GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Antalya Diplomasi Forumu Vakfı Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:44
Tarih:03.01.2023

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bulunduğumuz coğrafyada güçlü bir ülke olarak yaşamak sorumluluk almayı, çevremizde ve dünya genelinde yaşanan gelişmeleri takip edip doğru değerlendirmeyi ve doğru kararlar alarak doğru politikalar uygulamayı gerektirir. Bu bağlamda, Hükûmetimiz, bu politikaları yönetecek yeterliliği göstermiş, Türkiye Yüzyılı'nın temellerini sağduyulu ve rasyonel politikalarla atmıştır. Diğer alanlarda olduğu gibi dış politikada da girişimci ve insancıl bir tavır benimsemiş, aktif, bağımsız, millî bir diplomasiyle sahada güçlenmeyi hedeflemiş ve bu hedefleri büyük oranda gerçekleştirmiştir. Bugün dünyanın krizlerle boğuştuğu bir dönemde, Türkiye yaptığı atılımlar, geliştirdiği teknolojiler, rasyonel ve barışçıl dış politikalarıyla söz sahibi, dengeleri değiştiren bir ülke konumuna gelmiştir.

Günümüzde dünya iklimden teröre, ekonomik sorunlardan teknolojinin geleceğine kadar geniş sorunlar yelpazesiyle karşı karşıyadır ve dünya, bu sorunlara rağmen çok hızlı bir şekilde değişmeye, dönüşmeye devam etmektedir. Üstelik, bu dönemde, yaklaşık bir asır önce yoğunlaşan hâkimiyet mücadeleleriyle şekillenen dünyanın sarsılmaz ve değişmez olduğu algısı artık yıkılmıştır. Şekillenen geleceğin dünyasında yerimizi alabilmek, geleceğin dünyasında ve coğrafyamızda belirleyici güç olmak için bu hızlı değişimi ve değişimin beraberinde getirdiği bilgi akışını yönetmek zaruridir. Asırlar önce zikredildiği gibi bilmek hükmetmektir. Kendi dışındakileri bilen, gelişim ve değişimleri doğru yorumlayan bir Türkiye, üzerinde yaşadığı coğrafya üzerinde emelleri olan her türlü güce karşı durabilmekte, kendi kaderini kendisi tayin edebilmektedir. Bir taraftan kardeşlerimizle, tüm Türk elleriyle diyaloğu ve ilişkileri üçüncü aktörlere bırakmayıp diğer taraftan kaderini Türkiye'yle birleştiren bütün mazlum halkların haklarını savunmaktadır.

Türkiye, artık, geleceğin dünyasının daha güzel ve yaşanabilir bir dünya olması için aktif rol oynamaktadır. Geleceğin güçlü Türkiyesinin temelleri atılmış ve Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde güçlü Türkiye ülküsünde çok yol katedilmiştir. Türkiye, geliştirdiği savunma teknolojileriyle dünyanın dikkatini çekmiş ve dengeleri değiştirmiştir. Bugün Ege'de, Karadeniz'de, Doğu Akdeniz'de haklarını savunan, menfaatlerini koruyan, donanması güçlü bir Türkiye var. Bugün kendi millî güvenliği için hiç kimsenin icazetini aramadan operasyon düzenleyen, dış politikası bağımsız bir Türkiye var. Sadece 82 milyonun güvenliğini değil, yurt dışında yaşayan yaklaşık 7 milyon vatandaşın da haklarını savunan diplomasisi güçlü bir Türkiye var.

