| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 28.02.2023 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 405 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle, sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
11 ilimizde büyük bir yıkıma ve can kayıplarına neden olan ve ardı arkası kesilmeyen deprem felaketi milletimizin tamamını çok olumsuz etkilemiş, vicdanları kanatmış, yürekleri yakmıştır. Üzüntümüzün ve acımızın tanımı ve tarifi yoktur. Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, tedavi altında bulunan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
"Dünyanın en büyük iç depremi" olarak tanımlanan felaketin yıkım etkisi 14 milyon vatandaşımızın yaşadığı, 100 bin kilometrekarelik alanda bulunan 11 ilimizde birden meydana geldiği için, doğal olarak, birçok zorlukla karşı karşıya kalınmıştır. Devletimizin tüm imkânları seferber edilmiştir. Milletimiz, asil bir dayanışma ve yardımlaşma örneği göstererek 85 milyon birden varını yoğunu bölgeye sevk etmiş ve depremzedelere kucağını açmıştır. Koca yürekli, yüce gönüllü, kadirşinas Türk milleti tek yürek, tek ses olmuş, devletiyle bir ve bütün hâline gelmiştir. Resmî ve sivil tüm arama kurtarma ekiplerimiz, madencilerimiz, itfaiyecilerimiz, iş makinesi operatörlerimiz, askerlerimiz, polislerimiz, bekçilerimiz, sağlık çalışanlarımız, gönüllülerimiz ve dünyanın dört bir yanından gelen ekipler muazzam bir çalışma yapmış ve hâlen de yapmaktadır. Dondurucu soğuğa, ayaza, uykusuzluğa ve daha pek çok zorluğa rağmen kendi canlarını ortaya koyarak çalışan ve binlerce vatandaşımızı enkaz altından kurtaran tüm ekiplerden Allah razı olsun. Türk milleti zor günümüzde yardıma koşan dost ülkeleri de hiç unutmayacaktır. Türk milleti tarihi boyunca nice badireleri aşmış, pek çok belayı yenmiş, sayısız zorlu etapları geçmesini bilmiştir. Türk milleti bu badireyi de atlatacaktır. Yeter ki felaketlere umut bağlayanlara karşı uyanık olalım, yeter ki devletimizi güçsüz gösterenlere azami dikkat edelim. Gerçekleri çarpıtan, karanlıktan medet uman, yalan ve yanlış bilgileri servis eden bir güruhun varlığı bize göre utanç vesikasıdır.
Depremin yaraları hızla sarılmaya çalışılmaktadır. Depremzede vatandaşlarımıza gerekli ayni ve nakdî yardımlar sağlanmaktadır. Geçici barınma kapsamında, sosyal donatılarıyla birlikte çadır kentler, konteyner kentler kurulmakta, prefabrik ve tuğla evler yapılmaktadır. Kalıcı konutların inşasına da başlanmış olup bir yıl içinde tamamlanacağı açıklanmıştır. Milletimiz çok iyi biliyor ki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan söylediyse mutlaka yapar, nitekim yapılmaktadır. Elbette yaparsa Cumhur İttifakı yapar. 11 ilimiz yeniden ayağa kaldırılacaktır. Allah'ın izni ve inayetiyle bu zor günleri aşacağız. İman ediyoruz ki güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti her zorluğun üstesinden gelecektir. Nitekim, bugüne kadar yaşanan deprem, orman yangını, heyelan ve sel felaketlerine karşı daha ilk andan itibaren vatandaşımızın yardımına koşulmuş, özverili çalışmalarda bulunulmuş, deprem ve afet yaraları hızla sarılmıştır.
Covid-19 salgınıyla mücadelede de aralarında ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere güçlü ekonomilere sahip ülkeler zor durumda kalırken Türkiye salgının başından itibaren gösterdiği başarılı kriz yönetimiyle her alanda etkili önlemler almış, tanı ve tedavi hizmetleriyle dünyayı kendisine hayran bırakmış ve zor durumda kalan 150'den fazla ülkeye ve uluslararası kuruluşlara da malzeme yardımı yapmıştır.
