GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Fransa'da yaşanan olaylara ve nedenlerine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:1
Birleşim:10
Tarih:04.07.2023

İBRAHİM UFUK KAYNAK (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce hem bizim hem sizlerin hem aziz milletimizin geçmiş Kurban Bayramı'mızı kutlamak istiyorum.

Ben bu konuşmada aslında bugün, bu son bir haftadır devam etmekte olan Fransa'daki olaylarla ilgili biraz konuşmak istiyorum çünkü bu olay ne televizyonlarda anlatıldığı gibi... Temeli 1538 yılına, ta Kral Louis dönemine kadar uzanan bir Fransız sömürgeciliğinin bugüne yansımaları. Yalnızca Fransa değil tabii; ilk önce 1500'lü yıllardan, 1492'den itibaren Pasaklı Isabel'le başlayan Portekiz ve İspanya'yla, daha sonra bütün Avrupa'nın deliler gibi saldırdığı dünya sömürü sistemi bugüne kadar, hatta bugün aynen devam etmekte; bunun en büyük sancılarından birini şu anda Fransa yaşıyor, vaktizamanında yediği hurmalar kendisini tırmalıyor. Sokakların yakılmasını hiç kimse kabul etmez ancak şunu bilmek gerekiyor: Fransızların yeryüzünde yapmış oldukları ve hâlâ devam etmekte olan Frankofon ülkeleri sistemiyle hâlâ 15, 16 Afrika ülkesinin bütün mal varlıklarını sömürmeye, kazandıkları bütün paraları ellerinden almaya, Paris'te kendi merkez bankalarına toplamaya ve bunların hiçbir zaman bir karşılığının olmayacağını düşünmelerine...

Efendim, François Mitterrand -ki vaktizamanının böyle her zaman özgürlük dağıtıcısı gibi konuşan bir adamıydı bu, bazıları da onun peşinden falan gittiler- hatta bir de peşine Jacques Chirac'ı ekleyeyim, ikisinin beraber yapmış oldukları çok ilginç bir konuşma vardır, ikisi de diyor ki: "Eğer Afrika'yı elimizden alırlarsa Fransa bir üçüncü dünya ülkesi hâline döner." Şu anda yaklaşık 600 milyar euro bu 14 Afrika ülkesinden her zaman alınan para ve bunun sadece yüzde 15'i o ülkelere yatırım yapabilme fırsatı vermek için iade ediliyor. İnanılmaz bir sömürü düzeninin içerisinde bugüne kadar geldiler ve bugün kendilerini Afrika Kıtası'nda rahatsız etmeye başlayan başka devletleri ve bunların yanında Türkiye Cumhuriyeti devletini... Çünkü adaletle geliyor, ikisi arasındaki temel farkı Afrikalı da anlıyor.

Ben burada "Fransa" dediğimiz anda bir önemli şeyi daha eklemek istiyorum. Eğer Belçika konuşuyorsa aslında Fransa konuşuyordur, eğer İsviçre'nin bir bölümü ara sıra konuşup susuyorsa aynı şekilde Fransa konuşuyordur. Dikkat ederseniz bu ülkelerin hepsi aynı zamanda aynı kökten beslenenlerdir; hepsi Cermen ırkıdır, Frenkler de Cermen ırkıdır. Size çok açıklıkla bir şeyi ifade edeyim: Sömürü sisteminin içerisinde, bugün yeryüzünde "zengin" dediğimiz uluslar içerisinde sömürü sistemini beş yüz senedir yapmayan ve bugün hâlâ devam etmeyen hiçbir zengin devlet yoktur şu anda. Bakın, iddia etmiyorum; hepsini anında açıklayabilirim belgeleriyle. İngiliz Milletler Birliği'ne bağlı olan ülkeler nasıl sömürülüyorsa, Sovyetler Birliği veya daha önceki Çar rejimi döneminde "Türkistan" adı 16 Haziran 1924 yılında Stalin tarafından nasıl "Orta Asya" kelimesiyle değiştirildiyse ve biz bugün hâlâ "Orta Asya" kelimesini kullanıyorsak ki onun adı "Türkistan"dır ve bütün bunların, Rusya'nın bütün zenginliğinin bugün Türk devletlerinden kaynaklandığını... Beyaz General'in hatıralarını okuduğunuzda bir şeyi çok açıklıkla görürsünüz, bütün Türk ülkelerinin nasıl yağmalandığını. Rusya, İngiltere ve bir grubunu da -Doğu Türkistan'ı- Çin'e verdiler biliyorsunuz, hatta İran bin yıllık Türk yurduydu, 1925 yılında Farsilere verildi.

Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)