GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:72
Tarih:14.03.2023

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 413 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

6 Şubat tarihinde, saat 04.17'de Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğünde, saat 13.24'te ise Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğündeki 2 deprem yaygın bir kayba ve yıkıma yol açmıştır. Bu hazin tablo yediden yetmişe her vatandaşımızı, her insanımızı hüzne boğmuş, yüreklere ateş düşürmüştür. Depremlerin ardı arkası kesilmemiş olup 20 Şubat 2023 tarihinde, Hatay'ın Defne ilçesi merkezli 6,4 büyüklüğündeki depremin yanında, Samandağ merkezli 5,8 büyüklüğündeki deprem ile Malatya'nın Yeşilyurt ilçesinde meydana eden 5,6 büyüklüğündeki deprem yine acılarımıza acı katmış, endişelerimizi artırmıştır. 11 ilimizde yaşayan 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen, geniş bir çevrede hissedilen depremlerde 48.448 insanımız vefat ederken 115 bin insanımız da yaralı olarak kurtarılmıştır. Depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Tedavi gören vatandaşlarımızın bir an evvel şifa bulmasını ve normal hayatlarına dönmelerini niyaz ediyorum.

Depremler nedeniyle büyük yıkım ve can kaybı yaşanan Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilmiş, daha sonra Elâzığ ilimiz ve Sivas'a bağlı Gürün ilçemiz afet bölgesi kapsamına alınmıştır.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle, doğal afetler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlarda imar, altyapı ve üstyapı çalışmaları için gerekli kaynağın sağlanması, yönetilmesi ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılması amacıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tüzel kişiliği haiz Afet Yeniden İmar Fonunun kurulmasına yönelik düzenlemeler yapılmaktadır.

Fonun kurulmasında, başta uluslararası kuruluşlar tarafından olmak üzere, afet bölgesinde kullanılmak üzere verilecek bağış, yardım, hibe ve uygun kredilerin bir hesapta toplanarak doğrudan afet bölgesinin yeniden imarı için harcanmasını sağlamak amaçlanmaktadır.

Afet Yeniden İmar Fonu, Hazine ve Maliye Bakanı başkanlığında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Tarım ve Orman Bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ile Strateji ve Bütçe Başkanından oluşan Yönetim Kurulu tarafından yönetilecektir. Gerekli altyapı ve üstyapı çalışmalarının koordinasyon içerisinde, hızlı ve etkili bir biçimde yapılabilmesi amaçlanmaktadır.

Fonun kaynakları; yurt içi ve yurt dışı kaynaklı her nevi nakdî bağış, yardım, hibe ve krediler, bütçeye bu amaçla konulacak ödenek, Fon tarafından yurt içi ve yurt dışı sermaye ve para piyasalarından sağlanan finansman ve kaynaklar ile diğer gelirlerden oluşmaktadır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti adına sağlanan ve sağlanacak dış finansmanın Afet Yeniden İmar Fonuna ve genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri dışında kalan kamu kurum ve kuruluşlarına karşılıksız olarak tahsis edilebilmesi amacıyla Hazine ve Maliye Bakanına yetki verilmektedir.

Fondan, kanunun amacına uygun olarak Fon Yönetim Kurulu tarafından karar verilen projeler için, harcama programı kapsamında ve gerçekleşmelere bağlı olarak ödenmek üzere, Fon Yönetim Kurulu onayıyla ilgili kurum ve kuruluşlara kaynak aktarılması öngörülmektedir. Fondan aktarılacak tutarlar, bütçe ve yatırım programıyla doğrudan ilişkilendirilmektedir. Kamu idarelerinin bu kapsamda yaptıkları harcamalar karşılığında Fondan aktarılan tutarlar genel bütçeye ya da genel bütçe kapsamında olmayan kamu kurum ve kuruluşlarının bütçesine gelir kaydedilecektir. İlgili mevzuatı gereğince yatırım programıyla ilişkilendirilmesi gereken giderler için de yatırım programı ilişkisi kurulduktan sonra kaydedilen tutarlar karşılığını ilgili idare bütçelerinde açılacak tertiplere ödenek kaydedilmesi konusunda yetki verilmektedir. Dolayısıyla, genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlarda, Fon Yönetim Kurulu tarafından karar verilen projeler kapsamında imar, altyapı ve üstyapı çalışmaları için kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan harcamalar ve bu harcamalar için Fondan aktarılacak kaynaklar, ilgili idarelerin bütçelerinde harcama ve gelir olarak yer alacaktır.

