| Konu: | 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 71 |
| Tarih: | 09.03.2023 |
EMİNE SARE AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde bu kürsüden kadınların sosyal, siyasal, ekonomik hayata dâhil olmaları yönünde politika önerilerimizi yapıyoruz. Gönül ister ki kadınların içinde yaşadıkları toplumda barış ve huzuru yakaladıkları, adalet ve hakkaniyet ölçüsünde muamele gördükleri bir dünyamız olsun, maalesef, bunun için daha çok yol almamız gerekiyor.
Sayın vekillerim, çok önemli bir yas sürecinin içerisindeyiz. Maraş merkezli, 10 ilimizi etkileyen depremin yıkıntıları arasında kadınların hayata tutunma mücadelesini verdikleri bir ortamda maalesef, içimden 8 Marta ilişkin politik konuşma yapmak gelmiyor. Müsaade ederseniz, uzun yıllar önce yazmış olduğum kısa bir edebî yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum: Kadın olmak zordur bu ülkede, şu ülkede, o ülkede. Doğarken başlar size biçilen rollerin yükü, sırtında bir küfe gibi taşırsın önce, biraz sonra, biraz daha, yıllar içerisinde taşır da taşırsın; ne taşıdığını tam olarak bilmeden, anlamadan. Her önüne gelen bir şeyler atar içine izinli, izinsiz. Zaten gerek duymazlar "Müsaadenizle." demeye. Neden duysunlar? Ortada bir küfe vardır ve içi boştur. Sonra, yavaş yavaş bir ağrı dikilir sırtına, bir gün çekersin, sonra bir gün daha ve dayanılmaz olur artık. "Ne var burada böyle? Bu bitmek, tükenmek bilmeyen şey de nedir?" dediğin de yüzleşirsin yıllardır taşıdığın kamburunla. Önce korkarsın "Nereden musallat oldu, bu kambur da nereden çıktı böyle?" dersin. Üstelik ne çirkin bir şey bu; aman, kimse görmesin diye saklayama çalışır, rengârenk ipek şallarla kamufle ederken bir taraftan da etrafı kolaçan edersin. Baktın, kambur aynı şekilde duruyor yerinde, başlarsın silkeleyerek kesip söküp atmaya. E, elbise değil ki bu "Hanımefendi, etek olmadıysa keselim de daha iyisini yeniden dikelim." diyesin. Ancak nafiledir mücadelen, çaresizce geriye bakar, tek tek, kimin, neyin neden bu kambura sebep olduğunu düşünürsün; yüzleşmelerin günlerce sürer gider. İşte, tam da bu sıradadır doğarken başlayan serüvende kadın olmanın ağırlığı. Ne zaman bunu keşfeder, o kamburun sende açtığı yaraları tamir etmeye başlarsın, küfeye atılanları tek tek çıkarıp kurtulursun yükünden de kamburundan da. İşte, o zaman ne kadın olmak zor gelir insana ne de insan olmak. Yaş almak gerekir, yaşamak gerekir küfeyi boşaltabilmek için. Siz deyin bu kefeye hasırdan, başkası desin pamuk ketenden; ne fark eder küfe küfe olduktan sonra? Fark eden tek şey, küfeyi nerede taşıdığınız, kiminle taşıdığınız, kime karşı taşıdığınız. Tüm kadınlarımız için sırtımızda küfelerin olmadığı bir hayat diliyorum.
Kıymetli vekiller, kadınların hayat mücadelesi hiçbirinizin inkâr edemeyeceği gibi erkeklerden daha fazla olmuştur. Deprem bölgesine bakalım, hayata tutunmaya çalışan, ailesini yeniden bir araya getirmek için yokluktan varlık inşa eden kadınlar değil mi? Savaşların ortasında eşsiz, atasız, köksüz göçe zorlanan kadınlar değil mi? Afrika'nın kuru iklimlerinde açlıkla mücadele eden insanların çoğu kadın değil mi? İşte, bu yüzden kadının mücadelesi sadece kadınlara ait değildir. Toplumun sürdürülebilirliği için, insan neslinin devamı için, yaşadığımız coğrafyada daha adil ve insaflı bir paylaşım için, eşitlik için bu meseleye kadın ve erkek vekiller olarak hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor.
Konuşmamı bitirmeden önce şunu belirtmeliyim ki 2007 genel seçimine kadar Parlamentodaki kadın temsil oranı yüzde 4'tü; bu oranın kademeli olarak arttığını hepimiz biliyoruz. 2007 çok geçmişte değil yani şuradan baktığınızda, geriye götürdüğünüzde çok uzun bir süre geçmediğini görüyorsunuz. Grubum adına, bu artışta, Sayın Cumhurbaşkanımızın kadınların siyasete girmeleri için vermiş olduğu destekten dolayı kendisine şükranlarımı sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
EMİNE SARE AYDIN (Devamla) - Bir sonraki gelecek seçimde yani önümüzdeki seçimde bu Mecliste grubu bulunan tüm partilerden kadın temsil oranını yüzde 17'lerden daha adil, daha eşitlikçi, daha hakkaniyetli bir rakama taşımalarını bekliyorum.
Sözlerime son verirken deprem bölgesinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, geride kalan kardeşlerimize, yurttaşlarımıza sabırlar diliyorum. Bu yaraları hep birlikte saracağımıza inanıyorum çünkü biz çok büyük ve güçlü bir devletin ortaya koymuş olduğu bir milletiz. Bu milletin birlikte aşamayacağı zorluk olmadığını hepimizin bildiğini biliyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle gönülden selamlıyorum.
Teşekkürler.
Teşekkür ederim Başkanım.