GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TEDAŞ'IN ÖZELLEŞTİRİLMESİ SÜRECİNDE ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞININ YAPTIĞI İŞLEMLERDE BİR KISIM YANLIŞ UYGULAMALAR YAPILDIĞI VE BU UYGULAMALAR SONUCUNDA KAMUNUN BÜYÜK ZARARA UĞRADIĞI VE SAYIŞTAY RAPORLARINDA DA BELİRTİLEN BU KONULARIN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 28/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 20 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:80
Tarih:20.03.2013

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de, CHP Grubunun TEDAŞ'ın özelleştirilmesi hakkında araştırma önergesi açılmasının aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve bizi izleyen aziz milletimi saygıyla selamlıyorum.

Tabii ki, sözlerime başlamadan önce, dün Genel Merkezimize ve Adalet Bakanlığımıza yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii ki Türkiye'de elektrik kullanımı ilk olarak 1902 yılında özel sektör tarafından başlamış, 1913 yılında da kamu tarafından devam ettirilmiş, esas, elektrikle ilgili yatırımlar da 1953 yılında Çukurova ve Kepez Elektrik şirketlerinin kurulmasıyla hız kazanmış.

Türkiye Elektrik Kurumu ilk defa 1970 yılında kurulmuş. Daha sonra, 1993 yılında Türkiye Elektrik Kurumu, Türkiye Elektrik Üretim ve Türkiye Elektrik Dağıtım kurumları olarak ikiye ayrılmış ve daha sonraki yıllarda Türkiye Elektrik Dağıtım Kurumu 21 bölgeye ayrılarak daha düzenli bir yapı teşkil ettirilmiş. Bundan sonra da, tabii, dağıtım şirketleri, üretim şirketleri, iletişim şirketleri birbirinden ayrılmış.

CHP grup önerisinde Sayın Turgay Bey'in iddia ettiği konulara ben daha sık değineceğim, yalnız ilk önce şunu belirtmek istiyorum: Türkiye Elektrik Kurumu 2010 yılında 1 milyar 130 milyon TL zarar etmiş. Bununla ne yapabiliriz biz? Herhâlde bir 20'ye yakın 400-500 yataklı hastane yapabiliriz. Bu kadar, yıllık bir zararımız var, Türkiye bundan oldukça zarar görmekte. Buradaki özelleştirmedeki maksat da bu zararın ortadan kaldırılmasıdır.

Biz burada Türkiye elektrik kurumlarını zaten satmıyoruz, işletme hakkını devrediyoruz. Ne zamana kadar devrediyoruz biz bunu? 2036 yılına kadar biz bunları devrediyoruz. Burada tabii "Türkiye Elektrik Kurumunun zarar etmesindeki ana sebep nedir?" derseniz, ana sebep şudur: Birincisi, kayıp kaçak oranları. 100 birim elektrik alıyorsunuz; 2000 yılında bu yüzde 21,6'larda, daha sonra yüzde 18'lerde, yüzde 17'lerde gezmekte, yaklaşık o rakamlarda dolaşmaktadır ve dolayısıyla 100 birimlik elektriğin siz 80 birimini satıyorsunuz, 20 birimi kayıp oluyor. Diğer taraftan da TEDAŞ kurumu faturalandırdığı elektriğin de tamamını yüzde 100 alamıyor, onun da yüzde 85'ini alıyor, bir de oradan kaybınız oluyor. Dolayısıyla da kamu bundan oldukça zarar ediyor.

TEDAŞ'ın işletmelerinin özelleştirilmesiyle ilgili kararlar bizim Hükûmetimiz döneminde mi alındı? Hayır, bizim Hükûmetimiz döneminde alınmadı. İlk özelleştirilen Kayseri ve İstanbul Anadolu Yakası TEDAŞ'ın özelleştirilmesi 1990 yılında yapılmıştır ve dolayısıyla da İstanbul Anadolu Yakası iptal edilmiş ve Kayseri kalmıştır. İkinci özelleştirme ne zaman yapılmıştır? İkinci özeleştirme AYDEM'in yani Aydın, Denizli ve Muğla bölgesinin özelleştirmesi yapılmıştır, 2000 yılında yapılmıştır. Buna niye ihtiyaç duyulmuştur? Çünkü, TEDAŞ tahsilatını yeterince yapamamaktadır ve kurum zarara uğratılmaktadır. Biz burada TEDAŞ'ı satmıyoruz, sadece işletme hakkını devrediyoruz.

Diğer taraftan, tabii, hükûmetlerimiz döneminde Türkiye'de elektrik üretimiyle ilgili son derece önemli adımlar atılmıştır. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'de kullanılan elektrik miktarı 120 gigavatken, bugün 210 gigavatsaatlere ulaşmıştır, yaklaşık yüzde 80 artmıştır ve biz 90'lı yıllarda şunu tartışıyorduk: Önümüzdeki yıllarda biz elektrik kesintileri yapacak mıyız yapmayacak mıyız? Sanayileşmemize elektrik yetecek mi yetmeyecek mi? Biz bunları tartışıyorduk. Ama biz iktidara geldikten sonra Allah'a şükür elektrik kesintisi ile ilgili herhangi bir sorunumuz olmadı. Bu çok önemli bir aşamadır diye düşünüyorum. Türkiye'de elektrik kesintilerini milletimiz tamamen unutmuştur diye düşünüyorum.

Ve hızla da yatırımlarımız artmıştır. Eskiden, 2000'li yıllarda, özel sektörün elektrik üretimi yüzde 32 iken bugün yüzde 68 oranlarına çıkmıştır. Tabii ki, elektriğimizin biz yüzde 44'ünü doğal gazdan, yüzde 24'ünü hidroelektrik santralinden, yüzde 20'sini kömürden ve diğerlerini de rüzgâr, güneş enerjisi ve diğer enerjilerden elde etmekteyiz.

