GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümüne, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'a ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:16
Tarih:14.07.2023

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

15 Temmuz hain darbe girişiminin yıl dönümünde demokrasinin anamızın ak sütü kadar helalimiz olduğunu hatırlatarak tüm darbe girişimlerini ve darbeleri kınadığımızı, "Darbe mi? Bir daha asla!" sloganı ile tüm darbecileri lanetlediğimizi DEVA Partisi adına belirtmek isteriz.

15 Temmuz hain darbe girişimini önleyen ve kendi iradesine sahip çıkan milletimizi saygıyla selamlıyor, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz; gazilerimize de şifa dileklerimizi iletiyoruz. Onlara karşı en büyük sorumluluğumuzun ülkemizde hukukun üstünlüğünü tesis eden tam demokratik bir düzen ve adil bir yönetim anlayışı tesis etmek olduğunu da asla unutmamalıyız.

Değerli Başkan, özellikle burada ifade etmemiz gereken husus, Can Atalay meselesiyle alakalı son derece net bir açıklama ve duruş sergilememiz gerektiğine inanıyorum. Öncelikle şunu ifade edeyim ki Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Hatay Milletvekili Sayın Can Atalay'la ilgili tahliye talebini reddeden kararı, açıkça Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesinin içtihatlarına aykırıdır. Yargıtay verdiği bu kararla milletvekili seçilen Can Atalay'ın dokunulmazlığını yok saymış ve böylece onun ve ona oy verenlerin seçme ve seçilme haklarını yok saymıştır. Milletvekili seçilen Atalay, milletvekili dokunulmazlığı kazanıldığında derhâl tahliye edilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bağlayalım lütfen Sayın Şahin.

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Anayasa Mahkemesinin daha önceden dokunulmazlık kapsamında olan benzer durumlarda verdiği hak ihlali ve tahliye kararları da mevcuttur. Anayasa Mahkemesinin Mustafa Balbay, Leyla Güven, Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararları da bu hususlar incelendiğinde ve hak ihlalleriyle tahliye kararları verilmiştir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi mi illa ki karar versin? Yargıtay neden bu kadar açık örnekler ve uygulamalar varken, yasal düzenlemeler önümüzdeyken siyasetin çizdiği sınırları geçememekte ve adaleti tesis edememektedir?

Sayın Başkan, bu Meclise ikinci bir Gergerlioğlu ayıbı yaşatmayalım. Malumunuz, yasamanın onurunu korumak Anayasa Mahkemesine bırakılmamalı, Meclis kendi onurunu korumak zorundadır. Mesele, Can Atalay meselesi değildir; mesele, millet iradesinin dokunulmazlığı meselesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bağlayalım lütfen.

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Bizler DEVA Partisi olarak millet iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımıyoruz. Bu nedenle başta Türkiye Büyük Millet Meclisi olmak üzere herkesi kendi hukukuna ve Anayasa'nın çizdiği sınırlara uygun davranmaya davet ediyoruz ve burada tüm siyasi partiler olarak ortak bir tutum belirlemenin kendi onurumuzu korumak açısından son derece önemli olduğunun bir sefer daha altını çiziyoruz ve hepinizi saygıyla selamlıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)