| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 14.07.2023 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFULLAH KAYALAR (Yozgat) - Sayın Başkan, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; hepinizi, bu dönemde başarılı çalışmalar yapmanız, yapmamız dilekleriyle, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Şu anda temmuz ayındayız, yedinci aydayız. Yedinci ayda ek bütçe görüşmeleri yapıyoruz. Yaptığımız ek bütçe... Toplam bütçe 4 trilyonun üzerinde, 4 trilyon 400 milyar civarında, ek bütçe de 1 trilyon 150 milyar civarında. Yaklaşık rakamlar olarak veriyorum. Yani yüzde 30'una yakın -beş aylık, altı aya yaklaşan bir süre içerisinde- şaşma göstermiş olan bir bütçenin ek bütçesi görüşmelerini yapıyoruz. Burada gerçekten muhasebe kayıtları olarak baksak bir başka türlü, devlet ciddiyetiyle baksak bir başka türlü -biraz önce ifade ettiğim- şaşma olarak baksak bir başka türlü netice ortaya çıkıyor. Netice şu: Beş ayda kendisini tüketen bir bütçe. Şimdi, kısaca düşünelim, beş ayda kendisini tüketen bir bütçeye kim inanır? Ülkemiz içerisinde iş adamları, iş hayatı, çalışanlarımız, emekçilerimiz, esnafımız, yatırım yapmak isteyen insanlar ve ülke dışından Türkiye'yle ilgili yatırım yapma düşüncesinde olan insanlar, hangi çevreye bakarsanız bakın, beş ay içerisinde yüzde 30 sapma gösteren, şaşma gösteren, rakamları tutmayan ve yaptığı bütçeye güvenilmeyen bir Hükûmet, yönetim ama daha genişi, bir ülke konumundayız; üzerinde düşünmemiz gereken aslında burasıdır. Neden acaba böyle oluyor? Şimdi, burada değerli konuşmacıların hepsini dinledik, hepimiz dinledik, parti farkı gözetmeden söylüyorum. Mesela, rakamlarımız da verildi, denildi ki ihracatla ilgili: "Geçen yıla göre -bir önceki bütçe yılına göre- şu kadar rakam artmamız var." İthalatla da ilgili "Bir önceki yılın rakamlarına göre şu kadar artmamız var." denildi, rakamlar verildi ama oranlar verilmedi. İhracattaki artma bir önceki bütçe yılına göre yüzde 11,5 civarında, ithalattaki artma bir önceki yıla göre yüzde 33-34 civarındaki bir artma ve bunun getirdiği cari açıklar ve bütçedeki sıkıntılar. Şimdi, üzerinde durulması gereken güvenilir olmamızdır. Meclis olarak, Hükûmet olarak, yönetim olarak, yöneticiler olarak biz hepimiz biriz; partiler, yönetim hepimiz biriz. Önemli olan, bu güveni sağlayabilmemiz. Şimdi, bugünkü Hükûmetin bence kaybettiği şey güvendir, güven noktasında bir büyük zafiyet vardır. Ben rakamlar üzerinde durmuyorum, zaten bütün konuşmacılar detay rakamların hepsini verdiler ama güvenle ilgili ne yapmamız lazım, güveni nasıl sağlamamız lazım? Güven ülkemiz için önemli; sadece hükûmetler için, sadece yönetenler için değil, ülke olarak hepimiz için önemli. Şimdi, bu nokta üzerinde gerçekten Meclis olarak çok durmamız gerekiyor. Meclisin, Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinin, sıkıntıları olmasına rağmen demokrasiyle idare edilen ülkemizde bu yüce Meclisin ve bütün demokratik ülkelerdeki meclislerin ve Meclis olmanın birinci vazifesi, yıl içerisinde yaptıkları kanunlara baktığımız zaman, en önemli kanun bütçe kanunudur. Şimdi, bütçe kanunlarımızla ilgili bu dönem içerisinde -ama yeni değişen sistem içerisinde, yakın zamanda değişen sisteme baktığımız zaman bu sistem içerisinde- bütçenin yürütülmesinde, bütçenin denetlenmesinde ve bütçenin gerçekleşmesinde gerçekten sıkıntılarımız olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yılda da Meclis zabıtlarına ve yönetimle ilgili olan bütçe gelişmelerine baktığımız zaman bu ek bütçe işinin bir alışkanlık hâline geldiğini de görmekteyiz. O zaman gerçekten ciddi bütçe yapmamız lazım. Şimdi, bakınız, insanlar konuşuyor, hepimiz toplumun içindeyiz; bu ek bütçeden sonra akıllara geliyor, deniyor ki: "Acaba kasım ayına geldiğimizde bu bütçe rakamlarının gerçekleşmesi ne olacak?" Bu bütün toplumda soruluyor. Neden soruluyor? Çünkü güven konusunda bir zafiyet var.
