Konu: | 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 15 |
Tarih: | 13.07.2023 |
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Sayın Başkan, Sayın Genel Kurul; sizleri ve değerli halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
22'nci maddeyle ilgili söz aldım, geleneğe uygun olması amacıyla birkaç cümleyle ilgili torba yasa hakkında değerlendirme yapacağım ancak görüşülen torba yasayla ilgili muhalefet partisi üyelerinin, bizlerin burada söyleyeceği, itiraz edeceği hiçbir hususun dikkat çekeceğine inanmıyorum. Zira, burada çoğulcu demokrasinin hiçbir surette işler olmadığını yeterince tahayyül etmiş bulunmaktayım.
Torba yasa ve ilgili maddeyle, vergi adaletsizliğini ortadan kaldırmak değil tıkanan ekonomik sistemde vatandaşın üzerinden yeni bir gelir kapısı elde etmek amaçlanmaktadır. Gelinen noktada, yanlış ekonomik ve politik tercihler ve yönetim anlayışlarından dolayı tüm kaynaklar tüketilmiş ve gerçek anlamda bilimsel ve hukuku esas alan temeller üzerine kurulu politikalar üretilemediği için torba yasayla vatandaşa ek vergi yükü getirilerek çıkış bulunmaya çalışılmaktadır. Elbette son da olmayacaktır çünkü demokratik bir hukuk devleti olmama yönündeki ısrar yaşanılan ekonomik tıkanmanın, ekonomik krizin ana sebebidir. Kapsamlı bir hukuk reformu yapılmadığı sürece, vergi yapısı bir bütün olarak emekçiler lehine dönüştürülmediği sürece son olmayacaktır.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması gerektiğini, devasa şirketlerin vergilendirilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Elbette hukuka dönülmediği sürece hiçbir torba yasanın fayda sağlamayacağını da biliyoruz ve artık bu Meclis yüzünü hukuka dönmelidir. Sayın Demirtaş ve Sayın Kavala hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmalı, İmralı'da uygulanan mutlak tecride son verilmelidir. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü her durum ve şartta korunmalı, ülkenin her bir bireyinin aidiyet hissedeceği demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve çağdaş bir anayasa derhâl yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, hukuk temel ilke ve yönetim felsefemiz olmadığı için bugün maalesef ki iktidarın yanlış politikaları sonucu olarak vatandaşa ek yük getiren vergi düzenlemelerini tartışıyor, infazda ayırımcı yasa maddelerini güya tartışmaya çalışıyoruz. Kısa vadeli politikalar yerine bu ülkenin geleceğini kurtaracak, gençlerin, kadınların, çocukların yaşam hakkını ve tüm özgürlükleri güvence altına alacak, sosyal devlet ilkelerini tam anlamıyla samimiyetle uygulayacak, Kürt sorununu bir daha asla konuşmamak üzere tamamıyla çözecek yeni bir anayasayı hep birlikte yapma vakti gelmedi mi? Değerli Genel Kurul, gelin, hep beraber bu ülkenin geleceğini yeniden inşa edelim, tam demokratik bir anayasayı, ekonomisi güçlü bir hukuk devletinin inşasının temelini birlikte atalım.
Değerli milletvekilleri, sözlerimi dokuz yüz elli dört haftayı geride bırakan Cumartesi Annelerine, Cumartesi İnsanlarına yaşatılan hukuksuzlukla tamamlamak istiyorum. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Cumartesi İnsanlarına yönelik hukuksuzluk her hafta ısrarla tekrar edilmektedir. Cumartesi Annelerinden Hanife Yıldız, İzmir'de kaybedilen oğlu Murat Yıldız'ın akıbetini meydanlarda sormaya devam eden annelerden yalnızca biri. Geçen hafta bir kez daha gözaltına alındı diğer annelerle birlikte. Gözaltına ve şiddete itiraz eden Avukat Murat Çelik de darbedilerek ters kelepçeyle, işkenceyle gözaltına alındı. Hanife annenin elinde oğlu Murat Yıldız'ın -elinden hiç bırakmadığı- küçücük bir fotoğrafı vardı. Hanife annenin oğlu Murat Yıldız 23 Şubat 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Hanife anneye oğlunun İstanbul'a götürülürken feribottan denize atlayarak kaçtığı söylendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlayalım.
ZÜLKÜF UÇAR (Devamla) - Teşekkür ederim.
Oysa Murat, annesi ve avukatının eşliğinde kendi rızasıyla teslim olmuştu ve kaçmak için bir gerekçesi de yoktu. Murat'ı kaybeden polis memurları göstermelik bir yargılama sonucunda âdeta ödül gibi bir cezayla kurtuldular. Hanife anne geçen hafta gözaltındayken, karakolda oğlu Murat Yıldız'ın fotoğrafını elinde tutarken bir polis memuru gelip fotoğrafı zorla aldı ve Hanife annenin gözleri önünde Murat'ın fotoğrafını yırtarak attı. Sanırım, o fotoğrafı yırtan, yönetenlerin yanlış politikaları nedeniyle düşmanlaşan bireylerden yalnızca biri olan bir polis memuru, fotoğrafı yırtarak Murat'ı hafızalardan sökebileceğini düşünmüştü. Bilinsin ki Murat Yıldız hafızalardadır, Murat bugün de buradadır, Murat bugün de buradadır. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)
Çok teşekkür ediyorum değerli vekillerim. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Diyarbakır Annelerine ne diyorsun?
ZÜLKÜF UÇAR (Van) - Bence acıları yarıştırmayalım; çözüme ulaşalım, hukuk devleti olup hep birlikte çözelim.