| Konu: | Muğla'da bulunan Akbelen Ormanı'nda maden arama faaliyeti için yapılan ağaç kesimi konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergenin (8/14) ön görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 08.08.2023 |
CHP GRUBU ADINA SEMRA DİNÇER (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Milas Akbelen'de yaşanan ekolojik kırımın araştırılması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına, grubumuz adına söz aldım. Hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.
Şimdi sizlere bir ses dinleteceğim.
(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmesi)
BAŞKAN - Sayın milletvekili, bir dakika... Bakar mısınız? Sadece konuşma yapılıyor...
Buyurun.
SEMRA DİNÇER (Devamla) - Evet, efendim.
Evet, bu ses sizin için ne ifade ediyor? Bu ses sizin için rantın, paranın, lüksün, şatafatın ve saraylarınızın, saltanatınızın sesi. Bu ses 5'li çetenin kesesinin dolmasının sesi. Peki, bu ses bizim için ne ifade ediyor? Akbelen ormanlarında yüz yıllık ağaçların katledilmesi demek. Ormanların, zeytinliklerin, yaban hayatın, su kaynaklarının, anıların ve yarınların yok olması demek ama siz günlerdir Akbelen'de havası, suyu, geleceği için direnen, bastonuyla ağacına sahip çıkmaya çalışan 87 yaşındaki Sultan teyzenin, Ayşe teyzenin, Ahmet amcanın, Hatice ninenin on beş gündür sesini duymadınız.
Bakın, on beş gündür sesini duymadığınız 87 yaşındaki Sultan teyzemiz ne diyor? "Çam olmazsa hayat olmaz." diyor, Gülperi ablamız, "Su kaynakları bitiyor, doğa elden gidiyor, yarın bizim evlerimizin de önüne gelmesinler diye mücadele ediyoruz." diyor, Akbelenliler "Şu termiğin dumanı tütsün diye çamlarımızı, zeytinlerimizi, bağımızı bahçemizi, geleceğimizi yok ettiler; kömür bizi yok etti." diyorlar.
Şimdi, tatilinizi bir kenara bırakın ve hızarın gürültüsüne kapattığınız o kulaklarınızı iyi açın, halkın sesine, ağacın çığlığına kulak verin, Akbelen'e kulak verin arkadaşlar; o ağaçların ve o köylünün vebali hepinizin boynunda. Bu vatan hepimizin, bunun sorumluluğunu yerine getirin ve bu sorunu hep birlikte çözelim. Siz hızarın sesiyle paranın ve rantın hevesine kapılıp rüyasına daldınız; artık uyanın. "Irmağının akışına ölürüm!" diyenler, açın kulaklarınızı iyice dinleyin: Bu ses var ya bu ses, uğruna ölünecek ağaçları, ırmakları yok eden ses. Milliyetçilik öyle hamasetle olmuyor. Milliyetçilik vatanına, toprağına, ormanına, ağacına, kurduna kuşuna, suyuna sahip çıkmakla oluyor. Vatanın en değerli varlığı olan ormanlarımızın katledilmesine izin vermek vatana ihanet değil de nedir? "Milliyetçiyiz." diyorsunuz, bu sesi duyacaksınız ve vatanınıza sahip çıkacaksınız!
Değerli milletvekilleri, Akbelen'de günlerdir 740 dönüm ormanlık alan hukuka, Anayasa'ya aykırı bir şekilde yok ediliyor. Akbelen'de alınan orman izni 28 Aralık 2021'de bitmiş. Yasa tanımayan şirket, yürütmesi durdurulan işlemin uzatılmasını istemiş. Bu iddiayla ilgili ne Bakanlıktan ne de Orman Genel Müdürlüğünden herhangi bir açıklama yok. ÇED raporu almadan 740 dönümlük doğal ormanlık alan tamamen yok edilmiş. Ne için biliyor musunuz? Dört yıllık rant için, dört yüz yılda dahi eski hâline gelemeyecek ormanlar tahrip ediliyor. İkizköy, Çamköy ve Karacahisar Mahalleleri, bu sınırlar içerisinde bulunan yaklaşık 3 bin dönümlük, 45 bin zeytin ağacı ve verimli tarım arazileri ne yazık ki tehlike altında. Kanun açık, diyor ki: "Zeytinliklere 3 kilometreden fazla yaklaşmayacaksınız." Ama siz ne yaptınız? İçinde ve çevresinde zeytin ağaçları olan Akbelen Ormanı'na ruhsat verdiniz. Tabii, söz konusu rantınız olunca ne halkı dinlersiniz ne de yasaları.
