GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül'ün yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Birkaç konu var değinmek istediğim, birincisi bu infaz meselesiyle ilgili. Konuyu ilk tartışırken geçtiğimiz dönemde, yeterince kapsayıcı olmadığını çok konuştuk, tartıştık ve bu konudaki görüşlerimiz tutanaklarda bellidir, vardır. Dolayısıyla, bugün de aynı görüşü savunmaya devam ediyoruz. Yani Covid nedeniyle ortaya konulmuş olan tutum, evet, uzatılmalı, buna dair bizim bir itirazımız yok fakat bu konunun çok kapsayıcı olmaması nedeniyle, özellikle siyasi tutukluları kapsamaması nedeniyle olan eleştirilerimizi geçtiğimiz dönem çok açık bir biçimde yaptık; şimdi de yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.

Şimdi, Sayın Başkan tabii ki bu alanı benden daha iyi bilen birisidir, elbette ki o konuda tartışırız, Adalet Bakanıydı geçtiğimiz dönem.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Yani dedim ya, daha iyi bilirsiniz fakat şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan bu iktidardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kararlarında, Demirtaş, Kavala ve Kerestecioğlu kararlarında çok açık ve net biçimde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18'inci maddesinin çiğnendiğine karar vermiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18'inci maddesi der ki: "Siyasi nedenlerle tutuklama yaptığınız zaman -ki Demirtaş, Kavala ve Kerestecioğlu kararlarında çok açık ve net bu görülmektedir- bunu yaptığınız zaman sözleşmeyi çiğnemiş oluyorsunuz."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Biraz uzatacağım efendim, toparlayamayacağım.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 18'inci maddesini çiğneyen bir iktidarsınız siz. Sadece onu çiğnemekle kalmıyorsunuz, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi der ki amir hükümdür Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, çiğnemeyin; çiğnediğiniz zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatlarına ve kararlarına uymanız gerekir. Onu da uygulamıyorsunuz yani Anayasa'nın 90'ıncı maddesini de çiğniyorsunuz. Ondan sonra burada gelip bunları konuşuyoruz hep birlikte. Konuşmaya devam edeceğiz, siz çiğnediğiniz sürece biz bunları konuşacağız. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan kalkacak diyecek "Biz Avrupa Birliğine üye olmak istiyoruz." Kopenhag Kriterlerinin en kritik olan kriterlerinin hiçbirini uygulamayacaksınız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarını uygulamayacaksınız, ondan sonra bunları konuşacaksınız; olacak iş değil bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Peki efendim.

Siyasi tutuklular vardır ve siyasi tutukluları kapsam dışında tuttuğunuz çok açıktır ve bu siyasi tutukluların neredeyse tamamı Kürt'tür. Kürt halkının gasbedilmiş olan haklarını savundukları için siyasi rehin olarak tutulmaktadırlar, bunu siz de biliyorsunuz biz de biliyoruz. Dolayısıyla biz bunu konuşmaya devam edeceğiz, bizi bu konuda görüşlerimizden uzaklaştıramazsınız. Davranışlarınızı da -hatibimiz söyledi- "düşman hukuku gibi" dedi... Evet, düşman hukuku gibi, ilk defa konuşmuyoruz, ben burada beş senedir kürsüden "Düşman hukuku uyguluyorsunuz." diye defalarca konuştum; açın tutanakları bakın, aynı anlayış devam ediyor.

Şimdi, sonuncusu efendim, bu dil meselesi. Ya, bu dil meselesini... Erkan Bey, yapmayın Allah aşkına. Burada geçtiğimiz beş sene boyunca buna benzer şeyler oldu, vekillerimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Son efendim...

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Şunu tartışmıyoruz: Anayasa'nın 3'üncü maddesi. Anayasa'nın 3'üncü maddesini filan tartıştığımız yok burada. Buradaki siyasi görüşmeleri, konuşmaları, müzakereleri farklı dillerde yapalım ve birbirimizi anlamayalım da demiyoruz, böyle bir şey yok. Ama yani tolerans, hoşgörü diye bir şey var, bu ülkede yaşayan farklı ana diller var, farklı kültürler var ve zaman zaman vekillerimiz, bu ana dillerini, kültürleri -illa bizim partimizden olması gerekmiyor, başka partilerden de vekillerimiz- selamlama maksadıyla ya da bir atasözünü söyleme maksadıyla kullanabiliyorlar. Geçtiğimiz dönem bu çok oldu ve bunda bir acayiplik yok. Üstelik de bunun ne anlama geldiğini Türkçeye de çevirerek kullanıyor herkes. Dolayısıyla bu ülkenin topraklarında farklı kültürler ve ana dilleriyle hep birlikte bu şekilde yaşıyorsak o zaman bunların kullanılmasını da zaman zaman hoşgörüyle karşılamak, birbirimizi anlamak doğru ve güzel olandır ve bunu geçen dönem yaptık.