GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; ilk defa söz alıyorum. Dolayısıyla, 28'inci Dönem milletvekillerimizin tamamını kutluyorum, tebrik ediyorum, hayırlı hizmetlerinde üstün başarılar diliyorum.

6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'yle ilgili olarak Saadet Partimiz, grubumuz adına görüşlerimizi arz etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi ve televizyonları başında, ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Konuşmamın başında şunu da ifade etmek istiyorum: Ülkemizin, milletimizin yararına olan her teklife destek olacağımızın, ülke ve milletin yararına olmayan her teklifin de karşısında olacağımızın bilinmesini istiyorum. Torba yasayla getirilen kanunların tümü Anayasa'ya uygunluk açısından değerlendirilmemiştir. Hatta, torba yasa uygulamasının da Anayasa'ya uygunluğunun sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz. Meclis gündemine getirilen yasa tekliflerinin önce Anayasa'ya uygunluğunun sorgulanması, sonrasında da Meclis gündemine getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildiği günden yani 2018 yılından bugüne kadar neredeyse torba yasa haricinde hiçbir yasa teklifi getirilmemiştir. Biz torba yasa teklifine şu nedenle karşıyız, karşı olmaya da devam edeceğiz: Birbirleriyle alakasız nitelikteki düzenlemeler aynı torba içerisine aşure gibi doldurularak oldubittiye getirilmektedir. Bu şekildeki bir yasa teklifi etik de değildir.

2003-2022 yılları arasında yirmi bir yıllık AK PARTİ iktidarı döneminde toplanan deprem vergisi toplamda 86 milyar 150 milyon civarında olmuştur ve maalesef, uygun kullanılmadığı da anlaşılmaktadır. Deprem vergilerinin nereye gittiği, nereye harcandığı kuruş kuruş, kalem kalem açıklanmalıdır, denetime açık olmalıdır, şeffaf olmalıdır. Şimdi, deprem nedeniyle ortaya çıkan ilave finansman ihtiyacı için ek motorlu taşıtlar vergisiyle, vergi artışlarıyla -farklı yeni artışlar için- Cumhurbaşkanına, mevcut, var olan yetkililerini 5 katına kadar artırma yetkisi istenmektedir. Bunun anlamı yeni zamlar, yeni vergiler demektir; zamlar âdeta yağmur gibi yağacak, yağmaya devam edecek demektir; her gün yeni bir zam haberiyle uyanacağız demektir. Kiradan elektriğe, sağlık, giyim, akaryakıt gibi zamlar sürekli hâle gelecektir. Ekmek fiyatları 10 lira sınırına dayandı, akaryakıt 27 lira seviyesine yükseldi, 2023 yılı başında 18 lira 50 kuruş seviyesinde olan dolar kuru an itibarıyla 26 lira 50 kuruş seviyesine çıktı. Bütün bunların sonucu yeni zamlar getirir. Zam demek zulüm demektir. Unutulmamalıdır ki zulümle abat olunmaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar bu torba yasayı "müjde ekonomisi" diye ifade ediyor. Bu torba yasanın neresi müjde ekonomisi, neresi maaş zammı ekonomisi Allah aşkına, bilen birisi bunu bize anlatsın. Asgari ücret 11.402 lira ancak açlık sınırı 14 bin lira seviyelerine ulaştı. Emeklilere yapılması düşünülen zam oranı yüzde 25. Yapılan bu zam sonrası çok sayıda emekli 7.500 lira almaya devam edecek. En düşük memur maaşları için ise 22 bin liralık bir rakamdan bahsediliyor. Seyyanen yapılacak 8 bin liralık zamla birlikte oluşan bu rakam memurlar arasında adaletsizliklere ve hak kayıplarına sebep olacaktır. En düşük emekli maaşları açlık sınırının üzerinde olmalıdır; bunu söylemek bile eksiktir, yanlıştır. Emekli maaşları, eski kazanılmış haklar da dikkate alınarak adil bir şekilde yeniden belirlenmeli, kademeli olarak da yoksulluk sınırına çıkarılmalıdır; makamlar, mevkiler, görevler, meslekler ve yapılan işin niteliği de dikkate alınarak belirlenmelidir. Memur maaşlarının adil bir düzenlemeyle, ekonomik şartlar da dikkate alınarak an itibarıyla yoksulluk sınırına çıkarılması gerekmektedir ki bu rakam da yaklaşık 35 bin lira seviyesindedir. Esasen, çalışan emekçilerin maaşları ve maaş artışları anayasal bir düzenlemeye de kavuşturulmalıdır ve böylece her altı ayda bir ya da her yıl maaşlar pazarlık konusu yapılmamalıdır. İşçilerimiz, emeklilerimiz, memurlarımız lütuf değil, alın terlerinin karşılığını istiyorlar. Bunlar yeter mi? Yetmez. Ekonomik şartların gerektirdiği dönemlerde oluşabilecek mağduriyeti önlemek için 1997 yılında Erbakan Hükûmeti döneminde uygulamaya konulan eşelmobil sistemine geçilerek belli dönemlerde, en az üç ayda bir olmak kayduşartıyla enflasyon karşısında mağdur edilmeyecek şekilde maaşlarına katkı sağlanmalıdır. Seyyanen yapılacak zam bir ikramiye niteliğindeyse sözümüz yok, itirazımız yok ancak maaş olarak veriliyorsa yanlıştır; kök maaşlarına, kıdemlerine, emekliliklerine yansımayacak zamlar, zam addedilemez; emekçiler arasında adaletsizliklere, hak kayıplarına sebep olacaktır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ocak-mayıs döneminde bütçeden ödenen faiz miktarı 237 milyar 869 milyon lira olmuştur. 2023 yılı için bütçeden ödenecek olan faiz miktarı 565,6 milyar lira olarak hedeflenmiştir. Ancak evdeki hesap çarşıya uyar mı bilmiyoruz, uyacağını da düşünmüyoruz; bu rakamın 600 milyarı geçeceğine inanıyoruz. Yani her gün 1 milyar 550 milyon lira faiz ödemesi var demektir. Peki, bunun anlamı ne? Nüfusu 2 milyon 688 bin olan Antalya'mız Türkiye'nin 5'inci büyük vilayetidir. Antalya Büyükşehir Belediyesinin 2023 yılı bütçesi ise 8 milyar 250 milyon liradır. Demek ki bütçeden ödenecek beş buçuk günlük faiz miktarı, koca bir şehrin bütçesi kadardır.

