| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 04.04.2023 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul ve bizleri ekranları başında izleyen aziz milletimiz; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum, ramazanınızı bir kez daha kutluyorum.
Bugün, 26'ncı vefat yıl dönümünü idrak ettiğimiz, vefatının 26'ncı yıl dönümünü yaşadığımız Alparslan Türkeş'e rahmet; sevenlerine, bağlılarına, siyaseten izinden gidenlere de ayrıca başsağlığı diliyorum.
Tabii, arkadaşlarımız burada birtakım hususları dile getirdiler, ben onlarla alakalı, elimdeki notlar, YÖK'ten aldığım bilgiler çerçevesinde bazı konuları aydınlatmaya gayret edeceğim. Bir defa, şeffaflık konusu gündeme getirilmiş, hem gerekçede var hem önerinin kendisinde var hem de konuşmacılar tarafından çokça vurgulandı. Bildiğiniz gibi, 2547 sayılı Kanun ve yönetmelikler -yönetmelik derken Doçentlik Yönetmeliği'yle beraber- bu işleri düzenlemektedir. Dolayısıyla, şeffaflığın olmadığı iddiası biraz su götürür. Ayrıca, YÖKSİS üzerinden de herkes yaptığı müracaatları büyük bir şeffaflık içerisinde takip edebilme hakkına sahiptir.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ahmet Hocam, doçentlik almaktan bahsetmiyoruz, almış o unvanı.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Niye beklediğine gelince arkadaşların bir kısmının, arz edeceğim.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Doçentliği almış, "Doç." olmuş.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Sibel Hocam, arz edeceğim.
Şimdi, etik hususlardan dolayı bekleyenler var -ben madde madde sizlere iletmeye çalışayım- denklik konusundan dolayı bekleyenler var, mevcut mahkeme sürecinin sonuçlanmayışından dolayı bekleyenler var. Ayrıca, üniversitelerin kendi kriterlerini ki siz bizimle beraber çalıştınız Komisyonumuzda olmadığınız hâlde, sağ olun...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - O kriterler yok artık Ahmet Bey, yok, yok. Kriterler yok artık, tek kriter var.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Kişisel kararlar.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Mahmut Bey, büyük oranda katkı sağladınız, ben sizin de Komisyondaki katkılarınızı hatırlıyorum. Üniversiteler, YÖK'ün çizdiği genel çerçevenin dışında, kendileri mesela İngilizce eğitim verdiği için İngilizce ders anlatabilme gibi birtakım ilaveler yapabilmekteler. Bunları sağlayamadıkları için bekleyenler var. Demek ki 4 kalem altında veya 4 sınıf altında toparlayabileceğimiz bir bekleme süreci yaşanmakta.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Ahmet Bey, açılan ilanları okuyor musunuz, görüyor musunuz, bir gözden geçiriyor musunuz?
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - İlanlarla alakalı da söyleyeceğim.
Sayın Başkanım, bir dakikalık süreyi ben de peşinen rica edeceğim.
Şimdi, araştırma görevlisi kadrosunda olup da doçentliğini almasına rağmen hâlen doçentliğe atanamayan arkadaşlarımızla alakalı da burada birtakım beyanlarda bulunuldu. Bu arkadaşlarımız yer değişikliği istemiyorlar. Hangi üniversitede doktorasını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Araştırma görevlisi kadrosunda ama doçentliğini almış arkadaşımız yer değişikliği istemiyor; Ankara üniversitelerinin dışına çıkmak niyetinde değil, İstanbul üniversitelerinin dışına çıkmak niyetinde değil veya kendisinin nerede kadrosu varsa oranın dışına çıkmak niyetinde değil. Bunun elbette kendince haklı gerekçeleri olabilir ama YÖK de istiyor ki yetişmiş bu arkadaşlarımız yeni açılan üniversitelerde ders versinler, öğrenci yetiştirsinler, araştırma metotlarını yeni nesillere aktarsınlar. Dolayısıyla burada herhangi bir sıkıntılı durum görülmemektedir.
100/2000'e gelecek olursak; bunun TÜBİTAK gibi bir bursluluk programı olduğunu, YÖK'ün bütçesinin değerleri çerçevesinde belli alanlarda, özellikle aranan alanlarda insan yetiştirmek, akademisyen yetiştirmek üzere kullanıldığını biliyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ama niye kadrolara atanamıyorlar?
BAŞKAN - Buyurunuz Hocam.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Bildiğiniz gibi, bunlar kadrolu değiller. YÖK, bu sayede AR-GE'ye eleman yetiştiriyor. TÜBİTAK da aynı şekilde bursluluk sağlar, ondan sonra arkadaşımız yetişmiş olarak, doktorasını bitirmiş olarak kendisi istediği üniversiteye başvurur ve o üniversitede yerini alır.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Alamıyor işte Ahmet Hocam, alamıyor, üniversitede yerini alamıyor.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Mahmut Bey güzel bir şey söyledi; ana bilim dalları, bölüm başkanlıkları, bölüm kurulları kararlarını alıyorlar.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bölüm kurulu mu kaldı Hocam, bölüm kurulu mu kaldı?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Başkanım, asla yok bunlar artık. Bakın, fakülte kurulları bile çalışmıyor, üniversite senatosu da çalışmıyor.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bölüm kurulu yok, fakülte kurulu yok, yönetim kurulu yok.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Kararlarını aldıktan sonra doçentliğe yükseltilmesi veya eleman ihtiyacı açısından bunu senatoya iletiyorlar, senatoda rektör tarafından değerlendirme yapılıyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Yok Başkan, yok.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Kurullar çalışmıyor Sayın Başkan.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Ve YÖK'e bildiriliyor, bundan sonra da ilana çıkılıyor ve alımlar yapılıyor.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Alakası yok, gerçekten. Siz örgün eğitimde görev almadığınız için bilmiyorsunuz; ben o kurullarda çalışan birisiyim, yok böyle bir şey.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Kurullar çalışmıyor Sayın Başkan.
HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - Arkadaşlar, aslında bunları hepiniz biliyorsunuz; Mahmut Bey de biliyor, Sibel Hanım da biliyor ama tabii, herhâlde burada daha başka hususları dile getirmek istediniz.
Ben, mübarek ramazanınızı tekrar tebrik ediyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum.