| Konu: | Denizli'nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 05.07.2023 |
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen tüm vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilliği görevine seçilen Denizli Milletvekilimiz Sayın Gülizar Biçer Karaca'ya bu görevinde başarılar diliyorum.
Sözlerime, beni yüce Meclise, Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderen Denizlili hemşehrilerime teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Kıymetli milletvekilleri, son dönemde küresel iklim krizinin de bir sonucu olarak ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Denizli'miz de aşırı yağışa maruz kaldı. Bu yağışlar sonrası yaşanan sel, heyelan ve su baskını neticesinde hemşehrilerimiz, esnafımız, özellikle Honaz, Çal ve Güney ilçelerimizde çiftçilerimiz ciddi mağduriyetler yaşadı. Kentimizde meydana gelen afetten etkilenen tüm hemşehrilerimize bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, her zaman onların yanında olduğumuzu da tekrar belirtmek istiyorum. İlgili bakanlarımızın ise ivedilikle yurttaşlarımızın zararlarının giderilmesinde gerekli olan yardımların yapılması için hareket almasını bekliyorum. Özellikle Tarım Bakanımıza seslenmek istiyorum: Taban fiyatı açıklandığı hâlde alım yapmayan Toprak Mahsulleri Ofisini bir an önce açın ve üreticimizin elindeki mahsul çürümeden söz verdiğiniz fiyattan alımı yapın. Denizlili çiftçiyi daha fazla mağdur etmeyin.
Değerli milletvekilleri, Denizli, hepinizin bildiği gibi, ihracat kentidir. Başta tekstil olmak üzere mermer, metal, makine sanayisiyle "Her fabrika bir kaledir." mantığıyla hiç durmadan çalışan ve cari fazla vererek Türkiye ekonomisine can suyu sağlayan bir kenttir. Fakat 2021 yılı Ağustos ayından itibaren hayata geçirilen nas politikalarıyla, "keyfim" ekonomisiyle ne yazık ki ihracat rekorları kıran, tek derdi üretimi artırmak ve yatırım olan Denizli'de rüzgâr tersine dönmüştür. Üretim, ihracat, yatırım ve istihdamı artırmak için çıkılan bu yolda Denizli sanayicisine yalan söylenerek, sadece ve sadece enflasyonu artırarak seçim finanse edilmiştir. 2022 yılının ilk çeyreğinden itibaren üretim ve ihracat rakamları düşmekte, bırakın yatırım yapmayı, yatırımı düşünen bile kalmamış ve ne yazık ki işsizlik artmıştır. Türkiye'yi "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." söylemiyle faiz, döviz ve enflasyon sarmalına sokanlar bu sarmaldan çıkmak için rasyonel politikalara dönüş söylemine sığınmış fakat faizdeki 650 baz puan artışa rağmen iş işten geçmiş, ne dövizde yükselişe ne de fiyatlardaki artışa "Dur!" diyebilmişlerdir. İhracatçı fiyatı tutturamaz, işletmesini kapatacak duruma gelmiştir. Bakınız, Merkez Bankası Başkanının döviz rezervlerinin artırılması için dövize müdahale edilmeyeceğini söylemesine rağmen kamu bankaları dövize müdahale etmektedir. Bugün yanlış uygulanan ekonomi politikaları sonucu cari açık 120 milyar dolar, Merkez Bankası döviz rezervleri eksi 63 milyar dolara ulaşmışken sanki ihracatçı dövizin artmasını istediği için dövize müdahale edilmiyor gibi bir algıyla dövizdeki artışın sebebini ihracatçı gibi gösteren yanlış bir anlayış sergilenmektedir. Bugün "liralaşma" adıyla uyguladığınız politikalar yüzünden sanayici ihracat yapabilmek için gerek duyduğu ham maddeyi ithal etmek için 100 bin dolar parasını bozdurduğunda geriye 93 bin dolara alabilmektedir. Bankaların Merkez Bankasının talimatıyla uyguladığı alış satış kurları arasındaki makastan kaynaklanan zararı kaldıramayan, özellikle demir, çelik ve bakır sektörlerindeki firmalarımız çareyi vergi uygulaması olmayan ülkelere şirketini taşımakta arıyorlar. Gelin, bu ülkeden doktorları, mühendisleri, yazılımcıları kaçırdığınız gibi Türk yatırımcısını, iş insanlarını da kaçırmayın ve bu yanlışlardan bir an önce dönün.
Değerli milletvekilleri, buradan ekonomi yönetimine sesleniyorum: Ekonomi güven yönetimidir, bu anlayışla rasyonel politikalara dönemezsiniz. Türkiye'nin içine düştüğü bu sarmaldan çıkış yolu ekonominin bilim olduğunu kabul etmekten geçer, Türkiye'yi çağdaş hukuk anlayışıyla yönetmekten geçer, ülkeyi yatırım yapılabilir ülke sınıfına sokacak yapısal reformları yapmaktan geçer. Gelin, keyfî politikaları bırakıp yargı bağımsızlığını sağlayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEREF ARPACI (Devamla) - Mazbatasını aldığı hâlde hâlâ hapiste olan Milletvekili Can Atalay'ı serbest bırakın. Gelin, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönün.
Sözlerimi burada bitirirken yüce Divanı selamlıyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)