Vatan ve vicdan hassasiyetini kaybetmemiş her Türk vatandaşı, devletimizin afetlere ve felaketlere karşı mücadelede ve yaraların sarılmasında sağladığı başarılı yönetim gerçeğini bihakkın teslim edecek ve onaylayacaktır, nitekim onaylamaktadır. Allah devletimize zeval vermesin, Allah her türlü afet ve musibetten milletimizi esirgeyip korusun, gufranını üzerimizden eksik etmesin.
Değerli milletvekilleri, emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın büyük bir umutla bekledikleri kanun teklifini görüşüyoruz. Son yıllarda çalışma hayatıyla ilgili en fazla gündeme gelen ve tartışılan konuların başında EYT'lilerin yani emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti gelmektedir. 8 Eylül 1999 günü ve öncesinde sigortalı olan ve diğer şartları sağlayıp emeklilik yaşını bekleyen vatandaşlarımız, işe girdikleri tarihte yaş şartının olmadığından hareketle emeklilik haklarının verilmesini talep etmişlerdir. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımız doğrudan ve kurdukları dernek ve platformlarla büyük bir mücadele vermişlerdir; siyasi partilere, bakanlara, milletvekillerine, bürokratlara, yüz yüze görüşmelerle, basın ve sosyal medya aracılığıyla, yaşadıkları sorunu anlatmışlar, çözüm talebini iletmişlerdir. EYT dernek ve platformlarını, bıkmadan, yorulmadan yıllarca verdikleri mücadeleden ve emeklerinin karşılığını alacak olmalarından dolayı kutluyor, alacakları aylıkların hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyetinin giderilmesi konusuna ilk defa, 12 Haziran 2011 tarihli Milletvekili Seçimleri'yle ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin Seçim Beyannamesi'nde yer verilmiş, bu vaat 7 Haziran 2015, 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018 Seçim Beyannamelerimizde de yer almıştır. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği bir sözü daha yerine gelmektedir.
Bilindiği gibi, geçen yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Hükûmetin gündeminde olan EYT dosyası üzerinde çalıştıklarını söylemiş ve Cumhurbaşkanımız 28 Aralık 2022 tarihinde bu düzenlemenin müjdesini vererek emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımıza büyük bir sevinç yaşatmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımız emeklilikte yaşa takılanlar konusunda aylarca çalışmış, her bakımdan etki analizini ve hesabını yapmıştır. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi için sırayı kanuni düzenleme etabı almıştır. Cumhur İttifakı milletvekilleri tarafından verilen kanun teklifi 2 Şubat 2023 Perşembe günü Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek kabul edilmiştir, inşallah bugün de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilip yasalaşacak ve emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarımızın mağduriyetleri köklü çözümle buluşturulacaktır.
Kanun teklifinin 1'inci maddesinde sigortalılık başlangıcı 8 Eylül 1999 ve öncesi olan sigortalıların emekli aylığına hak kazanma koşullarından yaş şartının kaldırılması düzenlenmektedir. Teklif, özü itibarıyla sadece emeklilikte yaş şartına takılmayı kaldırmaktadır. Adı üzerinde, emeklilikte yaşa takılanların bu sorunu çözüme kavuşturulmaktadır.
