GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 6/2/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan torba yasanın 11'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlamaktayım.

Meclisteki ilk konuşmam olması sebebiyle, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve yüce Meclisimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anarken Türk dünyasının efsane lideri babam Başbuğ Alparslan Türkeş'in de aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bu vesileyle, bana bu yüce Meclis çatısı altında hizmet etme imkânı veren Adanalı hemşehrilerime de sevgi ve saygılarımla teşekkürlerimi yolluyorum.

Bilindiği üzere, bu teklifle 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a geçici madde eklenerek, 1 Ocak 2023 tarihinden geçerli olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanının yüzde beşer olan borç artırım tutarı 3 katına çıkarılmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda aralık ayının sonlarına doğru benzer teklif yine AK PARTİ tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş ve bu yolla, yıl içerisinde limitüstü olarak yapılan borçlanmalar sonradan meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Benzer bir durum bu teklif içerisinde de görülmektedir fakat bu defa arttırılan tutarın öncekilere göre çok yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Öyle ki istenen net borçlanma limiti, Türkiye'nin toplam borç stokunun yüzde 46'sı kadardır yani Türkiye'nin yüz yılda biriktirdiği borcun yarısına yakındır. Aynı zamanda, 2023 yılı bütçesi Hükûmete 660 milyon TL kadar borçlanma imkânı tanırken bu teklifle borçlanmanın 2,1 trilyon liraya yükseltilmesi, Gazi Meclisimizin bütçe yapma hakkının gasbedilmesi anlamına gelmektedir. Bütçe yetkisi Cumhurbaşkanına verilmekte, bütçe disiplininin dışına çıkılarak hesap verilebilirlik önlenmekte ve keyfî harcamalar teşvik edilmektedir. Bu durum Meclisimizin saygınlığına gölge düşürmekle birlikte, yürütmenin yasamaya karşı olan sorumluluklarının da hiçe sayıldığını göstermektedir.

Ayrıca, siyasi iktidarın son dönemde sıkça dillendirdiği istikrar programı ile bu maddenin ihdas ettiği uygulama çelişmektedir. Hiçbir istikrar programında borçlanmanın limiti yüzde 230 arttırılamaz, hele hele bu limitin nereye, nasıl harcanacağı yönünde şeffaf bir açıklama bulunmadan hiç arttırılamaz. Bütçenin gelir tarafında artış sağlamak üzere vergi, resim ve harçlara oldukça yüksek zamlar yapılırken harcama tarafında görülen başıbozukluğun devam etmesi de herhangi bütçe disiplini anlayışıyla bağdaşmamaktadır.

Hatırlanacağı üzere, Hükûmet, bu teklifle, depremin yaralarını sarmak adına bazı vergi düzenlemeleri yapacağını ifade etmişti. Ancak ülkemizi derinden yaralayan depremin üzerinden beş ay geçmesine rağmen, Hükûmetin vergi artışları ve yeni zam oranları için seçimlerin sona ermesini beklemesi, vatandaşın yaşadığı mağduriyete ulaşmakta ve yaşanan felaketin yaralarını sarmakta ne kadar samimi olduklarını da ortaya koymaktadır. Bu torba yasa bize gösteriyor ki Hükûmet, bu teklifle, deprem felaketi sürecinde kendi sorumluluğunu, hükûmet olma vasfını vatandaşlarımıza yeni vergiler ve zamlar yoluyla yüklemeye çalışmaktadır.

Özetle, bu teklife bakıldığında gelir tarafında insafsız bir IMF politikası, harcama tarafında da büyük bir başıbozukluk mevcuttur. Bu torba yasa Türkiye'nin sorunlarını çözmekten uzak, tam tersi ülkemizin sorunlarını daha da derinleştirecek bir karaktere sahiptir.

Sonuç olarak, İYİ Parti olarak belirttiğimiz endişe ve çekincelerle, kanun yapım süreci başta olmak üzere getirilen torba kanunun içerisindeki bu teklifleri yetersiz bulmaktayız.

Sözlerime son verirken hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)