Hükûmetimiz, güçlü Türkiye'yi hayata geçirmek için diplomasinin öneminin de farkında olarak ülkemizi bir diplomasi merkezi hâline getirecek adımı atmıştır. Bu bağlamda, ülkemizde en ciddi ve kapsamlı organizasyon iki yıldır gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu'dur. Pandemi koşullarının tüm zorluklarına rağmen ilk Antalya Diplomasi Forumu Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve Sayın Dışişleri Bakanımızın tensipleriyle 2021-2022 yıllarında gerçekleştirilmiştir. Dünyanın dört bir yanından gelen konuklarla dünyanın problemleri Türkiye'de Antalya'da konuşulmuştur. Asya'dan Atlantik'e, terörizm probleminden dünyadaki kadın sorunlarına, mülteci probleminden yapay zekâ ve Metaverse'e kadar çok geniş bir alanda fikir alışverişinde bulunulmuştur. Aynı zamanda bu forum, Rusya-Ukrayna meselesinde de ilk üst düzey görüşmenin yapıldığı yer olmuştur. Bu bağlamda, Rusya-Ukrayna savaşının ilk haftalarında 2 ülkenin dışişleri bakanları ilk kez ADF çatısı altında bir araya gelmiş, bu görüşme dünyada büyük yankı bulmuş ve küresel ölçekteki siyasal gelişmelere yön vermiştir. Artık, Türkiye, profesyonellerin dünya sorunlarını konuştuğu, fikir alışverişinde bulunup temasa geçebildiği, diplomasinin ve bilgi akışının merkezi hâline gelmektedir. Haziran 2021'de gerçekleştirilen ilk toplantıya 10'u devlet ve hükûmet başkanı, 43'ü bakan düzeyinde olmak üzere toplam 2 bin, Mart 2022 tarihlerinde düzenlenen ikinci ADF'ye ise 17'si devlet ve hükûmet başkanı ve 80'i bakan olmak üzere 3.260 kişi katılmıştır. Keza, uluslararası teşkilatlardan ilk toplantıya 21 üst düzey temsilci katılmışken bu sayı 2022'de 40'a yükselmiştir. Dünyadaki medya kuruluşları bu forumu canlı yayında vermiştir.

Öte yandan, ADF'nin sunduğu diplomatik etkileşim ortamı, konuk heyetleri arasında 200'den fazla resmî ikili görüşmenin gerçekleşmesine olanak sağlamıştır. Özetle, ADF, ülkemizde Birleşmiş Milletler Genel Kurulunu andıran bir ortamın yaşanmasına olanak sağlamıştır.

ADF, Türk dış politikası bakımından önemli bir kazanımdır. Önceki asrın belirleyicileri, aynı zamanda sorunların konuşulduğu yerleri de belirliyordu; bundan sonra sorunlar Antalya'da konuşulacak, insanlığın gözü kulağı Davos'ta değil Antalya'da olacaktır.

Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının fikrî ve akademik zenginliğine katkıda bulunarak bölgesel ve küresel meselelerde özgür, barışçıl ve kapsayıcı bir diyalog ortamı sağlamaktadır ve Türk dış politikası bakımından önemli bir kazanımdır. Nitekim, ADF, ülkemizin diplomasi alanındaki görünürlüğünü ve prestijini daha da artıran ve uluslararası ilişkilerdeki ara bulucu rolünü pekiştiren bir nitelik kazanmıştır.

Şu an konuşmakta olduğumuz Antalya Diplomasi Forumu Vakfı da bu çalışmaların daha geniş bir alanda yapılmasını sağlamak, çalışmaları devamlı ve etkin kılmak için kurulmaktadır. Vakfın kuruluşuyla birlikte Antalya Diplomasi Forumu Vakıf tarafından düzenleneceği gibi, çalışmalar sadece forum döneminde kalmayacak, gerek destekleyici akademik çalışmalar ve yapacağı projelerle hem forumun her sene daha güçlü bir şekilde toplanmasını sağlayacak hem de bilgi üretim ve yönetim sürecine büyük katkılar sağlayacaktır. Yine, kurulma amacı içinde bulunan faaliyetlerle ilgili kamuoyu, kurum ve kuruluşlarla dünya genelinde iletişim faaliyetlerini yürütecektir. Böylece, Türkiye'de yönetilen, elde edilen bilgi bütün dünyanın da faydasına sunulmuş olacaktır. Zaten Vakfın amaçları ve çalışma şekli metinde açık bir şekilde yer almaktadır. İçerik hazırlanmasında içlerinde Atlantik Konseyi, Münih Güvenlik Konferansı, Dakar ve Doha Forumları ile Rome MED Diyaloğunun da bulunduğu farklı coğrafyalardan 11 düşünce kuruluşuyla iş birliği yapılmaktadır.

