GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye'nin her alanda olduğu gibi uluslararası platformda da güçlü bir şekilde liderlik yapmaya devam ettiğine, NATO zirvesindeki kazanımlara, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 53'üncü Olağan Oturumunda Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları kınamasına ve kendilerinin hangi dine karşı olursa olsun bu tür saldırıların karşısında olduklarına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:15
Tarih:13.07.2023

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Türkiye, her alanda olduğu gibi uluslararası platformda da güçlü bir şekilde liderlik yapmaya devam etmektedir. Burada temel yaklaşımımız, küresel barışa ve istikrara önemli katkılar yapmak, yeni bir dünyanın, adil bir dünyanın bütün insanlık için gerçekleşmesi adına çabaları ortaya koymaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yine, Rusya-Ukrayna arasındaki krizlerin ara buluculuğu başta olmak üzere, tahıl krizinin çözümü başta olmak üzere, mavi vatanımızda, Kıbrıs'ta, Azerbaycan'da, Karabağ'da, Doğu Akdeniz'de, Libya'da çok önemli duruşlar ortaya koymuştur ülkemiz. Keza Türkiye, Orta Doğu'dan Balkanlara varıncaya kadar insanlığın vicdanı olmaya devam etmektedir. Türkiye, nerede bir insan ve vicdanı varsa o vicdanın yanında olmaya, zulmün karşısında ve o insanlığın yanında olmaya devam edecektir. Özellikle içeride istikrarımızı, birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirip dışarıda da yine itibarımızı artıran çalışmaları önümüzdeki dönemde de daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın NATO zirvesinde ortaya koyduğu çalışmalarda ülkemiz açısından çok önemli kazanımlar ortaya konulmuştur ve özellikle zirveden bir mutabakat çıkmıştır. İsveç'in NATO'ya kabulü için Türkiye'nin sunmuş olduğu, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından sunulan şartlar kabul edilmiştir, İsveç Başbakanı terör örgütlerinin desteklenmeyeceği taahhüdünü yinelemiştir. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından NATO nezdinde çok önemli girişimlerde, temaslarda da bulunulmuştur, önemli görüşmeler yapılmıştır. NATO tarihinde ilk kez bir Terörle Mücadele Özel Koordinatörü atanacaktır, terör örgütlerine karşı iş birliği zemini genişletilecektir, İsveç ve Türkiye arasında güvenlik mekanizması ortaya konulacaktır. Türkiye'nin gümrük birliği ve Avrupa Birliği süreçlerinin tamamlanmasına yönelik güçlü bir taahhüt alınmıştır. Tüm bunlar Türkiye'nin kararlı, ısrarlı tutumlarıyla ortaya çıkan önemli sonuçlardır. İsveç'in gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisi dâhil olmak üzere, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine aktif destek verme sözü bu anlamda önemlidir. Avrupa Birliğiyle ilgili süreçte Türkiye, altmış dört yıllık bu meselenin artık bekletilecek mesele değil, çözümlenecek bir mesele olarak karşılıklı, yine itibarlı bir şekilde bu sürecin tamamlanmasını güçlü bir şekilde dile getirmiştir ve tüm bu çalışmalarda yaklaşımımız milletimizin menfaati, ülkemizin çıkarları, vatandaşlarımızın bu anlamdaki kazançlarıdır, buna göre bakmaktayız yoksa AB'ye bir medeniyet projesi olarak da bakmıyoruz; ülkemizin çıkarları, kazanımları, vatandaşlarımızın hangi yöndeki kazanımlarıdır. Türkiye, kendi içerisinde sadece pergelin bir ayağıyla içe kapalı bir Türkiye değil, dünyadaki evrensel tüm değerleri, ortaklıkları, evrensel bütün değerleri de hep beraber, kendi yine değerleriyle uygun bir şekilde çalışmasını, sürecini tamamlayacak bir noktadadır.

Elbette önemli olan bir nokta, Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin işlevidir, burada yüce Meclisimiz bu sürecin asli unsurudur. İsveç'in NATO'ya katılımı konusunda konu buraya gelecek ve Meclisimiz bu konuda takdir edecektir, Meclisimizin takdirine sunulacaktır. Son sözü, yine Cumhurbaşkanımızın da adres olarak gösterdiği gibi, yüce Meclisimiz söyleyecektir, değerli milletvekillerimizle bu kararı birlikte alacağız. Bu süreci hep birlikte yakından takip edeceğiz. Verilen tüm sözlerin, taahhütlerin ne şekilde uygulandığı, yerine getirildiği ya da getirilmediği konuları burada değerlendirilecek ve ülkemizin menfaatleri, ülkemizin çıkarları, milletimizin çıkarları burada yine en önemli kriter olacaktır. İsveç'in NATO'ya katılımı taahhütlerine ve sürecin olumlu yürütülmesine bağlıdır. Ardından, İsveç'in NATO'ya katılım protokolleri onaylayacak merci millî iradenin tecelligâhı Gazi Meclisimiz, işte bu çatının altındaki değerli milletvekillerimizin vereceği oylardır, iradedir. Hep beraber müzakere edip bu süreci değerlendireceğiz.

Bu konular partiler üstü konulardır, siyaset üstü konulardır ve tüm bu meseleyi, süreçteki gelişmeleri de muhalefetiyle beraber, iktidarıyla beraber hep birlikte değerlendireceğiz, müzakere edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Gül.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Bu kazanımlar, bir partinin kazanımları değil, AK PARTİ, MHP'nin kazanımları, Cumhur İttifakı'nın kazanımları değil. Değerli arkadaşlar, tüm bu süreçler, hepsi ülkemizin kazanımlarıdır ve karar verirken de ülkemize ne getirecek, taahhütler ne aşamada olmuştur, buna bakarak hep birlikte müzakeremizi beraber yaparak karar vereceğiz.

İkinci ve son konu olarak kısaca değinmek istediğim konu: Önceki gün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, 53'üncü Olağan Oturumu'nda Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları kınadı. Bu, son derece yerinde bir adımdır, destekliyoruz ama "hayır" oyu vererek yüce kitabımıza yönelik alçak saldırıyı kınamayı reddeden bazı ülkeleri ve burada da Batı ülkelerinden de yine bazılarını görmek gerçekten kabul edilir bir şey değil; kınamayı reddeden bu ülkeleri biz de reddediyoruz, kınıyoruz. Hangi dinden olursa olsun insanların kutsalına saldırmak asla ifade özgürlüğü değil, bu bir nefret suçu, insanlık suçudur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Gül.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Özellikle bu eylemlere sessiz kalmak da yine bu eylemlere ortak olmaktır. Tarihte antisemitizm, Yahudi düşmanlığının Avrupa'da ortaya çıkan bu düşmanlığın da yine bugün İslamofobi veya daha doğrudan İslam karşıtlığı, Müslüman ve Türk karşıtlığı, yabancı karşıtlığı olarak ortaya çıkması da başta Avrupa adına, insanlık adına önemli bir tehdittir, önemli bir tehlikedir. Burada hangi dine, hangi inanışa olursa olsun yapılan saldırıyı kınamak demokrasinin, insanlığın bir gereğidir. Bu konuda biz her türlü nefret eylemini de bu eylemlere göz yuman, örtülü veya açık bir şekilde teşvik edenleri de açık bir dille kınıyoruz ve tarih boyunca antisemitizm başta olmak üzere Yahudi düşmanlığını da körükleyen tüm bu süreçlerin, hangi dine karşı olursa olsun bu saldırıların karşısında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.