Emekli aylığına hak kazanma koşullarından prim gün sayısını ve sigortalılık süresini bu yıl dolduran yaklaşık 2 milyon 250 bin vatandaşımız talep etmeleri hâlinde yaşa takılmadan emekli olabileceklerdir. İlgili mevzuat hükümlerine göre varsa askerlik, doğum ve yurt dışı borçlanmalarla sigortalılık başlangıç tarihi 8 Eylül ve öncesi olacak şekilde geriye götürülenler de bu düzenlemeden yararlanacak, yaş şartına takılmaksızın emeklilik hakkına sahip olacaktır. Teklifin yasalaşıp bu hafta Resmî Gazete'de yayımlanması hâlinde yayım tarihinden itibaren emeklilik başvurusunda bulunanlara emekli aylığı bağlanacaktır. Sosyal Güvenlik Kurumumuz tüm hazırlıklarını yapmış olup gerekli teknolojik altyapıya da sahiptir ve emeklilik taleplerini hızla yerine getirecektir. Emekli aylıkları başvuru tarihinden itibaren hesaplanıp bağlandığı tarihe kadar olan farkla birlikte hesaplara yatırılacaktır. Aylık bağlananlar Ramazan Bayramı'yla ilgili nisan ayında ödenecek bayram ikramiyesini de alacaklardır. Emeklilik başvurularının dijital ortamda yapılması gerekli işlemlerin hızla tamamlanıp emekli aylıklarının bağlanmasında ve Sosyal Güvenlik Kurumunun iş yükünün hafifletilmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle vatandaşlarımızın emeklilik başvurularını e-devlet üzerinden yapmaları emekli aylıklarını kısa sürede alabilmelerini de sağlayacaktır. Bu düzenlemenin sadece 2023 yılında SGK'ye getireceği maliyetin 144,7 milyar lira olacağı; 49,7 milyar liralık kamu personeli yüküyle birlikte merkezî yönetim bütçesine maliyetinin toplam 194,4 milyar lira olacağı tahmin edilmektedir. Devletimiz gerçekten büyük bir fedakârlıkta bulunmaktadır. Bu kapsamda yaşlılık ve emekli aylığı bağlananların işten ayrılış tarihini takip eden on gün içerisinde en son çalışılan özel sektör iş yerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları hâlinde, sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanması öngörülmektedir. Hazinece karşılanacak indirim tutarı bugün için en az 500 liradır.
Teklifin 2'nci maddesinde de taşeron personeliyken kadroya alınmış olanlara yönelik zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılmaktadır. Bilindiği üzere kamuda taşeron personeli olarak anılan ve hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4 Aralık 2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlardan aranan şartları taşıyanlar sürekli işçi kadrolarına geçirilmiştir. Ancak bunların istihdam süreleri hiçbir şekilde emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazandıkları tarihi geçememekte, zorunlu olarak emekliliğe sevk edilmektedir. Teklifle bu durumda olanların iş sözleşmelerinin zorunlu olarak feshini öngören hükümler yürürlükten kaldırılmaktadır. Dolayısıyla, taşerondan kadroya geçen söz konusu çalışanlar EYT düzenlemesiyle emekliliğe hak kazansalar bile çalışmaya devam edebileceklerdir.
Değerli milletvekilleri, Cumhur İttifakı; emeğin, emekçinin ve emeklinin hep yanında olmuş ve olmaya devam edecektir. Ocak ayında 8.507 liraya yükseltilen net asgari ücret geçen yılbaşına göre yüzde 100, önceki yıla göre ise yüzde 200 oranında artırılmıştır. 2022 yılında kamu çalışanları ve emeklilerin aylıklarında yapılan artış yüzde 85,5; SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarındaki artış ise yüzde 78,6 olmuştur. Ocak ayında tüm emeklilerin ve kamu çalışanlarının aylıkları yüzde 30 oranında artırılmış, yaklaşık yüzde 15 oranında refah payı verilmiştir. En düşük emekli aylığı da 2022 yılında yüzde 133,3 oranında, 2023 Ocak ayından itibaren de yüzde 57,1 oranında artırılarak 5.500 liraya çıkarılmıştır. Asgari ücretle çalışanların asgari ücret kadar gelirleri vergi dışı bırakılarak tarihi bir reform gerçekleştirilmiştir. Bu yıl ücretlerin 120.096 liralık geliri vergiden istisna edilmiştir. Ayrıca, ücretlilere yönelik gelir vergisi tarife dilimleri bu yıl yaklaşık yüzde 120 oranında yükseltilerek çalışanların ücret ve aylıklarında önemli tutarda artış sağlanmıştır. Sözleşmelilerle ilgili yapılan düzenlemeyle 458 bin 615 personelin kadroya alınması çok önemli ve sevindirici bir gelişme olmuştur.
