GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şebiarus törenlerine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:41
Tarih:20.12.2022

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sayın Başkanım, değerli Meclis üyeleri, bizleri ekranları başında izleyen çok muhterem vatandaşlarımız; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum

Şair, uzun şiirinin bir yerinde şöyle der: "Neler duydu şu dünyada/Mevlidine hayran kulaklarımız/Ne adlar ezberledi, ey Nebî/Adına alışkın dudaklarımız/Artık, yolunu bilmiyor/Artık, yolunu unuttu/Ayaklarımız!"

Son dönemde, özellikle son günlerde, Mevlâna Hazretleri'nin 649'uncu ölüm yıl dönümü münasebetiyle, ki orijinal ifadesiyle söyleyecek olursak, Şebiarus'u münasebetiyle gerek Peygamber Efendimiz hakkında gerekse Mevlâna hazretleri hakkında farklı birtakım değerlendirmelerin gündeme gelmeye başladığını görüyoruz. Tabii, bu değerlendirmeler, 87 milyonunun neredeyse 87 milyonu da Müslüman olan bir ülkede yapıldığında, hakikaten "Bu kadar cehalet ancak tahsille olabilir." dedirtecek türden şeyler olarak gözüküyor. Peygamber Efendimiz ve Mevlâna Hazretleri hakkında yakışıksız, haksız sözler duymaya başladık. Tabii, "yakışıksız ve haksız" derken, bu sözlerin hadsiz sözler olduğunu da söylemeye herhâlde gerek yok. Çirkinlik güzele, korkaklık cesarete, yalan doğruya, sahtekârlık dürüstlüğe, alçaklık yüceliğe düşmandır. Bir yandan da hem düşmandır hem de hayrandır çünkü gizliden gizliye bunun altında psikolojik birtakım sebeplerin yatmakta olduğunu herhâlde söylemeye gerek yok. Kur'an'da Allahutaala Hazretleri'nin Kalem suresi 4'üncü ayette "Muhakkak sen, hiç şüphesiz yüce bir ahlak üzeresin." diyerek kendisinin methüsena eylediği Peygamber Efendimiz hakkındaki bu ileri geri konuşmaları, ben, bilenlerin bilgisine, şahısların vicdanlarına havale ettiğimi özellikle söylemek istiyorum. Ahlak abidesi olan, ahlakı Kur'an'dan ibaret olan, yeryüzünde âdeta yürüyen canlı bir Kur'an olan Peygamber'e bu sözlerin ulaşmasının imkânı yok. Hazreti Peygamber'den, ahlak abidesi olan bu zattan, âdeta bir pedofil çıkarmaya çalışmak, bir şehvetperest insan çıkartmaya çalışmak kadar beyhude bir çaba herhâlde olamaz.

Gelelim Mevlâna Hazretleri'ne, bugün, Avrupa'da ve Amerika'da kitabı en çok satılan kitapların sırasında "bestseller" listesinde 1'inci olan bir zata, isminden başlayarak ve bu "bestseller" olan kitabı âdeta -çok özür dileyerek huzurlarınızda söylemek istiyorum- bir pornografik yayına indirgeyerek değerlendirmek gibi kötü, tuhaf, yanlış bir çalışmanın, çabanın, gayretin olduğunu görüyoruz. Mevla kelimesi Arapça'da "ezdâd"dandır; mevla dediğiniz zaman hem efendi kastedilir hem de köle kastedilir. Dolayısıyla Allahutaala Hazretleri de Kur'an-ı Kerim'de mevlanın bu efendi anlamına atıfla kendisi için "Mevlâna" tabirini kullanmıştır. Buradan hareketle Mevlâna Hazretleri'ne sanki insanlar, haşa, "Rab" diyorlarmış gibi, ilah yerine koyuyorlarmış gibi, onu çok farklı bir konumda konumlandırıyorlarmış gibi bir anlam çıkartmaya kalkmak, herhâlde, cehaletin tahsille mümkün olabildiği gerçeğine işaret etmekten öte bir şey ifade etmeyecektir. Mevlâna'nın kim olduğu bellidir, Mevlâna'nın kanaatleri bellidir ve -pornografik yayın olarak gösterilmek istenen- hikâyelerde anlatmak istediği derinliği kavrayabilecek derinlikte olmayan, bilgiye sahip olmayan insanların da onları değerlendirmeye kalkması kadar abesle iştigal bir durum herhâlde söz konusu olamaz.

Buradan bir kez daha sözlerimi noktalarken bu kötü sözlerin, bu kara ağızlı insanların ağzından çıkan yanlış sözlerin, çirkin sözlerin, o tertemiz, pirüpak olan ve bugün 2 milyar Müslüman'ın gönlünde müstesna bir yer edinmiş olan Hazreti Peygamber'e ulaşamayacağı açıktır.

Yine, yedi yüz elli yıl önce vefat etmiş olmasına rağmen hâlâ insanların İslam'a gelişine rehberlik etmekte olan sözleriyle, yaşantısıyla ve yazdığı eserlerle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

HACI AHMET ÖZDEMİR (Devamla) - ...Mevlâna Hazretleri'nin de bu yanlış konuşmalardan, yanlış tanımlamalardan, yanlış yönlendirmelerden etkilenmeyeceği açıktır. Benim hayatta gıpta ettiğim ve yedi yüz elli yıl önce yaşamış olmasına rağmen hâlâ kıskançlıkla izlediğim şahsiyetlerden bir tanesi Mevlâna Celâlettin Rûmi'dir. Mevlâna Celâlettin Rûmi bugün vefatının üzerinden yedi yüz elli yıl geçmiş olmasına rağmen yattığı yerden hâlâ İslam'a hizmet etmekte, hâlâ insanlara rehberlik yapmakta ve hâlâ yanlış yolda gidenleri doğru yola getirme başarısını, becerisini göstermektedir. Böyle bir insana gıpta edilmez de ne yapılır? Böyle bir insanın eserleri okunmaz da ne yapılır? Böyle bir insan hakkında iyi duygular beslenmez de ne yapılır?

Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)