GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yeşil Sol Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:10
Tarih:04.07.2023

YEŞİL SOL PARTİ GRUBU ADINA CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, Sivas Madımak katliamının araştırılması üzerine Yeşil Sol Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Alevilerin inancı ve inandıkları, kirli zaman aralıklarının içinden süzülerek gelen kutsal ve tertemiz bir sezgidir. Bu sezgi hoşgörü, sevgi, adalet ve cesarettir. Bu sezgi Kerbelâ'da Şah Hüseyin, kendi aşkına düşen Hallac-ı Mansur, meydanlarda Nesimi, darağacında Pir Sultan; yalanlarınıza, hilelerinize boyun eğmeyen Seyit Rıza, Börklüce ve Şeyh Bedreddin'dir ve Dersim'de, Maraş'ta, Sivas'ta, Gazi'de, Gezi'de katledilen birer candır, canımızdır. Ne silahınız ne ateşiniz ne kuyularınız ne zindanlarınız onları yok edemedi, hepsi şah damarımızdır. Siz bizi inkâr edemezsiniz, siz bizi vazgeçiremezsiniz çünkü biz adalet istiyoruz. Bizim istediğimiz adalet Yezid'in zıtlıklarına, fikirlerine, eylemlerine, hayal ve hırslarına bulaşan adalet değil; bizim istediğimiz adalet dil, din, renk ve ırk sınırlarını aşan Şah Hüseyin adaletidir. Bu nedenledir ki tüm Alevi katliamlarının arkasında gizli kalan gerçeklerin aydınlatılmasını, yargı kararlarına rağmen katilleri koruyan cezasız bırakma unsurlarının ortaya çıkarılmasını, katliamlarla ilgili devlet arşivlerinde yıllarca saklı kalan belgelerin araştırılıp kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz. Bu tutum, geçmişle hesaplaşma ya da yüzleşme konusunda yol gösterici değildir; yıkıcıdır, yok edicidir. Özgürlükleri kendi lehine toplumsallaştıran, siyasal İslam'a dayalı asimilasyonları en üst seviyeye çıkaran, bu amaçla siyaseti ve politikayı tasarlayan devletin tüm dünyada etkisini gösteren demokratikleşme ve eşit yurttaşlık hakkını resmî ideolojisi üzerinden sadece bir inanç grubu adına değerlendirmesi bir insanlık suçudur. İnkârcı siyasi akıl, Alevi toplumunun adalet, hak ve hukuk adına atmış olduğu her adıma karşı kirli strateji geliştirerek yıkıcı, yok edici hamlelerle Alevi toplumunu derinden yaralıyor, yitik bir sosyobellek oluşturuyor. Bu nedenledir ki ön yargıların, bireysel, toplumsal baskıların tamamı geçmişi inkâr etme üzerinedir.

Tüm Alevi katliamları gibi Sivas Madımak Alevi katliamı da çok yönlü ve çok biçimlidir. Bu katliamların inkâr edilmesinin altında Alevilerin öz inançsal ve öz yaşam değerlerinden uzaklaştırılarak özgürlüklerden yoksun bırakılması vardır. Her katliam Alevi toplumunu sindirme politikalarıyla duygusal bağlamda kriz veya travmatik sürece sokmaya yöneliktir. Her inkâr yitik bir sosyobellektir. Amaç, Alevilerin kendilerini güvensiz hissetmesi, entrikalara ve katliamlara karşı cevap verme yeteneğini, gücünü yok etmektir. Ancak bizler sıradan bir anlayışla bu acılara susmayacağız.

Devletin kendi karanlık geçmişiyle yüzleşmesinin demokrasinin bir ölçüsü olduğunu biliyoruz. Bu yüzleşme, baskıcı ve katliamı yapan zihniyetin sorgulanması demektir ve bu yüzleşmenin gerçekleşerek demokratik bir toplumun meşruluk zeminini oluşturana kadar mücadele edeceğiz ve diyoruz ki: "büyük devlet" demek yurttaşlarıyla barışık, toplumsal acılarla yüzleşebilen ve bunun gereğini yapabilen devlettir. Devletin bir kez olsun bizi şaşırtarak Sivas Madımak Oteli'ni insanlık adına utanç müzesi yapmasını, bu coğrafyada yapılan tüm katliamlarla yüzleşmesini istiyoruz. Hak ve hukuk devlet için bir sorumluluktur diyoruz.

Cumhuriyetin 2'nci yüzyılına başlarken barış ve kardeşliğe vesile olması için önergemizin desteklenmesini bekliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Ali baş, boz atlı Hızır cümlemizin yoldaşı olsun, aşk ile. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)