Kamu çalışanları için bir başka sevindirici gelişme, 2022 yılında yapılan ek gösterge düzenlemesi olmuştur. Ek gösterge artışı özellikle emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getirmiştir. Ek gösterge artışıyla bu yıl kamu emeklilerinin aylığı 260 lirayla 2.561 lira düzeyinde artmıştır.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle de 8 Eylül 1999 günü ve öncesinde sigorta girişi olan yaklaşık 5 milyon vatandaşımız yaş şartı aranmaksızın kademeli olarak emeklilik hakkına kavuşmaktadır. Önümüzdeki süreçte de emeklilerin ve çalışanların beklentilerinin karşılanması, aylık ve gelirlerinin artırılması konusunda kararların alınmaya devam edileceğine yürekten inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, bugün açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi 2022 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 3,5; 2022 yılının tamamında yüzde 5,6 büyüme kaydetmiştir. Kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla 10.655 dolara yükselmiştir. Dünya ekonomisi 2022 yılında Covid-19 salgının devam eden etkileri ve Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği enerji ve gıda krizi gibi bir dizi şokla karşı karşıya kalmış, ekonomik faaliyetler yavaşlamıştır. Makroekonomik veriler dikkate alındığında küresel ölçekteki gelişmeler ve mukayeseli değerlendirmeler Türkiye ekonomisinin giderek güçlendiğini ve değişen şartlara büyük bir hızla uyum sağlayabildiğini ortaya koymaktadır. Türkiye, zorlu küresel koşullara rağmen büyüyen, gelişen ve güçlenen bir ülkedir. Türkiye ekonomi modeliyle büyümede, üretimde, makine-teçhizat yatırımlarında, istihdamda, ihracatta ve turizmde tarihî rekorlar kırılmıştır. İstihdam 2022 Aralık ayı itibarıyla bir yılda 1 milyon 585 bin kişi artarak tarihî en yüksek seviye olan 31 milyon 573 bin kişiye ulaşmıştır. Ekim ayı itibarıyla yüzde 85,51'e kadar yükselen yıllık enflasyon, aralık ayında yüzde 64,27'ye, ocak ayında yüzde 57,68'e inmiştir; inşallah daha da inecektir.
Türkiye kamu borçluluğu, reel sektör borçluluğu ve hane halkı borçluluğunda en az borçlu ülkeler arasındadır. Türkiye'nin AB Tanımlı Genel Yönetim Borçluluk Oranı 2022 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 39,3 iken AB üyesi ülkelerde ortalama yüzde 86'dır. Bankacılık sektörünün takipteki alacaklar oranı 2020 yılında yüzde 5, 2021 yılında yüzde 4 düzeyindeyken 2022 yılında yüzde 2,1'e kadar inmiştir. Aynı şekilde, protestolu senetler ve karşılıksız çeklerde pandemi öncesine göre ciddi azalma bulunmaktadır. İcra dosyalarında da pandemi öncesine göre azalma söz konusudur.
Türkiye insani gelişmişlik yönünden Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Endeksi'nde en yüksek kategori olan çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almaktadır. Türkiye, Dünya Bankasınca da üst-orta gelirli ülkeler arasında gösterilmektedir. Dünya Bankası raporuna göre küresel nüfusun yaklaşık yüzde 47'si günlük 6,85 dolar yoksulluk sınırının altında yaşamaktayken Türkiye'de bu oranın yüzde 11,3 olduğu ifade edilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ilk beş yıllık dönemi cumhuriyet tarihimizin tüm hükûmet sürelerinden daha uzun süren bir yönetim dönemi olmuştur. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle istikrara kavuşmuştur. Bu dönemde birçok alanda tarihî adımlar atılmış, başarılar elde edilmiştir. Türkiye bir yandan pandemi ve savaş kaynaklı ekonomik sorunlarla bir yandan terörle başarılı bir mücadele verirken diğer yandan da maruz kaldığı bölgesel ve küresel dayatmaları, ekonomik ve siyasi baskıları boşa çıkarmıştır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin istikrarlı ve güçlü yönetim yapısıyla; yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme politikası ve millî teknoloji hamlesiyle; çok yönlü insani, dengeli ve etkin dış politika anlayışla millî birlik ve dayanışma ruhu içinde "lider ülke Türkiye"ye doğru kutlu yürüyüşünü kararlılıkla sürdürecektir. Toplumsal mühendislik hesaplarıyla Türkiye'yi kargaşa ve kaos iklimine sokmaya, ülkemizin rotasını değiştirmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir. Yalanlarla, dezenformasyonla, algı operasyonlarıyla bu milletin önünü kesemezler, kutlu yürüyüşünü durduramazlar. Türk milleti algı oyunlarına gelmez, müfterilere inanmaz, adaletinden asla sapma göstermez.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak "kabul" oyu vereceğimiz bu kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum.