| Konu: | (10/6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) No.lu Altı Yaşındaki Bir Kız Çocuğunun Evlilik Adı Altında Cinsel İstismara Maruz Bırakılması Olayının Araştırılarak Benzer Olayların Yaşanmaması ve Her Türlü Çocuk İstismarının Önlenmesi İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 03.01.2023 |
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başta cinsel istismar suçları olmak üzere çocuklara yönelik her türlü suçun önlenmesi için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye her alanda olduğu gibi, çocuk istismarı konusunda da uluslararası anlaşmalara ve sözleşmelere imza atarak bu önemli konudaki hassasiyetini belli etmiş ve taraf olmuştur. Bu anlamda, 25 Ekim 2007 tarihinde İspanya'nın Lanzarote Adası'nda, Avrupa Konseyi üye devletleri ile diğer bazı devletler arasında "Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi"ni imzalamıştır. Lanzarote Sözleşmesi'nin pozitif yükümlülük getirdiği anlaşmaya imza atan devletler arasında Avrupa Birliğinin yanı sıra Amerika, İngiltere, Rusya, Japonya ve Türkiye yer almaktadır. Sözleşmenin Türkiye'de yasalaşma sürecine baktığımızda ise 13 Ağustos 2010 tarihinde Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Meclis Başkanlığına gelmiş ve 10 Eylül 2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Değerli milletvekilleri, sosyal paylaşım sitelerinde hesap oluşturma yaşı 13 olmasına karşın Çevrim İçi Çocuklar Projesi Türkiye verilerine göre günümüzde sosyal paylaşım sitesinde hesabı olduğunu belirten çocukların üçte 1'i 13 yaşın altındadır. İngilizce tanımı "cyber grooming" olan sanal ayartma, çevrim içi çocuk istismarı, internet ortamında bir yetişkinin kendini çocuk olarak tanıtması, bu şekilde sanal ortamda tanıştığı çocukların güvenini kazanarak sanal ya da gerçek dünyada çocuğu istismar etmesidir. Burada çevrim içi çocuk istismarı, tüm dünyada olduğu gibi, çocuk istismarının yeni bir türü olarak da karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu bu sanal ayartma, bir çocukla internet üzerinden iletişime geçerek cinsel faaliyetlerde bulunmasını sağlamak için çocuğu cezbetmek, kendi amacı doğrultusunda yönlendirmek ya da teşvik etmektir. Hızla gelişen ve giderek de tehlikeli bir hâl alan bu yeni çocuk istismarı suç tipiyle ilgili olarak siber suçlara karşı stratejik önceliklere ve on-line cinsel şiddete karşı çocukların korunmasına ilişkin önleyici ve koruyucu tedbirleri almak ve mevzuatı tamamlamak için az önce dile getirdiğim Türkiye'nin taraf olduğu Lanzarote Sözleşmesi'yle çerçevesi çizilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, çocukların yetişkinler tarafından istismarı, etnik, coğrafi, dinî, kültürel ve ekonomik yönden sınır tanımayan bir sorundur. Genel bir değerlendirme yapacak olduğumuzda, çocuğun bakımından sorumlu olan yetişkinler veya yabancılar tarafından çocuğun zihinsel, duygusal, sosyal, fiziksel, cinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyen tutum ve davranışların bütününün çocuk istismarına girdiğini söyleyebiliriz. Çocuklukta yaşanan travmaların etkisinin yetişkin yaşamı boyunca devam ettiği bilinen bir gerçektir. Bu travmaların en ağır ve en uzun süren biçimi cinsel istismar sonrası görülür. 18 yaşından küçük çocukların rızasına bakılmaksızın yetişkinler tarafından cinsel amaçlı kullanıldığı her türlü eylem, çocuk için cinsel istismardır. Cinsel istismardan dolayı fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan sağlığı bozulan çocuk gelecekte bireysel ve sosyal hayatında sorunlar yaşamaktadır. Çocukta kısa ve uzun dönem olmak üzere travmatik sonuçlara neden olan çocuk cinsel istismarı, gelişiminin bütün yönlerini olumsuz etkilemekte ve yaşam kalitesini de düşürmektedir.
