Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 12 |
Tarih: | 06.07.2023 |
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve televizyonları karşısında ve dijital mecralardan bizleri takip eden sevgili yurttaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi grup önergesi adına söz almış bulunuyorum. Sayın Başkanım, size de yeni dönemde başarılar diliyorum arkadaşlarınızla birlikte.
Bugün sizlerle İstanbul ve diğer büyükşehirlerimiz başta olmak üzere tüm kentlerimizde etkisini her geçen gün artıran barınma ve yaşam krizine dair vermiş olduğumuz araştırma önergesini görüşeceğiz. Kiralardaki fahiş artışlar nedeniyle yoksullar, dar gelirliler, işsizler, incinebilir gruplar, kamu görevlileri, devlet memurları, emekliler, öğrenciler ve toplumun her kesimi olumsuz etkilenmekte ve bu artışların altında ezilmektedirler. Örneklerle değerlendirmek gerekirse, İstanbul'da 2019 yılının Mayıs ayında konut kirası ortalama 1.963 lira iken Mayıs 2023 itibarıyla yüzde 707'lik bir artışla 15.847 lira olmuştur. Örnek olarak, Sultanbeyli ilçemizde -ki dezavantajlı bir ilçemizdir- 2019 yılı Mayıs ayında konut kirası ortalama 1.121 lira iken Mayıs 2023 itibarıyla yüzde 740'lık artışla 9.422 lira olmuştur. Yine, benim de yaşadığım Üsküdar ilçemizde -ki ben de bir kiracıyım, aynı sorunları ben de yaşıyorum- Yavuztürk Mahallemizde, dar gelirli hemşehrilerimizin olduğu bir mahallede 2019 yılında ortalama kiralar 1.070 lira iken bugün itibarıyla 11 bin lira olmuştur. İstanbul Planlama Ajansı verilerine göre İstanbul'da 4 kişilik bir ailenin aylık ortalama yaşam maliyeti 35.380 liradır sevgili arkadaşlarım. Asgari ücretle -ki ülkemizin büyük bir çoğunluğu, çalışanlar asgari ücretle geçinmektedir- çalışan yurttaşlarımız 2019 yılında 2.020 lira alırken çok yeni zamla birlikte ancak 11.402 lirayla yaşamlarını sürdürmek zorundadırlar. Bir başka deyişle, kiralar minimum 10 kat artmışken asgari ücretin sadece 5 kat artmış olduğunu görüyoruz. Bunun doğal sonucu olarak kiracılar bir yandan yangın yerine dönmüş olan mutfaklardaki gıda enflasyonuyla boğuşurken diğer yandan kiralarını ödeyemez hâle gelmişlerdir. Kredi kartı borçlanmasıyla ayı çevirmeye çalışan bu kesimler her geçen gün artan bir borç batağına saplanmaktadır. Evlerinden çıkmak durumunda kalan kiracılar fahiş fiyat zamları nedeniyle ev bulamamaktadırlar. Güvencesiz işlerde çalışan, işsizlikle boğuşan kent yoksulları her geçen gün barınamaz hâle gelmektedirler. Üniversite eğitimi için ailesinin bulunduğu kentlerden farklı kentlere giden ancak yurtların yetersizliği nedeniyle kiralık evlerde barınmaya çalışan dar gelirli ailelerin çocukları kiralık konut yükü altında ezilmektedirler. Mevcut düşük maaşlar nedeniyle İstanbul gibi kentlerde barınamayacak duruma gelen devlet memurları diğer illere tayin istemekte ve âdeta büyük şehirlerden kaçmaktadırlar. Şimdi, bu derin kriz karşısında saray iktidarı ne yapmaktadır? Yüzde 25 kira artış sınırı. Bu durum kira tespit davalarının artmasına neden olmaktadır, ev sahipleri ve kiracıları karşı karşıya getirmektedir, her iki taraf arasında yaralanma ve hatta ölümle sonuçlanan olayların yaşanmasına neden olmaktadır, toplumsal huzurun ortadan kalkmasına neden olmaktadır. İktidar yargıya kurduğu baskıyla kira tespit davalarındaki ilk celseleri 2024 yılına vermektedir sevgili arkadaşlar. İktidar partisi mensuplarının yargıdaki durumu yakından takip etmesini özellikle istirham ediyorum. Büyük bir insani kriz hâline gelmiş olan bu soruna nasıl geldik? Bir kere, öncelikle barınma