Kıymetli milletvekilleri, evet, Antalya Diplomasi Forumu Vakfı iki yıllık bir organizasyonun ardından gelen bir çalışmadır çünkü dünya hızla değişmekte ve dönüşmektedir. Bu hızı yakalayabilecek, altyapıyı hızla tesis edecek birikime ve beceriye sahibiz. Türkiye'nin artık kaybedecek vakti yoktur.

Özetle söyleyecek olursak, etkin, etkili ve verimli bir şekilde organizasyon gerçekleştiren Antalya Diplomasi Forumu'nun faaliyetleri ve etkinliğini sistematik olarak artırabilmek ve sürekliliğini sağlayabilmek maksadıyla Antalya Diplomasi Forumu Vakfının kurulması zorunluluğu ve gereği duyulmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Diplomasi çok katmanlı ve çok aktörlüdür. Diplomasinin fikrî boyutunda önemli bir boşluk ADF'yle doldurulmuştur. ADF, artık tek başına güçlü bir dış politika aktörü hâline gelmektedir. Dünyanın gidişatına dair fikirler artık bu forumlarda şekillenmektedir. Dışişleri Bakanlığımızın öncülüğünde yapılan bu çalışmalar Türkiye'nin içine kapanmayacağını, aksine dünya sorunlarının çözümüne katkı sağlayacak organizasyonların merkezi olma hedefine sahip olduğunu göstermektedir.

Antalya Diplomasi Forumu'nu hayata geçiren ve bu forum etrafından gerçekleşecek olan çalışmaların planlanmasıyla, uluslararası arenada Türkiye'nin görünürlük ve etki alanını genişletmeye öncülük eden Dışişleri Bakanımız, kıymetli hemşehrimiz Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ADF, Türkiye'nin de güçlü bir markası hâline gelmiştir. İş böyleyken böyle ciddi ve önemli bir çalışmayı saçma sapan algı yöntemleriyle karalamaya çalışmak, iyi niyetli düşündüğümüzde ya saflık ya da kendi ülkesine güvensizliğin, ne idiği belirsiz odakların öğrettiği çaresizliğin bir neticesidir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Biz öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki bu coğrafyada yaşamak, bu coğrafyayı yönetmek cesaret ister, sorumluluk ister, dik duruş ister.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Kesinlikle.

TUBA VURAL ÇOKAL (Devamla) - Bu coğrafyanın kaderiyle hemhâl olmak bu coğrafya için cesur işlere imza atmayı, gerektiğinde yüksek sesle "Hayır." demeyi, gerektiğinde "Dünya 5'ten büyüktür." diyebilmeyi gerektirir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bu coğrafyanın kaderinin kendi elinde olduğunu, Türk-İslam coğrafyasının güçlü bir coğrafya olduğunu ve bu büyük coğrafyanın figüranlığı kabul etmeyeceğini bütün dünyaya çekinmeden söylediği, bizlere de kültürümüz, medeniyetimiz için, güzel işler yapma cesaretini verdiği için, Antalya Diplomasi Forumu'nu hayata geçirerek hem büyük bir başarıya imza atan hem de daha büyük başarılara temel hazırlayan Sayın Cumhurbaşkanımıza hem kendi adıma hem de kendi kaderini coğrafyanın kaderiyle ortak görenler adına şükranlarımı sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; MHP sıralarından alkışlar)