılması gerekiyor, hukuka olan güvenin ve liyakati esas alan bir sistemin şart olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
Emeklilerimiz, bu süreçten en çok etkilenen kesim. 7.500 TL maaşla emeklilerimizin geçinme imkânı yok. Bunu gittiğimiz her yerde gördük, iktidar partisindeki arkadaşlarımız da sahada bunu görmüştür. Geldiğimiz noktada, kanun teklifi görüşülürken bizim bir önergemiz olmuştu, sizin oylarınızla reddedildi. Bir kanun teklifimiz var, şu anda bekliyor, sanırım, sizin de bir çalışmanız var, hiç uzatmaya gerek, buyurun gelin bizim bekleyen kanun teklifimiz üzerinden bu konuyu çözelim, emeklilerimizi rahatlatalım.
Yeni anayasa konusunda iktidarın bir çalışması olduğunu görüyoruz. Bu konuyu önemsiyoruz, bizim de 12 Eylül Anayasası'na karşı çıktığımızı ifade etmek isterim. Ancak bu konuda samimiyet görmek isteriz. İktidarın bu konuda kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmesini bekleriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi toparlayın lütfen.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, iki dakika ilave süre istiyorum, mevcut durumdan dolayı sözüm kesildi.
Burada yöntem çok önemli, madem anayasa toplumsal bir mutabakat metni, o zaman anayasa ayrıştıran değil, birleştiren olmalı. Özellikle de yerel seçim öncesinde anayasa konusunun toplumu ayrıştıran bir argüman olarak kullanılmaması gerektiğini vurgulamak isterim. Dolayısıyla -doğru olan- bu çalışmanın yerel seçim sonrasına bırakılması önemlidir; bunun da altını özellikle çiziyorum.
Deprem bölgesiyle ilgili bizim bir çalışmamız oldu. Bizzat kendim dokuz gün boyunca deprem bölgesine gittim. Deprem bölgesi maalesef kışa hazır değil; bunun altını özellikle çiziyorum. Evet, bir gayret var, bir çalışma var ama yapılan çalışma yeterli değil. İnşaatları gezdim, Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün "202 bin konutun inşaatına başlandı." dedi. Ancak benim gözlemlerime göre bu 202 bin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, bir dakika daha...
BAŞKAN - Evet, lütfen toparlayalım. Beş dakika süre, bir dakika ilave ediyorduk, şimdi iki oluyor.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Mevcut durumdan dolayı sözüm kesildi.
BAŞKAN - Ama lütfen toparlayın, lütfen.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Evet, Sayın Cumhurbaşkanı geçen gün 202 bin konutun inşaatına başlandığını ifade etti. Biz bundan mutlu oluruz değerli milletvekilleri ancak bizim bizzat gözlemlerimiz... Ben bizzat 9 şehir gezdim, 202 bin sayısının gerçekçi olmadığının altını çizerim. İktidar partisindeki milletvekili arkadaşlarımızla da bölgeyi birlikte gezmek isteriz.
Konteyner kentler kışa hazır değil. Ağır hasarlı binaların önemli bir bölümü yıkılmamış vaziyette, şehirlerimiz şantiye alanına dönüşmüş. Bütün şehirlerde yerinde ayrışma diye bir sorun var, önemli bir sorun, sağlık sorunlarına sebep olabiliyor. Neredeyse bütün şehirlerde sağlıklı içme suyu sorunu var. Bütün bunları topladığımızda deprem bölgesi kışa hazır değil. Bu konuda gerekli adımların ivedilikle atılması gerekiyor; bunun da altını özellikle çiziyorum.
Tekrar yeni yasama yılının hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)