GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:42
Tarih:21.12.2022

SAİT DEDE (Hakkâri) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; getirilen torba yasa teklifinin 6'ncı maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Öncelikle belirtmek istediğim bir husus var. Cezaevinde devam eden ağır insan hakları ihlallerine ilişkin 18 Aralık günü İstanbul'da yapılmak istenen basın açıklamasına polis tarafından saldırılmış ve saldırı sırasında HDP İstanbul İl Eş Başkanımız Sayın Ferhat Encu darbedilmiştir. Hasta ve infazı yakılan tutsakların durumuna dikkat çekmek ve tecrit politikalarını protesto etmek isteyen arkadaşlarımıza yapılan bu saldırıyı lanetliyoruz. Öğrettiğiniz ve medet umduğunuz nefret ve şiddet politikaları iktidarınızın sonu olacak. Hiç kuşkunuz olmasın ki halklarımız seçilmişlerine yönelik gerçekleşen bu sistematik saldırılara karşı cevabı sandıkta sizlere verecektir.

Yine, sergilenen bir komployla milletvekilliği düşürülmeye çalışılan Sayın Semra Güzel'in de cezaevinde hukuksuzca bulunan tüm siyasetçilerin de hesabını halkımız birer birer sizlerden soracaktır.

Sayın milletvekilleri, teklifin 6'ncı maddesinin gerekçesine baktığımızda, prim ödeme yükümlüsü olanlara ödeme kolaylığı sağlanması, ekonomik ve sosyal anlamda hayatlarına daha sağlıklı devam etmelerini sağlamak amacıyla yürürlüğe konulan yapılandırma kanunlarından yararlanmayan ya da yararlanmalarına rağmen genel sağlık sigortası prim borçlarını ödemeyen genel sağlık sigortalılarının kamuya olan borç yüklerini hafifletmek ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılmasının öngörüldüğü söylenmektedir.

5510 sayılı Kanun altmış günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcun bulunmasını sağlık hizmeti alınmasına engel saymaktadır. Yapılan geçici bir düzenlemeyle altmış günden fazla prim borcu olanların 31/12/2022 tarihi sonuna kadar sağlık hizmetlerinden yararlanabileceklerine izin verilmişti. Şimdi süre doluyor. Seçim yaklaşıyor ve geniş bir kesim sağlık hizmetlerinin dışında kalmak üzere. Neden? Sağlık sigortası primlerini ödeyemediklerinden dolayı.

AKP, iktidarının ilk yıllarında "Hizmet kalitesini arttırmak, her hastaya eşit düzeyde temel sağlık hizmetini sunmak ve hasta ile doktor arasındaki para ilişkisini ortadan kaldırmak için toplumun bütününü kapsayan zorunlu sağlık sigortası sistemine ihtiyaç vardır." dedi, bu yönde adımlar da attı. Peki, sonuç ne oldu? Hizmetin niceliği hizmetin niteliğinin önüne geçti. Sağlık hizmetine erişimdeki eşitsizliklerde bir iyileşme sağlanmadı, aksine makas daha da açıldı. Hasta-hekim arasındaki para ilişkisini ortadan kaldırma iddiasındaki Sağlıkta Dönüşüm Programı, kamu hastanelerinde performansa dayalı döner sermaye sistemi getirerek sağlık çalışanlarını döner sermaye gelirlerine bağımlı hâle getirdi. Kamu hastaneleri ağırlıklı olarak SGK'den aldıkları ödemelerden oluşan döner sermaye gelirleriyle ihtiyaçlarını karşılar hâle geldi. Sağlık harcamaları içinde kamunun payı yükseldi ancak merkezî devlet harcamalarının toplam sağlık harcamaları içindeki payı azalırken sosyal güvenlik payı ve miktarı da arttı. Genel sağlık sigortasının sağlık hizmetlerinin maliyetini düşüreceği iddiası tam bir fiyaskoyla sonuçlandı, sağlık hizmetlerinin maliyeti daha da fazla arttı.

Genel sağlık sigortasının en sorunlu yanı kuşkusuz sağlık hizmetlerinin finansmanını vergilerden değil, vatandaşların yapacağı zorunlu prim ödemelerinden karşılamayı öngörüyor olmasıydı. Teklifte "Genel sağlık sigortalılarının genel sağlık sigortası primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçiliyor." deniliyor; bu çok güzel. Peki, sonrası ne olacak? Sonrası Allah kerim. Sosyal devlet ilkesi sizlerin ahiretlik duygularınızı tatmin edeceğiniz hayır, sevap alanlarınız değildir; sevap defterinizi buradan dolduramazsınız. "Sosyal devlet" demek, yeşil kartlarla, ara ara gelen aflarla sözde hayırsever yaklaşımlar değildir. Türkiye için sağlık hizmetlerinin finansmanında en uygun model, genel bütçeden finansmandır. Kişilerin prim ödeme gücüne bakılmaksızın, adil ve direkt vergilere yaslanan bir vergi politikasıyla oluşturulan bütçeden sağlığa yeterli kaynak ayrılmalı ve bu kaynağın uygun bir şekilde kullanılacağı entegre, basamaklı, kamusal anlayış ve ücretsiz hizmet sunan bir sağlık sistemi yapısı oluşturulmalıdır. Çözüm; hastanelerde performans sisteminin kaldırılarak merkezî yönetim bütçesinin esas alınması, çalışmadığı görülmüş olan genel sağlık sigortası sisteminin terk edilerek ülkedeki tüm bireyleri kapsamı içine alan ve kimsenin cebinden ek para ödemek zorunda kalmadığı, finansmanı prim ödenerek değil genel bütçeden karşılanan bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulmasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

SAİT DEDE (Devamla) - Tamamlıyorum.

Bu uygulama hekimlerimiz açısından da büyük handikaplar yaratmaktadır. Genel sağlık sigortası, hekimlik mesleğinin binlerce yıldır oluşmuş tüm bu değerlerine, uygulamalarına ve hekimlerin kamusal güvencelerine aykırı hükümleri içermektedir. Hekimlik mesleğinin temel yaklaşımlarından birini oluşturan "hastaların sağlığının öncelikle gözetilmesi ve her şeyin önünde tutulması" anlayışının yerine, Sosyal Güvenlik Kurumunun çıkarlarını koruması anlamına gelmektedir. Hekimin hastaya bakabilmesinin şartı, kişilerin prim borcunun olup olmadığına göre olmamalıdır. Bu durumda hekim, SGK memuru gibi hastanın tescil durumunu ve primlerin ödenip ödenmediğini mi araştıracak? Açıkça devlet tarafından sağlık sigortası kapsamına alınmış kişiler, prim ödeyenler ve ödemeyenler olarak ikiye ayrılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SAİT DEDE (Devamla) - Derhâl bu genel sağlık sigortasından vaz geçilmelidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)