Konu: | Devlet ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine kahvaltının ve öğle yemeğinin ücretsiz verilmesine ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 12 |
Tarih: | 06.07.2023 |
ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizdeki bu ilk konuşmama cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Çocukları sağlıklı ve bilgili yetiştirilmeyen uluslar, temeli çürük binalar gibi çabuk yıkılırlar." sözüyle başlamak istiyorum. Maalesef bugün Ata'mızın bu önemli sözünü unuttuğumuz bir dönemden geçiyoruz; hepimizin içini acıtan, içini yakan bir çocuk yoksulluğuyla karşı karşıyayız.
Şimdi size bazı istatistikler vereceğim: TÜİK verilerine göre, bizzat Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ülkemizde her 100 çocuktan 22'si yoksullukla boğuşuyor. OECD verilerine göre yoksul çocuk sayısında sondan 2'nci sıradayız. Yüksek gıda enflasyonu yaşadığımız bu dönemde çocuk yoksulluğu giderek artıyor. Bakın, bugün TÜİK verilerine göre çocuklarımızın yüzde 62,4'ü yani her 3 çocuğumuzdan 2'si karnını sadece makarna ve ekmekle doyurabiliyor; bugün, et, balık ve tavuğa aynı anda erişebilen çocuklarımızın oranı ise sadece yüzde 12,7. Dolayısıyla sonuç olarak bugün, ülkemizde tam 7 milyon yoksul çocuk var. 7 milyon yoksul çocuğu size şöyle ifade edeyim: İrlanda, Danimarka, Norveç, Hollanda gibi ülkelerin toplam nüfusundan daha fazla bu ülkede yoksul çocuk var. Şimdi, bu, hepimizin içini yakıyor siyasi partilerden bağımsız olarak.
Biz, bu çocuk yoksulluğunu azaltmak için ne yapabiliriz? Geçmiş dönemde bir program önermiştik. Ben, önümüzdeki dönemde Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu programın girmesini hepinizden rica ediyorum. O da şuydu: Okulda ücretsiz yemek programı. Bakın, bugün, biz devlet okullarında 15 milyondan daha fazla çocuğumuza bedava kahvaltı ve öğle yemeği verirsek biraz önce bahsettiğim çocuk yoksulluğunu geriye çevirebiliriz.
Bu programın bütçeye konması ve uygulanması hâlinde bakın neler olacak: Okul öncesi çağda 235 bin, okul çağında ise tam 1,9 milyon çocuğumuz hastalanmayacak. Okula henüz gitmeyen 10 çocuğumuzdan 1'i artık okulda yemek olduğu için kaydolacak, böylece okullaşma oranımız artacak. Çocuklarımız düzenli ve dengeli beslendiği için eğitimlerinde çok daha başarılı olacak, öğrenme yoksulluğu problemini azaltmış olacağız. Bu proje, beraberinde yeni iş olanakları getirecek, tam 720 bin yeni istihdamla beraber hem yoksulluğumuz yüzde 1,5 azalacak hem de aynı zamanda kadın işsizliği üçte 1 oranında azalacak. Okulda yemek programında gıdayı, biz, yerel çiftçilerden, kooperatiflerden tedarik edersek kooperatiflerimiz güçlenecek, tarımımız kalkınacak ve daha önemlisi, anneler ve babalar artık çocuklarına harçlık vermek zorunda kalmayacakları için aile bütçesi rahatlayacak; tam 1,6 milyon insanımız yoksulluktan kurtulacak.
Şimdi, biz, bu programın hesabını yaptık yani biz, sayısı 15 milyondan daha fazla olan, devlet okulunda okuyan öğrencilerimize bedava kahvaltı ve öğle yemeği verirsek bunun bütçesi önümüzdeki dönem yap-işlet-devret projelerine verilecek olan paranın yarısından bile az. Dolayısıyla, burada bütçeyi yormayacak, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesini yormayacak bir programdan bahsediyoruz.
Ben buradan hem siyasi partilerimize hem de Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerine seslenmek istiyorum: Gelin, önümüzdeki dönem bütçesine okulda ücretsiz yemek programını dâhil edelim; biz İYİ Parti olarak bu programa her koşulda destek vermeye hazırız çünkü hiçbir çocuğumuzun sınıfa aç girmesine gönlümüz razı olmuyor.
İkinci nokta da şu: Türkiye'de artan sayıda çocuk işçi problemiyle karşı karşıyayız. Bakın, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 2022 raporlarına göre Türkiye'de en az 2 milyon çocuk işçi var, bu sayı yazın 5 milyona kadar çıkabiliyor. Bu çocuklarımız, çocuk işçiler çoğu zaman çok zorlu ve tehlikeli koşullarda çalışmaya zorlanıyorlar. Her ne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız 2022 Faaliyet Raporu'nda çocuk işçiliğiyle mücadele için çeyrek milyar lira ayırdığını söylese bile TÜİK verileri başka bir hikâye anlatıyor. O hikâye de şu: Son bir yılda 15-17 yaş arasındaki çocuk işçi sayısında tam 102 bin artış var yani biz geçen sene 15-17 yaş arasındaki 102 bin çocuk işçinin daha emek piyasasına güvencesiz bir şekilde girmesine tanıklık etmiş durumdayız. İşte o yüzden diyoruz ki: Bizim, çocuk işçiliğiyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMİT ÖZLALE (Devamla) - Bir dakika yok mu?
BAŞKAN - Gündem dışında yok.
ÜMİT ÖZLALE (Devamla) - Tamam.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)