Değerli milletvekilleri, çoğunluğumuz çocuk sahibiyiz ve onları geleceğimizin teminatı olarak görmekteyiz. Bu bakımdan onların güvenli ve çağdaş gelişimi adına bugünden ihtiyaç duyulan her yasal düzenlemeyi hayata geçirme gayretinde olmalıyız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerek parti programımızda gerekse seçim beyannamelerinde üzerinde durduğumuz en hassas konuların başında gelen kadın ve çocuk istismarı hakkında gerekli gelişmiş tedbirlerin alınmasından yanayız. Diğer taraftan, Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikaları Başkanlığımızın da çocuk istismarı konusunda çok sayıda çalışması olup bu alanda farkındalık yaratabilmek adına gayretli çalışmalarını sürdürmektedirler. Çocuk istismarı konusunda 2020 yılında ilk imza sahibi olarak verdiğimiz kanun teklifimizle Türk Ceza Kanunu'nda bulunmayan ve ilk kez ihdas edilecek bir madde önerdik. Teklifimizle aynı zamanda 2007 yılında imzalanan ve taraf olduğumuz Lanzarote Sözleşmesi'nin bu alanda öngördüğü yasal düzenlemeyi de mevzuatımıza kazandırmayı amaçladık. Kanun teklifimizle Türk Ceza Kanunu'nun 105'inci maddesine ek bir fıkra eklenerek ilk kez çevrim içi çocuk istismarı ve sanal ayartma olgusu ve barındırdığı tehlikelerin neden olacağı mağduriyetin cezalandırılmasını öngördük. Kurulacak olan Komisyonun raporunun ardından kanun teklifimizin de gündeme alınması önemli bir ihtiyacı gidermiş olacaktır.
Değerli milletvekilleri, çocuk izleme merkezleri, cinsel istismara uğramış çocukların ikincil örselenmesini asgariye indirmek, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli kişilerden oluşan bir merkezde ve tek seferde gerçekleştirilmesini sağlamak üzere kurulmuştur. İlk adımları 2012 yılında atılan çocuk izleme merkezi kurulması yönündeki kararlılık neticesinde Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2022 yılında Türkiye'de 62 tane çocuk izleme merkezi bulunmaktadır.
Yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle tramvaya uğrayan çocuk için çocuk izleme merkezlerinde çocuk dostu bir ortam oluşturulmuş ve bugün çocuk izleme merkezlerinin üstlendiği görev sayesinde ciddi bir sorun olan ikincil örselenme durumları hemen hemen ortadan kalkmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın gerek aile ve gerekse toplum içinde sağlıklı bir maziye sahip olarak yetiştirilmesi, sağlıklı bir gelecek açısından büyük bir önem arz etmektedir. Bu anlamda, bilinçli aile, duyarlı sosyal çevre ve bütünleyici olarak yasal düzenlemelerle hassasiyet gösteren devlet kurumlarının disiplinler arası uyum içerisinde çalışmalarına imkân sağlayabilmeliyiz.
Diğer taraftan, ceza kanunlarımızda adı geçen suçtan hüküm giyenlere daha ağır cezalar getirilmesi tekrar gündeme alınabilmelidir. Bu kapsamda daha önce kamuoyunda tartışılan hadım ve idam cezası da tekrar düşünülmelidir.
Yine, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bünyesinde, yaşanabilecek bu tür olaylar için koordinasyon işini üstlenecek, taşra teşkilatlanması da bulunan çocukların suiistimalini ve istismarını önleme birimi tasarlanıp faaliyete geçirilebilmelidir. Koordinasyon birimi mahalle ve esnaf toplantıları yaparak toplumun her kesimine ulaşmalı, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışması yürütmelidir. Gönüllü sosyal gruplar ve sivil toplum kuruluşları kurulmalı ve desteklenmeli, bu kuruluşlar yoluyla mücadele güçlendirilmeli ve daha fazla kişiye ulaşmanın yolları aranmalıdır. Sadece gerçek hayatta değil, aynı zamanda sanal âlemde, internet dünyasında da sanal gruplar oluşturularak mücadeleye katkı sunulmalıdır. Konunun uzmanı akademik personel ve sağlık personelinin il, ilçe ve köylerde konferanslar ve paneller düzenleyerek vatandaşımıza bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışması yürütebilmesinin imkânları sağlanabilmelidir.
Değerli milletvekilleri, bugünkü görüşmelerden sonra kurulacak Komisyonun çalışmalarına Milliyetçi Hareket Partisi olarak her türlü desteği ve katkıyı sunmaya hazır olduğumuzun bilinmesini isteriz. İnanıyoruz ki Komisyonun kapsamlı çalışmalarından sonra oluşturacağı nihai rapor, tespit ve önerileri ilgili kurum ve kuruluşlar da dikkate alacaktır. 85 milyonluk Türkiye nüfusunun yaklaşık 24 milyonunun 18 yaşın altında olduğu gerçeği hafızalardan çıkmasın. Çocuklar ve gençlerle ilgili hiçbir meseleyi herhangi bir şekilde ihmal etme, hafife alma ve öteleme şansına sahip değiliz. Onlar için atılacak her olumlu adım ve tedbir muhakkak ki meyvesini verecektir.
Kurulacak olan Komisyonun ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)