Bakın, bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası. Bu Anayasa'nın 169'uncu maddesi der ki: "Devlet, ormanlarını zarar verecek her türlü eylem ve faaliyetten korumakla yükümlüdür." Peki, işte, bu da 5'li çetenin anayasası. Peki, bu 5'li çetenin anayasasında ne var? Rant var, talan var, yalan var, yolsuzluk var ve yağma var yani ormanlarımızın, havamızın, suyumuzun, toprağımızın her türlü çıkar için yok edilmesi var. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi bir tercih yapacaksınız; ormanlık alanları mı savunacaksınız yoksa dolar alanları mı savunacaksınız? Ormanları korumak için Akbelen'e gelmediniz ama maşallah, bugün 5'li çeteye arka çıkmak için hepiniz buradasınız, tam kadro olarak hem de. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, iklim krizi günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi ve her geçen gün hissedilir oranda artmaktadır, bu sorunu daha fazla ertelemeyelim. İklim kriziyle mücadelede insanlığın en önemli savunma gücü ormanlardır. Yapılan araştırmalara göre, ormansızlaştırma iklim krizinin en önemli ikinci sebebidir ve böyle gösterilmektedir. Dünya kömürden vazgeçiyor ama AK PARTİ iktidarı birkaç yıllık kömür için Akbelen ormanlarını katletmekten ne yazık ki vazgeçmiyor, tüm ormanlarımızı enerji ve maden şirketlerine peşkeş çekiyor. 2021 yılında Glasgow'daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nda, 2030 yılına kadar, ormansızlaşmayı tersine çevirme ve sona erdirme adına taahhütte bulundunuz ama bulunduğunuz taahhüdün aksine ormanlık alanları yok ediyorsunuz. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, sadece son üç yılda 800 bin hektara yakın ormanlık alan enerji ve maden şirketlerine peşkeş çekildi.
Değerli milletvekilleri, Devlet Su İşleri açıkça söylüyor, her geçen gün ülkemizde kişi başına düşen yıllık su miktarının azaldığını ve su fakirliğine doğru gittiğimizi belirtiyor. Bu maden çalışırsa su ihtiyacının önemli bir kısmını buradan sağlayan Bodrum ve Milas susuz kalacak arkadaşlar. Hacettepe Üniversitesinin raporunda, içme suyu kuyularını besleyen alt su havzalarının su akış yönünün değiştiği açıkça belirtilmiştir. Dört yıllık maden rezervi için bu turizm bölgelerinin su kaynaklarının yok edilmesi uzun vadede önemli bir turizm gelirinin de kaybı demektir, turizm sektöründe de çalışan binlerce işçinin işsiz kalması demektir.
Değerli milletvekilleri, Akbelen'de ihlal etmediğiniz anayasal hak ve hürriyet kalmadı. Akbelen'de sadece çevre haklarını ihlal etmediniz Anayasa'daki bütün hakları da çiğnediniz. Ağustos sıcağında milleti aç ve susuz bıraktınız; alandaki vatandaşa gelen suyu, yemeği engellemeye kalktınız, gıdaya erişim hakkını engellediniz. Biber gazı, cop ve TOMA'yla toplantı ve eylem hürriyetini kısıtladınız, "jammer"lar getirip vatandaşın iletişim hakkını engellediniz, valilik emriyle insanları gözaltına almakla tehdit ettiniz, sosyal medya paylaşımları yüzünden insanları karakola çağırarak ifade hürriyetini ihlal ettiniz, süresi dolmuş izin belgeleriyle yapılan ağaç kesimine ait olan itirazları gerekçe sunmadan reddeden yargı kararıyla adil ve tarafsız yargılanma haklarını ihlal ettiniz.
Değerli milletvekilleri, ağaçlar kesildi. "Dur!" demezsek devasa bir maden çukuru açılacak, buraları da geri getirmemiz imkânsızlaşacak. Bakın, hâlen şansımız var. Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu. Sakın "Rehabilite edeceğiz." demeyin çünkü Sayıştay raporları var; maden sahaları rehabilite filan edilmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMRA DİNÇER (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
SEMRA DİNÇER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, vicdanlarınıza seslenmek istiyorum: Etmeyin eylemeyin, gelin, el birliğiyle şu meseleyi hep birlikte çözelim; önce yıkımı durduralım, sonra araştırma komisyonu kuralım ve ülkemizin iklim krizine karşı direncini arttıran politikaları belirleyelim. Kömüre verdiğiniz teşviki bu santrallerde çalışan işçilere istihdam sağlayacak temiz, çevre dostu yatırımlara aktaralım. Kimse mağdur olmasın. Santralde çalışan işçi de mağdur olmasın, tarımla uğraşan köylü de mağdur olmasın, Bodrum ve Milas'ta turizm alanında çalışanlar da mağdur olmasın. Kendimiz için, çocuklarımız için, gelecek için, gelecek kuşaklarımız için, doğal varlıklarımız ve su kaynaklarımız için hâlen bir şansımız var. Gelin, Akbelen'deki yıkımı durduralım, bu alanları ormana -tekrar- geri kazandıralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMRA DİNÇER (Devamla) - Ama artık bir tercih yapmak zorundasınız ya ormanların yeşilini ya da doların yeşilini tercih etmek zorundasınız.
Efendim, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)