| Konu: | Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 20.03.2023 |
SAİT DEDE (Hakkâri) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan Orman Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Bugün birçok kentte halklarımız demokrasiye, barışa ve eşitliğe olan özlemini "Nevroz" meydanlarına inerek haykırmaktadırlar. Bu vesileyle tüm halklarımızın "Nevroz" Bayramı'nı kutluyorum, "..."(*) diyorum.
Sayın Başkan, 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremde tarihin en büyük felaketiyle karşı karşıya bırakıldık. Yaşatılan trajedi ve acı hep hafızalarımızda tazeliğini koruyarak duracaktır. AKP iktidarının bilimi dikkate almadan iktidarı boyunca uyguladığı politikalar bize acı kayıplar olarak geri dönmektedir. Depremde yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, hepsini saygıyla anıyorum.
Sayın milletvekilleri, depremler ayrıca bölgedeki üretimi de olumsuz etkileyerek ekonomik kayıplara neden olmuştur. Bunlardan en çok etkilenenlerin başında da tarımsal üretim gelmektedir. Fakat depremin tarımsal üretimi ne düzeyde olumsuz etkilediğinin ve ne kadar üretim kaybı olduğunun tespiti dâhi yapılmamıştır. Kanun teklifinde ormanlık alanlar için getirilen düzenlemeler çözüm olmaktan çok uzaktır.
Yine, görüşülmekte olan 1'inci maddede kenevir üretimine ilişkin yapılmak istenen düzenleme halkların öncelikli sorunları arasında değildir. İnsanlarımız hâlen evlerine girememekte, hâlen sokaklarda kalmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi yakın zamanda sel felaketiyle de mücadele etmek zorunda kaldılar. AKP iktidarı, halklara felaketi yaşatmıştır ve yaşatmaya da devam etmektedir. Neyse ki yakın zamanda gerçekleştirilecek olan genel seçimlerde AKP iktidarı seçmenler tarafından sandıkta siyaseten mahkûm edilecektir çünkü bu yaşanılanın tek sorumlusu bu rejimdir.
Sayın Başkan, Türkiye'de ormanlık alanlarımızın giderek azaldığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Seçim bölgem olan Hakkâri eskiden ormanlık alanlara sahipti özellikle Şemdinli bölgesi gür orman örtüsüyle Hakkâri'nin akciğeriydi. Ancak ne yazık ki uygulanan savaş politikaları sonucu ormanlık alanlar yok edildi ve yemyeşil coğrafya kuraklaştırıldı. Şimdi, bu bölgede çıkan yangınlara baktığımızda yangınların yoğunluklu olarak karakol veya üs bölgelerinin çevrelerinde veya civarında olduğunu görüyoruz. Bu da halk arasında çıkan yangınların karakolların görüş mesafesini artırmak için yapıldığı duygusunu oluşturmuştur. Çıkan veya çıkarılan yangınlara müdahale edilmesine bile izin verilmemekte, yangının kendiliğinden sönmesi beklenilmektedir. Sonuç olarak, bugün başta Derecik, Çukurca ilçelerimiz olmak üzere Şemdinli ve Hakkâri'deki ormanlar yok olmuştur. Burada, isterdik ki iktidar bu yangınlara ilişkin bir çalışma yürütsün ya da yok olan ormanlık arazilerin tekrar iyileştirilmesi için bir politika geliştirsin ama maalesef yirmi yıldır bu ülke gerçeğinden ziyade bir avuç insanın önceliği ve rahatı halkların önceliğinden, insanca yaşama hakkından üstün tutuldu.
Bakın, 6 Şubat felaketinden sonra bilim insanları başta Hakkâri ve Bingöl illeri olmak üzere birçok yerde yakın zamanda bir deprem riski olduğu bilgisini kamuoyuyla paylaştılar. Seçim bölgem olan Hakkâri'de yurttaşlarımız endişeli çünkü tüm bilimsel veriler bir deprem yaşanacağını işaret ediyor. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Türkiye diri fay haritasına göre Türkiye'de 5,5 ve üzeri büyüklükte deprem üretebilecek 485 diri fay hattı bulunmaktadır. Bu diri fay hatları üzerinde 42 il ve 110 ilçe bulunmaktadır. Bilim insanları diri fay hatları üzerinde yer alan Hakkâri'de büyük bir deprem beklediklerini, bu kapsamda önlemlerin bir an önce alınmasını gerektiğini belirtmektedirler. Bilim insanları tarafından gelecekte olacağı söylenen depreme ilişkin bölgede ne gibi tedbirlerin alındığı üzerinde durulması ve araştırılması gereken en önemli konudur. Daha, henüz bir felaket yaşadık ve üstelik yıllarca hafımızdan silinmeyecek bir felaket. Bu gerçeklik karşısında AKP iktidarının ne yaptığı, hangi önlemleri aldığı konusunda bir bilgimiz bulunmamaktadır. İşte, "TOKİ yapacağız." diyorlar. Peki, ya Hakkâri, burayla ilgili ne yapıyorsunuz? Bakanlıklar düzeyinde hangi çalışmaları yapıyorsunuz, nasıl bir programınız var? Bakın, tüm kurumlar bir kara kutu. Denetim yok, kimin ne yaptığı ya da yapmadığı bilinmiyor ama seçimden sonra Pandora'nın kutusu açılacak ve tüm gerçeklikler ortalığa saçılacak ve bundan da asla kaçış olmayacak.
Bilindiği gibi, deprem riski olan yerlerde belediyelere de önemli görevler düşmektedir. Hakkâri ve Yüksekova ilçesine ait belediyelere kayyum atanarak halkın iradesi gasbedilmiştir zaten. Şimdi bu belediyeler depremle ilgili bir hazırlık yapıyor mu ya da yapıyorsa nasıl bir hazırlık yapıyor onu da bilmiyoruz. Araştırma önergeleri reddediliyor, soru önergeleri cevapsız bırakılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
SAİT DEDE (Devamla) - Tamamlıyorum.
Burada, bu kürsüden soruyorum, halkımız Hakkâri'de depremle ilgili bir cevap bekliyor. Yapı denetimleri yapılıyor mu? Herhangi bir önlem alınmış mı? Şehirde bir değişiklik meydana gelecek mi? Hakkâri'ye giden tek bir yol mevcut, olası bir depremde bu yol kapanırsa ulaşım nasıl sağlanacak? Tüm bu soruların cevabını halkımız bekliyor ve iktidardan da cevap bekliyoruz. Hakkâri'yle ilgili, depremle ilgili nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.