| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 20.06.2023 |
CHP GRUBU ADINA UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlarken millet iradesiyle seçilmiş ancak büyük bir hak gasbı yaşatılarak cezaevinde tutulan Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bir an önce bu kürsüde yemin ederek görevine başlamasının anayasal zorunluluk olduğunu vurgulamak isterim. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yüz binlerce yurttaşımız için eziyete dönüşen vize meselesine birlikte çözüm bulabilme inancı ve çağrısıyla karşınızdayım çünkü vize meselesi hepimizin onuru, Türkiye Cumhuriyeti'mizin de itibarı meselesidir. 2022 yılında yaklaşık 3,5 milyon yurttaşımız başta Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada olmak üzere yurt dışına çıkmak için vize başvurusunda bulunmuş, her yıl da bu sayı artmakta. Bu insanlarımız konsolosluk kapılarında büyük çileler çekmekte, randevuyu almak için dahi aylarca bekliyorlar; sağlık için acil gidecek olan da bekliyor, eğitim için gidecek olan da, fuarda iş bağlantısı yapacak iş insanı da bekliyor, evlenmiş, eşiyle kavuşacak olan da ve en acısı da aylar süren bekleyişin sonunda birçoğu "ret" yanıtı alıyor. Kimler yok ki ret alan: Sanatçısı, gazetecisi -Tolga Çevik, Özcan Deniz, Volkan Konak, Onur Akın, Altan Sancar, Deniz Türkali- burs kazanan öğrenciler, konferans daveti alan hocalar, bağlantı yapacak ihracatçılar, Cihangir Muhtarı bile var, düğününü kaçıran polis memuru var, bunlar gibi yüz binlerce ret yanıtı alan vatandaşımız var.
Değerli milletvekilleri, meselenin birinci boyutu, vize süreçlerini uzatan, zorlaştıran ülkelerin duruşu. Türkiye'den yapılan başvurulara yönelik açık bir tavır var. 2004 yılında Türkiye'den yapılan başvuruların yüzde 4'ü reddedilirken şimdi bu oran yüzde 50'yi bulmuş durumda. Bizim gibi AB adayı olan Kuzey Makedonya, Karadağ, Moldova, Sırbistan ve Ukrayna ile AB adayı dahi olmayan Gürcistan, Bosna Hersek gibi onlarca ülkenin vatandaşı Avrupa'ya serbest girebilirken, aynı vize kolaylığının Türk vatandaşlarından esirgeniyor olması kabul edilemez. Bu haksızlığı gidermek herkesten önce yirmi bir yıllık bu iktidarın sorumluluğudur. Ne denmişti? 1 Temmuz 2016'da vizesiz seyahat başlayacaktı. Hani nerede? Yedi yıl sonra geldiğimiz nokta sadece başarısızlık değil, yüz binlerce yurttaşımızı mağdur eden bir büyük krizdir. "Avrupalılar şantaj yapıyor." deyip kenara çekilmek bu sorumluluktan kimseyi kurtaramaz. Yeni Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan'ın önceliği vatandaşımızın çektiği bu vize eziyetini sonlandırmak olmalıdır. Umarız o da koltuğu devraldığı eski bakan gibi, vatandaşlarımız vize çilesi çekerken "Norveçliler artık Türkiye'ye pasaportsuz girecek." diye anlaşma imzalayıp mutluluk pozları vermez.
Hakkımızı aramak tabii ki Meclisimizin, partilerimizin sorumluluğudur. Nitekim, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde Meclisimizi temsil eden heyetin kabul ettirdiği karar bu yönde atılan önemli bir adımdır. Şimdi, bugün, desteğinizle Meclis çatısı altında kuracağımız komisyon o sürecin de takibini mümkün kılacaktır. Hatta mağduriyet yaşayan toplum kesimlerinin temsilcileri, iş dünyası örgütleri, basın örgütleri, oyuncu birlikleri, öğrenci ve akademi oluşumlarını da sürece dâhil ederek muhataplarımızın karşısında güçlü biçimde olabilir, ortak çözümler üretebiliriz.
Değerli milletvekilleri, bir de asıl mesele var ki o da Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdur. Pasaportumuzun değeri ve yaşadığımız vize çilesi aynı zamanda ülkemizin dünyadaki itibarının yansımasıdır. Bakın, sadece 2022 yılında 50 bin vatandaşımız AB ülkelerine iltica başvurusunda bulunmuş. Suriye, Afganistan ve Venezuela'dan sonra 4'üncüyüz. Sizce reva mıdır bu bizim ülkemize? Kendimize sormalıyız, neden yüz binlerce gencimiz geleceğini güzel vatanımızda görmüyor? Çünkü değerli arkadaşlarım, bu ülkede nefes alamıyorlar. Bir "tweet" atanın yaka paça gözaltına alındığı, en temel haklarımız olan ifade, basın ve protesto hakkımızın yok edildiği, festivallerin, konserlerin dahi yasaklandığı bir ülkede gelecek hayali kuramıyorlar. Artık öyle bir hâle gelindi ki farklı düşünen bir sanatçıyı yasaklamak yerine kucakladı diye kendi belediye başkanlarını linç edip görevden alan bir iktidar var. Eğitimde bilim yolundan sapan arayışlar on binlerce anne-babayı sadece evladının geleceği için gurbet yolculuğuna çıkarıyor. Bakın, AKPM'den karar çıkartırken vatandaşlarımızın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan temel haklarının ihlal edildiğini vurgulamasını biliyoruz; doğru.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika ilave ediyorum.
Buyurun Sayın Çakırözer.
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Ama aynı vatandaşlarımıza bizim kendi reva gördüğümüz baskı düzeni ne olacak? Aynı sözleşmenin "Cezaevinde tutamazsın." dediği siyasetçilerin, hak savunucularının, gazetecilerin ne işi var zindanda? Türkiye'de "dayısı yok" diye işsizliğe mahkûm edilen ama Hollanda'da baş tacı edilen yüzlerce genç yazılımcımız mı dersiniz, "Giderlerse gitsinler." denilerek yurt dışına kaçışları resmen teşvik edilen doktorlarımız mı, hepsi ama hepsi bu ülkede demokrasinin, hukukun, adaletin yok edilmesi nedeniyle eşitsizlik ve kayırmacı tek adam düzeni nedeniyle çok sevdikleri memleketlerini, ailelerini, arkadaşlarını terk etmeyi göze alıyor.
Değerli milletvekilleri, bu meselenin sihirli çözümü yoktur. Eğer biz yurttaşlarımıza insan onuruna yaraşır hayat koşulları sağlayamazsak vatandaşımızın çektiği bu vize çilesi artarak sürecektir. Demokrasimizi, hukuk devletimizi, ekonomimizi ne kadar güçlendirirsek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - ...vatandaşlarımız da o kadar kolay vize alır hâle gelecektir. Gelin, bu araştırma komisyonunu kuralım, bu meseleyi Türkiye'nin gündeminden çıkaralım.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)