ve konut hakkının gerek taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler gerekse Anayasa'mız tarafından bir hak olduğunun, bir sorumluluk olduğunun altını çizmek isterim. Tabii, burada çok geçmişten bugüne yaşamış olduğumuz bazı sorunlar var. 1961 Anayasası'nda barınma hakkının bir gerekliliği olarak yoksul ve dar gelirlilere öncelik verilirken neoliberal ekonomi politikalarının izlerini taşıyan 1982 Anayasası'yla konutun bir yatırım ve rant aracı olarak algılandığını görmekteyiz. Bu neoliberal iktisat politikalarının etkileri, AKP iktidarlarının tercihiyle dar gelirlilerin temel konut edinme aracı olan ve ülkemizde Batıkent ve benzeri çok başarılı örnekleri olan konut kooperatifçiliğinin pasivize edilmesiyle birlikte konut, artık dar gelirlilerin sahip olduğu bir yaşam alanı olmaktan çıkmış, belirli sınıflar için büyük ölçüde kullanım değeri için değil değişim değeri için ihtiyaç duyulan bir tüketim malına dönmüştür. Geçmişte eve giren bir maaşla girdiği kooperatifte yaptığı küçük yatırımlarla ev sahibi olan emekçiler ve dar gelirliler için insan onuruna yakışan bir konut sahibi olmak bugün artık bir hayaldir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özçağdaş.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Dolayısıyla, ilk ve öncelikle tespit edilmesi gereken konu, bugün yaşanan konut krizi ve kentleşme sorununun derinleşmesinin temel nedeni, bugün AKP tarafından sürdürülen neoliberal siyasetlerdir. Bu tarihsel sürecin ve AKP iktidarının ülkeyi büyük bir ekonomik bunalıma sürükleyen politikaları da diğer bir önemli nedendir. "Faiz sebep, enflasyon sonuç." mottosuyla uyguladığı, kerameti kendinden menkul ekonomi anlayışının yarattığı yıkım, ülkenin tüm kaynaklarını betona ve beslediği çeteleşmiş yapılara aktardığı ekonomik tercihlerinin getirdiği ekonomik bunalım, dolar-euro kurunun ve enflasyonun geldiği nokta Sayın Cumhurbaşkanının geçmişte dolandırıcılıkla suçladığı Sayın Mehmet Şimşek'i bugün kurtarıcı olarak atamış olması sonucunu beraberinde getirmiş bulunuyor. Yaşamakta olduğumuz bu barınma krizinin bir diğer nedeni de ülkemize gelen kontrolsüz göç nedeniyle ülkemizin yolgeçen hanına dönmesidir. Dolayısıyla Meclis çatısında bu sorunun tüm boyutlarıyla ele alınması gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümleniz lütfen.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Hemen tamamlıyorum.
Ülkemizdeki konut kiralarında son yıllarda yaşanan bu artışların nedenlerinin belirlenmesi ve yaşanan kira artışlarına yönelik alınabilecek önlemlerin ve politikaların tespit edilmesi amacıyla Anayasa'mızın 98'inci ve İç Tüzük'ümüzün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince vermiş olduğumuz bu Meclis araştırması önergesinin kabul edilmesi için çağrıda bulunuyoruz.
Konut edinmek, sağlıklı yaşam, barınmak temel haktır. Yüce Meclis çatısı altındaki iktidar mensuplarına sesleniyorum: Muhalefetin bütün önergelerini reddederek Meclisi işlevsiz hâle getirmek bir siyaset olamaz. Müsaade edin, destek verin, konut fiyatları altında ezilen, fahiş kiralar altında ezilen yurttaşlarımızın sorunlarını gelin beraber konuşalım. Çok sayıda önerimiz var, birlikte tartışalım, birlikte akıl üretelim, yüce Meclis yüz yıldır bunun için kurulmuştur. Muhalefetin her önergesini reddetmek bir siyaset biçimi değildir, umuyorum bugün farklı bir tavır içine girersiniz. Ben de dâhil olmak üzere bütün kiracılar sizden bu soruna muhalefetle birlikte sahip çıkmanızı bekliyoruz.
Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)