Hâliyle, bütçeyle ilişkilendirilen bu harcamalar ve gelirler, Anayasa'nın 160'ıncı maddesi uyarınca kamu idarelerinin bütün gelir ve giderlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetleyen ve kesin hükme bağlayan Sayıştayın denetimine tabi olmaktadır. Ayrıca, Fon doğrudan Sayıştayın denetim kapsamına girmektedir. Keza, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun "Denetim alanı" başlıklı 4'üncü maddesinin (ç) bendinde "Kamu idareleri bütçelerinde yer alıp almadığına bakılmaksızın özel hesaplar dahil tüm kamu hesapları, fonları, kaynakları ve faaliyetlerini denetler." hükmü bulunmaktadır.

Teklifte, Fonun bağımsız denetim standartlarına uygun olarak denetlenmesi de öngörülmektedir. Bağımsız denetim, finansal tablo ve diğer finans bilgilerin finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla, denetim standartlarında öngörülen gerekli bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanmasını ifade etmektedir. Dolayısıyla, bağımsız denetim kimileri tarafından ifade edildiği gibi şeklî bir denetim değildir. Bağımsız denetçi, finansal durumun ve faaliyet sonuçlarının tüm yönleriyle gerçeğe uygun ve doğru biçimde gösterilip gösterilmediği konusunda rapor düzenlemektedir.

Teklifte, ayrıca, Fonun kaynakları ve aktarımlarına ilişkin mali verilerin en geç üçer aylık dönemler itibarıyla kamuoyuyla paylaşılması düzenlenmektedir. Böylelikle, Fonun hesapları kamuoyunun denetimine de açık, saydam bir nitelik taşımaktadır. Dolayısıyla Fonun kaynakları ve Fondan yapılan aktarımlar konusunda her bakımdan açıklık, doğruluk, mali saydamlık ve hesap verme sorumluluğu ilkeleri gözetilmektedir. Nitekim, kamuoyu denetimi var, bağımsız denetim var, Sayıştay denetimi var, TBMM denetimi var...

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yetmez, Afet Fonunun denetimini CHP'ye verelim(!)

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - ...bütçe hakkının ihlali söz konusu değildir. Fon kurumlar vergisinden muaf olup iktisadi işletme oluşmuş sayılmamaktadır. Fonun kazanç ve iratları gelir ve kurumlar vergisi kesintilerinden de muaf tutulmaktadır. Fonun faaliyetleri dolayısıyla yapılan işlemler damga vergisi ve harçlardan, banka ve sigorta muameleleri vergisinden, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisinden, bağış ve yardımlar bakımından da veraset ve intikal vergisinden müstesnadır. Fona yapılan nakdî bağış ve yardımların tamamı, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, beyan edilen gelirden veya kurum kazancından indirilebilecektir.

Değerli milletvekilleri, zorlu bir dönemden geçtiğimiz herkesin malumudur. Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler şiddeti ve etkisi açısından bakıldığında dünyanın en büyük doğal afetlerinden biri olmuştur. Tüm dünyanın kabul ettiği bu durum, yaşanan afetle mücadelenin zorluklarını da ortaya koymaktadır. Depremin ilk anından itibaren devletimiz tüm gücüyle bölgeye intikal etmiş, kanayan yaraların sarılması, çökmüş binaların altında kalan kardeşlerimizin kurtarılması amacıyla geceli gündüzlü bir mücadele başlatılmış, kısa süre içerisinde de etkili sonuçlar alınmıştır. Resmî ve sivil tüm arama kurtarma ekiplerimiz, madencilerimiz, itfaiyecilerimiz, iş makinesi operatörlerimiz, askerlerimiz, polislerimiz, bekçilerimiz, sağlık çalışanlarımız, gönüllülerimiz ve dünyanın dört bir yanından gelen ekipler muazzam bir çalışma yapmış, dondurucu soğuğa, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen canla başta olağanüstü bir gayret göstermişlerdir. Kamu görevlilerimiz ve gönüllülerle birlikte yarım milyon insanımız depremzede kardeşlerimizin yardımına koşmuştur.

