GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlerin en önemli şikâyetlerinden birinin de mülakat zilleti olduğuna, seçim öncesi verilen sözlerin hemen unutulduğuna, TUS'un önemine, gençlere "Giderlerse gitsinler." sözünü asla söylemeyeceklerine ve adalet istediklerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:1
Birleşim:14
Tarih:12.07.2023

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Gelecek Partisi ve Saadet Partisi ortak Meclis Grubu olarak bugün gençlerimiz adına konuşacağız, gençlerimizin önemli bir beklentisini buradan dillendireceğiz.

Biz biliyoruz ki milyonlarca gencimizin gözü de kulağı da Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Neden? Çünkü gençler mülakatlar kaldırılacak mı diye dört gözle bekliyor. Öncelikle bu konunun Meclisin üzerinde, özellikle de iktidar partisindeki arkadaşlarımızın üzerinde büyük bir sorumluluk olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

Ekonomik kriz, hayat pahalılığı gibi önemli sorunların gölgesinde, gelecek karamsarlığı içerisinde yaşamak zorunda kalan gençlerimizin en önemli şikâyetlerinden biri de kayırmacı bir düzenin ortaya çıkardığı bu mülakat zilleti. Bir hukukçu olarak ben çok iyi biliyorum ki hâkimlik sınavından 90 puan almak gerçekten çok zor bir şeydir. Ancak değerli milletvekilleri, 90 puan aldıktan sonra mülakat zilletiyle emeği çalınan bir gencin o psikolojiyi taşıması çok daha zor bir şeydir; bunun altını özellikle çiziyorum. Bu haksızlık karşısında gençler gelecek karamsarlığına kapılıyor. Bizim ağırımıza giden, bizi düşündüren şey ise gençlerimiz umudu yurt dışında aramak zorunda kalıyor. İşte, bu Türkiye'nin beka sorunudur. Türkiye'nin genç, yetenekli insan kaynağının umudunu yurt dışında araması bizi düşündürmesi gereken bir şey; bizim için bir beka sorunudur. Türkiye'nin beka sorununu bir seçim kaybetmede değil, gençlerimizi yurt dışına kaptırmada aramak zorundayız. Mülakat zilletinin ortaya çıkardığı adaletsiz düzen iktidar partisindeki arkadaşlarımızın üzerinde büyük bir vebaldir. Evet arkadaşlar, bu vebalin altındasınız. Çiftçimizin, emeklimizin, işçimizin, esnafımızın zor şartlar altında okuttuğu, büyüttüğü, adam ettiği çocuğunun mülakatta elenmesi sizin üzerinizde büyük bir vebaldir; bu haksızlıktır, bu, büyük bir adaletsizliktir. Anadolu'daki, Trakya'daki eli nasırlı insanımızın vebali sizin üzerinizdedir. Şimdi, sizi bu vebalin altından kalkmaya, seçim öncesi verdiğiniz sözü tutmaya davet ediyoruz. Yetenek gerektiren alanlar hariç olmak üzere "ama"sız, "fakat"sız bir şekilde mülakatlar kaldırılmalı diyoruz. Ancak topu taca atmak yok, zamana bırakmak da yok. Neden topu taca atmaktan bahsediyorum? Çünkü seçim öncesi verdiğiniz bazı sözleri hemen unuttunuz bile. Örneğin, gençlerimize telefonla ilgili bir vaadiniz vardı, bir defaya mahsus olmak üzere telefondan vergi almayacağınızı vadetmiştiniz ama hemen telefonlarla ilgili bir harç artırım yoluna gittiniz. Bunun için bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Bu sözü Meclise unutturmayacağız değerli milletvekilleri.

Tıpta Uzmanlık Sınavı önemli bir alan. Türkiye'de gerçekten yetenekli, alanında yetişmiş çok iyi doktorlar var, Türkiye bu alanda iyi bir noktaya gelmiş durumda. Bunun da tek sebebi, orada mülakatların olmamasıdır, orada iyi hekimlerimizin kazandığı sınavla istediği bölümlere yerleşebilmesidir. Onun için yetenekli gençlerimizin, emeğiyle bir yerlere gelen gençlerimizin, zor şartlar altında çocuğunu okutan çiftçimizin, esnafımızın okuttuğu öğrencilerin önünü açın diyoruz, mülakatları kaldırın diyoruz.

Değerli milletvekilleri, uzmanlık demişken, doktorluk demişken biz, yetişmiş insan kaynağımıza, gençlerimize "Giderlerse gitsinler." sözünü de asla söylemeyeceğiz. Gençlerimize buradan da bir çağrıda bulunuyoruz: Evet, gençler, hiçbir yere gitmiyorsunuz, burada kalacaksınız. Biz, sizlerle birlikte Türkiye'nin geleceği için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

Değerli milletvekilleri, son olarak, biz sadece adalet istiyoruz. Biz dayısı olanın, torpili olanın değil, hak edenin kazandığı bir Türkiye'yi inşa etmek istiyoruz, gençlerimizin geleceğe umutla baktığı bir Türkiye'yi inşa etmek istiyoruz diyorum; bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)