GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, 25'inci madde üzerinde söz almış bulunmaktayım. Ben yıllarca Çevre Koruma Derneği Başkanlığı yaptım, zeytinlerle ilgili, orman alanlarıyla ilgili çok mücadeleye konu edildim ama bugün, burada, böyle bir kısmet oldu, ilk sözü bu maddeyle, zeytinlik alanlarla ilgili almış bulunuyorum. Bu alanlar geçici ve kalıcı olarak yerleşim alanlarına dönüştürülmek isteniyor. Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere ve kendinden önce yapılmış olan başka kanun hükümlerine açıkça aykırı olduğundan, biz, bu düzenlemeyi "Ölü doğmuş, hükümsüz ve yok hükmündedir." diye ifade ediyoruz. Bizim için, elbette, Hatay'da şu anda çok büyük bir dram yaşanıyor. 250 binin üzerinde konut ihtiyacımız var ve şu anda takriben 30 bine yakın konutun ihalesi yapıldı. Ancak sorarsanız ki: "Bunlar ne kadar sürede gerçekleşebilir?" Mesela, en fazla üstünde durduğumuz Antakya Dikmece'de, Karaali'de yüzde sıfır gerçekleşme oranı var; en fazla İskenderun'da, yüzde 14 bir fiziki gerçekleşme oranına sahip. Yapılan ihalelerin başlama noktasında bazı sıkıntılar yaşıyoruz.

Bu madde teklifiyle yapmaya çalıştığınız düzenlemenin hukuki açıdan normlar hiyerarşisine de uymadığını buradan belirtmek istiyoruz. Yıllardır, uzun zamandır ülkemiz kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmek isteniyor. İşte, biz deprem bölgesinde de aynı anlayışı görmeye başladık. Neden bunu söylüyoruz? Çünkü bir gece, nasıl ki 6 Şubat gecesi yattığımızda hepimiz sabaha çok kötü bir şekilde, bir felaketle uyandıysak işte şimdi Antakya'da, İskenderun'da, Defne'de insanlar, telefonlarına gelen mesajlarla ya da muhtarlardan kendilerine yapılan tebligatlarla zeytinlik alanlarının kamulaştırılacağı ve alelacele kamulaştırılacağı kaygısını yaşıyorlar. Yüzyıllardır bu alanları dikmişler, ekmişler. Çünkü depremden sonra hepimiz işimizi kaybettik, aşımızı kaybettik, evlerimiz yıkıldı. Dolayısıyla zeytin önemli bir tarım ürünüdür ve kanunla korunan bir tarım ürünüdür. Dolayısıyla, kanunla korunan bu tarım ürününü korumak zorundayız ve acele yapılan bu kamulaştırmalarla ilgili de sivil toplum örgütlerinde çalışmış bir kişi olarak şunu özellikle söyleyebilirim ki oturduğunuz yerden "Bir yerlerin orman alanlarına ev yapalım, zeytinlik alanlara TOKİ yapalım." diye söyleyemezsiniz; bölgeye gitmek zorundasınız, bölgenin rızasını almak zorundasınız. Bugün benim telefonuma İskenderun'dan, Cebike'den Aşkarbeyli'den onlarca mesaj geldi, insanlar diyor ki: "Neden benim zeytinliğimi söküyorsunuz?" Dolayısıyla insanların bu işe rızası yok. Her ne kadar "İklim Bakanlığı" adı altında bir Bakanlığımız olsa da bu ormansızlaştırma, kuraklık ve tarım alanlarının, mera alanlarının özellikle yapılaşmaya açılması iklim krizini tetikleyen en önemli unsurlardır.

Bölgemizde; Dörtyol, Erzin çok önemli narenciye üretim alanlarıdır, Altınözü zeytinin kalbidir, Arsuz Derekuyu zeytinin kalbidir, Kurtbağı'nda kayısı çok nadidedir ve adına festivaller düzenlenir, dünyanın en büyük jumbo karidesi İskenderun Körfezi'nden çıkar. O yüzden tarım alanlarımızı, meralarımızı korumak, kollamak zorundayız.

26'ncı Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nda, Glasgow'da imzacı olduğumuz anlaşmaya göre, ormansızlaştırmayı sona erdirme ve tersine çevirme hükmüne uymamız kesinlikle gerekmektedir. Anayasa'nın 169'uncu maddesi devlete ormanları koruma ve geliştirme sorumluluğu yüklemektedir. Dolayısıyla, zeytinliklerin hedef alındığı teklif maddesi, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'un 20'nci maddesinin uygulanmayacağına hükmetmiştir. Burada 20'nci maddenin ilk defa hedef alınmadığını hepimiz biliyoruz; yıllarca kamuoyunda 20'nci maddeyle ilgili birçok spekülasyon oldu ve her zaman bu konuda geri adım attınız çünkü kamuoyunda bu konuda büyük bir spekülasyona sebep oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Kara.

NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Anayasa'nın 56'ncı maddesi der ki: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir." Dolayısıyla 169'uncu madde gereğince ormanlarımızı korumak ve alanlarını daraltmamak gibi bir yükümlülüğümüz vardır.

Teşekkür ediyorum; saygı ve sevgilerimi iletiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)