Asrın felaketi karşısında Türkiye tek nefes olmuştur. Türk milleti tek ses, tek bilek hâline gelmiştir. Millî yürekler toplu vurmuş ve kenetlenmiştir. Türk milletinin yardım olup bölgeye yağması millî birlik ve bütünlüğümüzün, insani ve vicdani değerlerimizin büyüklüğünün açık göstergesidir. Bu durum devlet-millet dayanışmasının da gıpta edilecek bir örneği olmuştur. Acılarımız çok büyük olsa da bu acıları iyileştirecek millî ve manevi dayanışma göz kamaştıran gönül seferberliği eşliğinde kuvveden fiile geçmiştir. Acımız ve kaybımız ne kadar fazla olursa olsun maşerî ve manevi vicdan Allah'a şükür ayaktadır. Devletimiz her şeye hâkimdir, yalanlar ve iftiralar ise beyhudedir. Devlet milletiyle bir ve beraber olmuş, felaketin derin izleri silinmeye, mağduriyetlerin geniş etkisi giderilmeye hızlı bir şekilde başlanılmış, çok ciddi mesafeler alınmıştır. Yeni Türkiye, yeni yüzyıl, yeni hayat sacayağında umutlar dirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti tüm unsurlarıyla görevinin başındadır, mağdur vatandaşlarımızın sonuna kadar da yanındadır. Hiç kimse yalnız, kimsesiz ve sahipsiz değildir, devletimiz bütün kurumlarıyla yaraları sarmaktadır. Depremzede vatandaşlarımıza gerekli ayni ve nakdî yardımlar sağlanmaktadır. Temel insani ihtiyaçların karşılanması hususunda olağanüstü bir gayret ve sürat görülmektedir. Depremzedelerin barınma, beslenme ve benzeri her ihtiyacını giderecek bir süreklilik sağlanmıştır. 3 milyon 320 bin insanımız deprem bölgesinden tahliye edilmiştir, 800 bin insanımız şehirlerden köylere taşınmıştır. Deprem bölgesinde mukim yaklaşık 1,5 milyon insanımız çadırlarda, 85 bin insanımız konteynerlerde, 125 bine yakın insanımız da kamu tesislerinde hayatlarını sürdürmektedir. Yurtlarda, otellerde ve misafirhanelerde ise 300 bine yakın insanımıza barınma imkânı sunulmuştur. Yapılan açıklamalara göre, iki aya kadar 115.585 konteynerin kurulumu yapılacak ve 500 bine yakın depremzede vatandaşımızın daha iyi şartlarda yaşamasına ortam açılacaktır. Deprem bölgesinde iş makineleri geceli gündüzlü faal hâldedir. Hasarlı binalar yenilerinin yapılması amacıyla yıkılmaktadır. Depremlerden etkilenen 11 ilde 5 milyon 4 bin bağımsız bölümden oluşan 1 milyon 706 bin binanın incelendiği, 821.302 bağımsız bölümden oluşan 279 bin binanın acil yıkılacak, ağır hasarlı, yıkık veya orta hasarlı olduğunun tespit edildiği açıklanmıştır. Kalıcı konutların inşasına da her gün yeni temeller atılarak devam edilmektedir. 27.253 konutun ihaleleri yapılıp sözleşmeleri imzalanarak fiilen şantiyelerde yapım sürecine başlanmıştır. İlk etapta bir yıl içinde 244 bin konut ve 75 bin köy evinden oluşan 319 bin hanenin tamamlanarak hemen hak sahiplerine teslim edilmesi amaçlanmaktadır. Esas hedef ise toplamda 800 binden fazla konutu barındıran yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı 279 bin binayı ortadan kaldırarak depremde zarar gören şehirlerimizi âdeta sıfırdan kurmaktır. İnşa ve ihya faaliyetleri kadim şehircilik geleneklerimizi yaşatan, tarihî ve kültürel değerlerimizi koruyan bir anlayışla yürütülmektedir. Yerleşim yerlerinin ovalardan dağlara doğru kaydırılması öngörülmektedir. Yeni yapılacak konutların güvenli şehir üçgeni çerçevesinde, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyeceği açıklanmıştır. Bu durum, isabetli ve kayda değer bir gelişmedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye birinci derece deprem kuşağında olup çok sayıda diri fay hattının üzerindedir. Coğrafyamızın değişmez, değiştirilemez gerçeği budur. Önemli olan, depreme karşı dayanıklı binaların yapılması, depremle mücadele şuurunun topyekûn kazanılmasıdır. Depremle yaşamasını öğrenmek, buna müzahir bir hayat ve gelecek planlaması yapmak artık ihmal edemeyeceğimiz bir mecburiyettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayesinde düzenlenen, jeoloji, sismoloji, şehircilik, inşaat, mimarlık ve sosyoloji gibi alanlarda uzman ve bilim insanlarının da katıldığı Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı bize göre çok hayırlı bir adım, gelecek için umut verici bir atılımdır. Her neviden risk ve tehditlere kalkan olacak muazzam ve mutlak bir iradenin devlet politikası hâline gelmesi, son yüz yıllık tarihimizde ilk kez ortaya çıkan stratejik mahiyetli bir karardır.

