GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Mal Ticareti Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:49
Tarih:12.01.2023

AHMET YILDIZ (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esasında bugün bir konuşmacının söylediği gibi Avrupa Konseyinden misafirlerimiz vardı, konuşmayı düşünmemiştik ama diğer hatipler tarafından söylenen bazı hususlar nedeniyle hem bilgi vermek hem cevap vermek gereği hasıl oldu.

Şimdi, öncelikle dış politika analizleri burada iyi oluyor Mecliste ve sık sık yapmak lazım. Fakat bu kadar da kendi ayranımıza ekşi demek biraz fazla oluyor, bizleri yurt dışında zor durumda bırakıyor. Eleştirinin de dozunu iyi ayarlamak lazım, iç politika saiklerinden uzak durmak lazım; ben öyle yapacağım konuşmamda.

Şimdi ilk olarak, çok yanlış anlaşılabilir diye düzeltmek istiyorum: Libya'yla yapılan son anlaşma gizli falan yapılmadı. Ben, Libya Dostluk Grubu Başkanıyım, dış politikayı genelde de takip ederim. Biz bunları basından okuduk, bu, bütün haberlerde yer aldı. Anlaşmaların yapılma ve onaya sunulma usulleri bellidir; yürütme yapar, onay gerektiriyorsa onay için Meclise getirir; önceden hiçbir anlaşmayı getirip Mecliste onay almak diye bir usul bugüne kadar zaten yok.

İkincisi: Bu anlaşmanın iptal edildiği de doğru değil; Trablus'taki Temyiz Mahkemesi yürütmeyi durdurmayla ilgili bir ara karar vermiş. Libya'daki karışıklıkta bunu da normal karşılamak lazım, çok olağanüstü bir şey değil bu, paniğe de kapılmamak lazım; biz arkasındayız, Libya Hükûmeti arkasında, nihai karar değil.

Ayrıca, burada her zaman söyleniyor: "Libya'da anlaşmalar onaya sunulmadı, bizde niye sunuluyor?" Libya'daki olağanüstü durum nedeniyle, hiçbir ülkeyle imzalanan bu tür metinler Temsilciler Meclisinde onaya sunulmuyor; Libya'daki durum bu. Birleşmiş Milletler de bu tür eleştirilere karşı bunu zaman zaman teyit etmek gereğini duyuyor; Trablus'taki Hükûmetin meşruiyetini, bu tür metinleri imzalama yetkisi olduğunu onlar da teyit ediyor. Dolayısıyla, bizim için de önemli olan ama bizim kadar Libya için de önemli olan, onların da haklarını koruyan bu anlaşmalar üzerinde şüphe yaratmak doğru değil.

Bir düzeltilmesi gereken husus da -bu, geçmişten kalan bir söylem- evet, bir zamanlar Libya'da ilişkilerimiz sadece batıyla idi çünkü boğu tarafı Birleşmiş Milletler süreci hilafına saldırgan bir tutum içindeydi ama bu büyük ölçüde değişti. Şimdi, artık yürütmemiz, makamlarımız batıyla da ilişki içinde, Birleşmiş Milletler yolunu takip ediyor ama doğuyla da temaslarımız sürüyor, inşallah biz de Dostluk Grubu olarak ilk fırsatta Bingazi'yi ziyaret edeceğiz yani doğuyu ziyaret edeceğiz.

İkincisi, gene benim görev alanım olduğu için Avrupa Konseyi konusu. Evet, Türkiye'nin bazı sorunları olduğu kesin ama bir imaj problemi olduğu da kesin. Bunun önemli bir kısmı diyalog eksikliğinden kaynaklanıyor. Allah'a şükür, biz, bütün partilerden heyetimiz, bu eksikliği bir ölçüde giderdik Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde. Hiçbir zaman, ben Heyet Başkanı olarak veya bizim heyetimiz "Başkaları uygulamıyor diye biz de AİHM kararlarını uygulamayacağız." demedik. Sadece bize yapılan ayrımcı muameleler karşısında onları da hatırlattık. Bugün de Avrupa Konseyi raportörleriyle, Adalet Bakanlığımızın temsilcileriyle görüştük, oradan da rakamı hatırlıyorum, Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulama ortalaması yüzde 89, Avrupa Konseyi ortalaması yüzde 80. Tabii ki bazı eleştiriler var ama ona benim cevabım her zaman: Bunu Türk yargısı düzeltecektir, Türk yargısı çözecektir. Görüşmelerin özeti aslında şu: Evet, sorunlar var onların da söylediği, bizim de aslında anlatmaya çalıştığımız ama onların da idrak ettiği; evet, bu ihlal süreci var ama onlar da farkında ki Türkiye'siz bir Avrupa Konseyi olamaz, Türkiye de Avrupa Konseyi dışında olmamalıdır; bu anlayış için de denetim sürecini götürüyoruz.