Hızla artan enflasyona paralel olarak yoksullaşmanın görüldüğü bir ortamda vergi artışını bütün halkın üzerine yıkarak KDV oranlarıyla yapıyorsanız burada bir yanlışlık var demektir. Katma değer vergisinde yapılan zam, nihai ürünlere yansıyacağı için enflasyonun daha da artmasına yol açacaktır. Ekmekte KDV'yi zengin de ödüyor, fakir de ödüyor. Bu, zenginin bütçesine bir nokta kadar yansımıyor ama ekmekten başka tüketecek bir şeyi olmayan fakir ne yapsın?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Değerli Başkanım...

BAŞKAN - Sayın Kılıç, toparlayalım lütfen.

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Ziya Paşa'nın sözü aklımıza geldi: "İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez."

Yine, kıymetli milletvekilleri, özellikle işçi ve memur maaşlarında -vergi dilimlerinde yeni bir düzenlemeye gidilmediği takdirde- yapılan zam menfi manada yansıyacaktır, belli zaman içerisinde maaşlarda azalma görülecektir. Bu haksızlığın giderilmesi için vergi dilimlerinde bir düzenlemeye gidilmeli ve torba yasaya da dâhil edilmelidir.

Şimdi iktidara şunları ifade etmek istiyorum: Önce kendinize gelin, aslınıza dönün, aklınızı başınıza alın; her türlü savurganlıktan, israftan vazgeçin; dışarıdan borç dilenmek yerine kendi öz kaynaklarınıza dönün; üretime önem verin, yatırım yapın; tarımı, hayvancılığı, çiftçilerimizi destekleyin; tarımı desteklemek için Anayasa'ya koyduğunuz gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i nispetindeki o rakamı verin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Bir dakika Sayın Başkan...

BAŞKAN - Uzattım.

Buyurun, mikrofonsuz tamamlayın, kimseye şey etmedim...

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, faiz alın teri olmadan elde edilen bir kazançtır, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar. Nas sözünüzü sadece algı için kullanmayın, eyleme dökün, icraata dökün. Bu kadar borç alıp faiz ödeyeceğinize işçinize verin, emekliye verin, memura verin, esnafa verin, tarıma verin, üretimi destekleyin; korkmayın, verdikleriniz size yol, su, elektrik olarak geri dönecektir. Adil olun, güven verin, haktan ve adaletten şaşmayın diyorum.

Bu duygularla hepinizi saygıyla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum; yeni yasama döneminde hayırlı hizmetler diliyorum.

Saygılarımla. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)