Deprem başta olmak üzere sel, yangın, heyelan, kuraklık, salgın hastalıklar, terör, sığınmacı sorunu ve ekonomik krizler gibi ülkemizin karşı karşıya olduğu yakın tehlikelerin bütüncül bir anlayışla "afet" kavramı altında toplanacak olması çok doğru bir karardır ve desteğimiz tamdır.

Kurulların ve kurumların ilgili bakanlıklarla eş güdüm hâlinde çalışması muhtemel felaketlere karşı direnci ve iş birliğini doğal olarak güçlendirecektir. Afete maruz kalmadan önce hukuki, fiziki ve beşerî tüm alanlarda önlemler alınarak doğal afetlerin zararlarının en aza indirilebilmesi mümkündür. Öncelikle yerleşimlerin afete duyarlı olması şarttır. Türkiye'nin tamamını kapsayacak bir çalışmayla fay hatları, dere yatakları, kıyı şeritleri, tarım alanları ve doğal yapılar gibi imara uygun olmayan alanlar tespit edilerek yerleşime kapatılmalı, üst ölçekli planların tamamlanması suretiyle yer seçiminde yaşanan karmaşanın giderilerek düzenli kentleşmenin altyapısı oluşturulmalıdır. İller bazında hazırlanacak deprem master planlarının süratle icrası, kentsel dönüşüm çalışmalarının kararlılıkla ve hızla devamı, çürük binalara zamanında müdahalelerin yapılması, yapı denetimlerinin eksiksiz ifası sağlanmalıdır. Deprem riskine ve yapılacak zemin etütlerine göre şehirleşmenin, bu alandaki dönüşüm çabalarının önemi tartışma götürmez bir ihtiyaçtır. Her şeyden evvel deprem gerçeğini kabul ederek buna karşı her anlamda kalıcı ve köklü tedbirler geliştirmek, dayanıklı binalar inşa etmek bundan sonra vazgeçilmeyecek bir hedefimizdir. Önce tedbir alıp sonra tevekkül içinde hayatımıza devam etmeliyiz. İstanbul için dillendirilen felaket senaryolarının bütün ihtimallerini değerlendirip muhtemel depremlere hazır olmalıyız, güç birliği yaparak başa çıkmalıyız.

Kaybedecek zamanımız yok, Cumhur İttifakı olarak biz bu ağır yükü her şart altında kaldırırız, bedeli ne olursa olsun Türkiye'mize sahip çıkarız. Bunu yapmak için inanç lazımdır, bunu yapmak için fedakârca çalışmak şarttır; hatta bunu yapmak için emin, ehil, iş bilen, iş yapan, güvenilir, tecrübeli, badireleri aşma konusunda kabiliyet ve cesaret sahibi bir iradenin varlığı ve yönetim yetkisini haiz bulunması beka düzeyinde bir zorunluluktur. Bu nedenle, yaparsa Cumhur İttifakı yapacaktır ve de başaracaktır.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ağır hasırı bütünüyle kaldırılıp mağdur insanlarımıza güvenli hayat şartları sunulacaktır. Depremden zarar görmüş her yer eskisinden de güzel ve yaşanabilir hâle getirilecektir. Bu kanun teklifiyle de kurulmakta olan Afet Yeniden İmar Fonu, deprem nedeniyle büyük yıkıma uğrayan afet bölgesindeki yerleşim yerlerinin ayağa kaldırılması, altyapısıyla yeniden imarı çalışmalarına önemli katkı sunacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak "kabul" oyu vereceğimiz bu kanun teklifinin ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.