Tabii, bulunduğumuz parlamenter ortamlarda gerek AKPM de gerek NATO Parlamenter Asamblesinde Ermenistan-Azerbaycan tartışmalarına biz de şahit oluyoruz, her zaman gündemi işgal ediyor. Biz hiçbir zaman orada da Ermenistan karşıtı bir söylem içinde olmadık, doğru söylem içinde oluyoruz. Bir doğru var ki o da herkesin kabul ettiği, artık bu anlaşmadan sonra Azerbaycan'da bir tek Ermeni askeri olmamalıdır. Aksi takdirde nasıl olacaktır, döşediğiniz mayınların haritasını vermezseniz Azerbaycan size nasıl güvenecektir?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Verdi, verdi.

AHMET YILDIZ (Devamla) - Çoğunu vermedi, çoğunu vermedi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepsini verdi, hepsini verdi. Yanlış biliyorsunuz.

AHMET YILDIZ (Devamla) - Ama biz gene de Ermenistan heyetiyle, heyet başkanı Sayın Rubenyan'la da diyaloğumuzu sürdürüyoruz yani doğru olan bir şey var ki bölgede barış, iş birliği herkesin lehine ama bunun da şartları belli. Artık Ermenistan'ın da onda ısrar etmemesi gerekir. Doğru, adres Ankara'dır, İstanbul'dur. İnşallah, onlar da bunun farkındadır.

Bir başka konu -ona üzüldüm- tabii, Türkiye'nin enerji "hub"ı, doğal gaz "hub"ı olma hedefi aslında hem coğrafyasından kaynaklanıyor hem bölgesel çıkarlarından kaynaklanıyor hem de dünyadaki ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Bu yeni değil, biz buna Bakü-Tiflis-Ceyhan'la başladık, maalesef Ermenistan bu sorun nedeniyle bunların dışında kaldı. O zaman da deniliyordu ki: "Bu olmaz." Özellikle bütün Avrupa ülkeleri diyorlardı ki: "Böyle bir hat olmaz, biz bunu istemeyiz, kârlı değil, güvenli değil." Ama oldu, şimdi bütün dünyanın istifadesinde. Aynı şekilde TANAP'ı yaptık. Sayın Erozan'ın dediğine şaşırdım; nasıl Türkiye'nin imkânı yok, hukuki altyapısı yok? Bence hepsi müsait. Tabii ki çaba gerektiriyor. İnşallah, Türkmen gazını da Kazak petrolünü de Türkiye üzerinden hatlara dâhil ederek Türkiye'nin bu konudaki konumunu güçlendireceğiz. Bakın, buna artık kimse itiraz etmiyor, Avrupa da bunu istiyor. Yaptırımlar var şu anda ama inşallah bunlar da savaş bittiğinde çözülmüş olacak.

Şimdi, diğer bir konu: Tabii, dış politika eleştirilerini hepimiz dikkate alalım, bunlar önemli şeyler fakat bir şey var ki son bir yıldır muhtemelen sizin partinizden arkadaşlar da bulundukları parlamenter komisyonlarında kendilerini daha iyi hissediyorlar çünkü Türkiye'nin itibarı gerçekten arttı. Türkiye'nin sorunları var ama yetenekleri var ve son dönemde yeteneklerini -gerek askerî gerek diplomatik- kullanma becerisi de arttı, bunların sonuçları ortada. Sorunlarımızı da görmezden gelmeyelim, imaj problemimizi hiçbir zaman görmezden gelmeyelim tabii ki ama kendimize de çok haksızlık etmeyelim. Dış politikamız ülkenin politikasıdır, ben Parlamentonun dahlini de tabii ki önemli görüyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)