Ben bütçeyle ilgili daha fazla detaya girmek istemiyorum ama bu ek bütçe kanun teklifi içerisinde yaklaşık 1 trilyon 150 milyar civarındaki artış içerisinde, burada bütün detayları izah edildi, depremle ilgili, en büyük harcamalar orayla ilgili öngörülüyor. Bunun dışında da bugün gerçekten Türkiye'de şu anda, şu dakika en fazla güncel olarak sıkıntısı çekilen konu, tarımla ilgili olan konudur ve bir hasat mevsimini yaşıyoruz ülke olarak; bu hasat mevsimiyle ilgili çok büyük sıkıntılarımız var. Bu ek bütçe içerisinde baktığımız zaman 52,1 milyar lira tarım sektörüne, tarımsal desteklemelere ayrılmış durumda. 1 trilyon 150 milyar lira içerisinde bugünkü sıkıntıyı göz önüne alırsak çiftçi kesimini, tarımla uğraşan insanları ve bu sayıyı, tarımın büyüklüğünü, daha da önemlisi tarımın temel sektör olması dolayısıyla önemini göz önüne aldığımız zaman bu rakam -madem bir ek bütçe yapıldı- tarımdaki sıkıntıları çok giderecek gibi gözükmüyor.
Şimdi, bugün tarımdaki sıkıntılarımız diyoruz -şu anda güncel- ben araziden, sahadan geliyorum, Toprak Mahsulleri Ofisinin alım merkezlerinin, özel siloların alım merkezlerinin birçoğunu dolaştım. Kendi ilim Yozgat ve Orta Anadolu Bölgesi'nde ve oradan geliyorum. Şu andaki sıkıntı çok büyük. Sıkıntı şöyle: Şimdi bir randevu sistemi var. Çiftçi hasada başlamış, randevusunu alıyor. Randevular ağustos ayı sonu, eylül ayının ortalarına kadar gidiyor; bu, üç gün önceki randevuların tarihi, belki şu anda daha da uzadı. Şimdi hasat bitmiş, çiftçi ürünü almış, tarlada mı bırakacak, nereye götürecek? Teslim etmede çok büyük sıkıntısı var, randevuda çok büyük sıkıntısı var. Daha ileri gidelim, bu randevu tarihlerine geldi, teslimi yaptı; ürün bedelini alma konusunda şu anda bir ay, kırk gün, kırk beş gün şeklinde bir süre söyleniliyor. Eğer bu süreyi de hesaba katarsak iki-iki buçuk ay sonra ürün bedelini inşallah alacak diyelim. Bu ayın sonunda Tarım Kredi borçlarının ödenmesi zamanı geliyor çiftçiyle ilgili. Şimdi, devletten alacağı olan bir insanın bir anlamda -Tarım Kredi devlettir- devlete verilecek olan borçlarını, ödenecek olan borçlarını nasıl ödeyeceği konusu gerçekten güncel olarak çiftçinin önünde büyük bir sıkıntı olarak duruyor. Aynı şekilde, bugün alımlardaki en büyük sıkıntılardan birisi silolar; kapalı silolarda Toprak Mahsulleri Ofisinin ve diğer özel siloların kapasiteleri dolu durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayınız.
LÜTFULLAH KAYALAR (Devamla) - Nisan ayının sonuna kadar Türkiye'de ithalat yapıldı, şu anda silolar dolu, alım yerleri dolu; şimdi, açığa alım yapılacak, açığa alımlar için de yerler hazır değil. Bu ne zaman yapılacak? Bu da belli değil. Kotada çok büyük sorunlar var çiftçiyle ilgili; teslim edebileceği ürünlerde her çiftçinin kendine göre kotaları var, bu kotalarda gerçekten yüzde 100'e yakın çok büyük sorunlar var. Bu sorunlarla da yakından ilgilenilmesi gerekiyor. Kademeli bir fiyat belirlemesi yapılmadı; Ofisin 9 bin liranın üzerinde alacağını iddia ettiği buğdaylar şu anda Trakya'da 5.500-6.200 lira arasında satılıyor, Orta Anadolu'da -Yozgat başta olmak üzere, şimdi Sivas ve doğuya doğru kayacak hasat- bunlar 5.800, 6.000 ve 6.200 lira mertebesinde.
Ben Hükûmetimizden ek bütçeyle olarak ilgili değerli bakanlardan gerçekten bu gece ve sabah ilgilenilmesi gereken konuyla ilgilenmelerini hassaten grubumuz adına da buradan rica ediyorum.
Yüce Meclisimize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)