Tabii, burada, biz, muhalefete baktığımız zaman şunu görüyoruz: Ya, diyorsunuz: "Biz, doğal gazdan elektrik üretimine karşıyız." Tamam, biz de karşıyız, kömürden üretelim. Yeterli mi kömürümüz? Yeterli değil. Kömürden ürettiğimiz elektriğin yüzde 14'ünü biz linyitten üretiyoruz, yüzde 12'sini de ithal ettiğimiz kömürden üretiyoruz. Fakat, HES'lere de karşı mısınız? HES'lere karşısınız, diğer, nükleer enerjiye karşısınız. O zaman elektrik kullanmayalım diyeceğiz, böyle bir şey olamaz ki. "Her şeye karşıyız." ama elektrik kullanmaya gelince "Elektriğin en iyisini biz kullanalım ama kesinti olmasın." istiyoruz.

Diğer taraftan, tabii ki, bu Sayıştay tarafından TEDAŞ'ın denetlenmesinde, bu özelleştirilen firmaların kasalarında olması gereken paranın daha az gösterildiği ve bunların toplanmadığı yolunda iddiada bulunmaktasınız. Burada şu vardır: Bunlar aktifleriyle pasifleriyle tamamen TEDAŞ'a aktarılır. TEDAŞ der ki: "Tüm borçlar benim, tüm alacaklar benim." Ve bunları TEDAŞ alır, ondan sonra? Aktif olarak işleyen bir şirket bu yani aynı hareket eden bir araba gibi. Şimdi, siz, kasaya bir gün sonra bakıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Burada ilk gün 4 milyon TL var, daha sonraki gün 14 milyon TL var, on iki gün sonra bakıyorsunuz -Sayın Alim Bey'in dediği gibi- 30 milyon TL var. Yalnız, bu şirket, işletmeye geldiği zaman herhangi bir borcu yok ki, bu kasada biriken parayı diğer tarafa aktarsın, böyle bir şey yok ki. Çünkü, her gelen para onun kasasında kalacaktır ama TEDAŞ'ta olsaydı ne olacaktı bu paralar? Borçlarına mahsuben öbür tarafa aktarılacaktı.

Dolayısıyla, burada bir yanlış anlaşılma var. Yine de, biz, muhalefetin ve Sayıştayın bu önerilerini çok dikkate alıyoruz. Biz farklı bir partiyiz, yani bize emanet edilmiş milletin kuruşuna sahip çıkmak zorundayız biz. Dolayısıyla da, sizin iddia ettiğiniz ve Sayıştayın iddia ettiği öneriler üzerinde biz ısrarla duruyoruz. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu zaten bunu inceliyor. Burada personel kaynaklı herhangi bir usulsüzlük, yolsuzluk, herhangi bir şey varsa zaten bu gerekli cezayı alacaktır ama?

TURGAY DEVELİ (Adana) - Sayaçların neden okunmadığını?

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, bakın, sayaçları okuyan da oradaki personeldir. Bizim herhangi bir kimseye, herhangi bir şekilde bir direktifimiz veya özelleştirmeyi alan herhangi bir firmayı korumamız, onu kayırmamız mümkün değil ki.

Biz özelleştirmede ne yaptık? Her yıl aşağı yukarı 1 milyar TL'nin üzerinde TEDAŞ zarar ediyor ve başta da dedidiğim gibi aşağı yukarı 20 tane büyük hastaneyi biz bununla yapabiliriz.

Şimdi, ne yaptık özeleştirme sayesinde? Biz, 13 milyar TL parayı kasamıza koyduk. Bu, TEDAŞ'ın satılması değildir, işletmesinin devridir bu.

TURGAY DEVELİ (Adana) - Savcılığa intikal ettirin dosyaları, herkes görsün.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, vatandaşa yanlışlıkla şey yapıyorlar "İşte, bu, TEDAŞ'a satıldı." Satılmadı. 2036 yılında aynı şekilde bunları bize geri devredecekler. Biz diyoruz ki bu özelleştirmeyi alan firmalara: "Kardeşim, siz yılda şu kadarlık yatırım yapacaksınız ve kâr payınız şu kadar, elektriği şu kadar fiyata satacaksınız." Bunların hepsi denetim altındadır. Yani biz bunu salıvermişiz, kendi bildiği gibi yapacak diye bir şey yoktur, böyle bir şey yok.

Biz burada, sadece, devletin iyi işletemediği sektörü özel firmaya devrettik ve 2036 yılında biz bunu inşallah alacağız. Dolayısıyla, sizin burada 13 milyar dolarlık, yani yaklaşık 24 milyar TL'lik bir işlem içinde bahsettiğiz rakam diyelim ki 20-30 milyon TL'dir. Biz bunu çok önemsiyoruz ama sizin iddia ettiğiniz gibi bir konu değildir. Çünkü, her gün orada kasaya bir miktar para girecektir ve dolayısıyla da o yeni alan firmanın -daha önce de belirttiğim gibi- borcu olmadığı için meblağı hızla çoğalacaktır. Ama şimdi, diyelim ki üç yıl önce özelleşen firmaya bakın, aynı şekilde meblağ orada da bulamayacaksınız çünkü kasasında o kadar para bulundurmayacaktır. Dolayısıyla da burada herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük olduğunu düşünmüyoruz ama yine de her ihtimale karşı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu müfettişleri tarafından bu olay incelenmekte, herhangi bir suç unsuru varsa da buna neden olan şahıslar gerekli cezayı görecektir diye ben düşünüyorum.

Dolayısıyla, ben, CHP grubunun vermiş olduğu önergenin aleyhinde olduğumu bildirir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)