GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BALIKESİR'İN SORUNLARIYLA EDREMİT, BURHANİYE VE AKÇAY'DA YAŞANAN SEL FELAKETİ HAKKINDA
Yasama Yılı:3
Birleşim:76
Tarih:12.03.2013

NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Balıkesir ilimiz Edremit ilçesi hafta sonunda çok büyük bir felaket yaşadı.

Bakın, geçen hafta sonu Balıkesir, Edremit, Akçay, Zeytinli, Güre son kırk yılın en şiddetli yağışlarından birini yaşadı ve bu, büyük bir sel felaketine yol açtı. Büyük bir şanstır ki hiçbir vatandaşımızın burnu dahi kanamadı. Bir şans diyorum çünkü sel felaketine neden olan öncesindeki ve sonrasındaki unsurlar buradaki insanlarımızın hayatının tehlikede olduğunun göstergesidir.

Değerli milletvekilleri, sel felaketi doğal bir afettir; doğru. Doğal afetlerin pek çoğu önlenemezse de saptanan yerlerde yerleşimin önlenmesi, baraj, set, ağaçlandırma gibi sel önleyici çalışmaların yapılması bu tür önlemlerdir. Afetin önlenmesi kadar afete hazır olmak da önemlidir.

Değerli milletvekilleri, Edremit'te yaşanan sel felaketinin sonuçlarına baktığımızda bölge halkımızın afete hazırlıksız yakalandığını görüyoruz. Bu hazırlıksızlığın nedeni halkın uyarılmasındaki gecikmedir. Bakınız, cumartesi saat 17.00-23.00 saatleri arasında metrekareye 169 kilogram yağış  düşmüş. Meteoroloji, lokal olduğu söylenen bu yağışın uyarısını ilgili yerlere yani valilik ve AFAD'a ilk uyarısını saat 19.45 civarında yapmış. İkinci uyarı ise 22.00 sularında yapılmış.

Bakın, şu fotoğraflar, değerli milletvekilleri, yaşanan felaketin boyutlarını göstermesi açısından çarpıcıdır. Vatandaşın malları telef olmuş, yine caddeler, sokaklar büyük bir felaketle karşı karşıya.

Şimdi, bu tablo karşısında, bu kadar büyük acının yaşandığı, felaketin yaşandığı bir ortamda bakıyoruz çok büyük bir beceriksizlik, koordinasyonsuzluk? Vatandaş, dün daha, bizi Edremit'in bir mahallesinden arıyor  "Buraya bir devlet yetkilisi gelmedi, bizim derdimiz ne çaresi ne sormadı." diyor.

Şimdi, değerli milletvekilleri, Balıkesir, esasında, bu felaketleri bu yıl 6'ncı kez yaşadı. Bakın, biz felaketlerle başa çıkmasını yaşaya yaşaya öğreniyoruz. Aynı şekilde, geçtiğimiz sene içerisinde Marmara Adası'nda da felaketler yaşandı.

Şimdi -soruyoruz belediye başkanlarımıza- belediye başkanımız şunu söylüyor: "Edremit'te 3 tane çay var: Güre Çayı, Edremit Çayı, Kanlıca Çayı. `DSİ, bunları ıslah et.' Etmiyor. `Biz yapalım.' Ona da izin vermiyor." Göstere göstere felaketin geldiği? Siz imar gereken menfezleri temizlemezseniz, gereken çalışmaları yapmazsanız bu felaketlerin yaşanması elbette kaçınılmaz.

Yine, Marmara'daki felaketle ilgili devletin tespit ettiği zarar 3 trilyon lira ama bizim belediyemize gönderilen para 850 milyar lira. Şimdi, bu parayla hangi yarayı saracaksınız? Benzer şekilde, Edremit'teki yurttaşlarımızın? Az önce fotoğraflarda manzarayı gördünüz.

Ben buradan AFAD genel müdürlüğüne, ilgili Bakana çağrı yapıyorum: Gönderdiğiniz paraları takip edin. Marmara Adası'nda Belediyemize tek kuruş para gitmedi. Vatandaşın yaralarını sararken belli bir ayrım kriterine göre mi hareket edeceksiniz? Sayın Bakana buradan sesleniyorum: Bakın, Edremit'te, Güre'de, Zeytinli'de, Akçay'da belediye başkanlarımız zararları bire bir tespit ettirdi, raporları elimizde. Ama perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Marmara Adası'nda da tespit ettirmiştik. Marmara'daki vatandaşlarımız diyor ki bize: "AKP'ye yakın olan beldelere, belediyelere yardımlar gitti, vatandaşların yaraları sarıldı, bize tek kuruş para verilmedi." Bunu Marmara Belediye Başkanımız söylüyor. Aynı endişeleri Edremit'le ilgili taşıyoruz. Bakın, Edremit'in yollarından AKP'lisi de CHP'lisi de MHP'lisi de geçiyor. Oradaki vatandaşımız hangi partidendir, hangi inançtandır biz bilmiyoruz ama buradan çağrımız budur: Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde tüm yurttaşlarımızın acılarının giderilmesi, zararlarının karşılanması için hiçbir ayrım gözetmeksizin inanç, ırk, renk, din ayrımı gözetmeksizin, aynı ölçüde, aynı mesafede onların yaralarının sarılmasını istiyoruz.

Ben, Balıkesir'in yiğit insanlarına, zeytinin bölgesine çok geçmiş olsun diyorum ve onların yaralarının bir an önce sarılması için Hükûmete ve ilgili bakanlara buradan çağrıda bulunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)