| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 14.12.2022 |
AHMET ŞIK (İstanbul) - Herkese merhaba.
Türkiye'deki tarikatların, cemaatlerin, din şarlatanlarının gerçek yüzünü bir kez daha gördük maalesef. Ve yine kanıtlandı ki AKP'yle temsil edilen siyasal İslam'ın ülkenin geleceğine dair sunabileceği hiçbir umut, hiçbir fayda yok. Kanıtı ise buraya gelip bakan kimliğiyle oturanların kendisi. Kutsal sarayınızı temsilen her gün gelip gidiyorlar, iyi de temsil ediyorlar çünkü gelip gidenlerin bir tekinin bile temiz sicili yok. Mesela, Türkiye yargısına Fetullahçı virüsünün taşıyıcılarından birisi olan ve bu nedenle de bir siyasi rehine hâline dönüşmüş kişi Adalet Bakanı; memleketi kültürel olarak çölleştiren, sit alanları içine kendi otellerini dikerek betonlaştırmak için çabalayan kişi Kültür ve Turizm Bakanı; Bakanlığında cirit atan Menzilcileri seyreden kişi Sağlık Bakanı; emekçinin haklarını gasbederek zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul kılan kişi Çalışma Bakanı; iki yıldır bir cemaatin tümden ortak olduğu istismarı bilip de susan, tecavüzcülerin elini kolunu sallayarak gezmesine müsaade eden, maalesef, Aile Bakanı; asgari ücretlilere "fakir fukara" diyen, zenginin parasını, yoksulun maneviyatını seven kişi Ekonomi Bakanı. Bir de pis işlerinizin Bakanı var ki evlere şenlik bir naylon kahraman; uyuşturucu kaçakçısına, tecavüzcüsüne, dolandırıcısına, vurguncusuna, bozguncusuna, çete liderine, 5'li çetesine kadar her birisi Soylu'nun baş ucunda ama kendisine "Bizim için şeref sayfasısınız." diyeniniz oldu burada. Geçmişte küfrettiğinden hesap sormaktansa biat edip namert olmayı seçen, şeref çıtanızın seviyesini gösteriyor; bu da size dert olsun.
AKP'nin yirmi yılına bakıyoruz, Soylu'nun fotoğraf albümündekileri bile kıskandıracak bir suç karnesi var önümüzde. Öyle bir karanlık yarattınız ki artık şunca olanın adı: İyiler ile kötülerin savaşı. "Taraf olmayan bertaraf olur." demişti ya reisiniz; dönün, bir bakın etrafınıza, kendinize ve bir sorun: Esasen siz neredesiniz, kimin yanındasınız? Sistematik istismarını din sömürüsünün altına gizleyenlerin yanındasınız. Uyuşturucu baronlarının, rüşvetçilerin, ihaleye fesat karıştıranların, bu ülkenin varlıklarını talan edenlerin yanındasınız. Bankaların, tefecilerin, holding patronlarının yanındasınız. Belki gerçek yüzünüz görülmez umuduyla mollaların, tarikatların, cemaatlerin istediği karanlığın tam ortasında saklanmaktasınız. Tam da bu uğurda, bu ülkede yolsuzluğu, arsızlığı, hırsızlığı daha önce hiç olmadığı kadar normalleştirdiniz. Geleceğe umutla bakmaya çalışan herkesin umutlarını, hayallerini yok ettiniz. Yani ne bahşettiğiniz düzene hayat denmesi ne de başımıza gelen bunca kötülüğe fıtrat ya da kader denmesi doğru değil.
O yüzden, tüm yurttaşlara sesleniyorum: Genci-yaşlısı, kadını-erkeği, LGBTİ+'sı, tüm meslek gruplarından emekçisi, öğrencisi, Kürt'ü-Türk'ü, Alevi'si-Sünni'si, inananı-inanmayanıyla bu karanlığın devam etmesine göz mü yumacağız? Sandıkta -kimi demiyorum- neyi seçeceğiz, nasıl bir Türkiye'yi seçeceğiz? Çocuklarımızı istismarcı cemaat, tarikatların elinde birer birer kaybetmeyi mi seçeceğiz; laik, çağdaş, bilimsel eğitim veren, çocuklarını okullarda, evlerde aç bırakmayan bir Türkiye'yi mi? Kendinden ve paradan başka bir şeyi gözü görmeyen, yurttaşları "bizden olanlar" ve "düşmanlar" diye ayırarak ülkeyi bölenlerin tahakkümü altında yaşamayı mı tercih edeceğiz; herkesin birlikte, barış içinde, eşit ve özgürce yaşadığı bir Türkiye'yi mi? 5'li çeteyi vergilerimizle semirten, modern köleliği "inşallah" "maşallah" diyerek meşrulaştıran, yandaş sermayeye ucuz emek gücü yaratmaya kendini adamış siyasetçilerin olduğu bir Türkiye'yi mi seçeceğiz; sosyal adaleti tesis eden, yurttaşlarının onurlu ve mutlu bir yaşam sürdüğü, zenginlikte birleştiğimiz eşit bir Türkiye'yi mi? Kirli bir düzenin hukuksuzluklarını meşrulaştıran, sahibinin sesi bir medyanın olduğu Türkiye'yi mi seçeceğiz; her şeye rağmen hakikati dile getirmekten vazgeçmeyen sevgili Timur Soykan gibi gazetecilerin olduğu bir Türkiye'yi mi? (HDP sıralarından alkışlar) İktidarın suçlarını örtbas eden, parayı verenin adaleti satın aldığı bir yargının olduğu Türkiye'yi mi seçeceğiz; evrensel hukuk normlarına inanan yargı mensuplarının olduğu bir Türkiye'yi mi? Tarikatların, cemaatlerin cirit attığı, Orta Çağ karanlığında bir ülkeyi mi seçeceğiz yoksa gözünü geleceğe dikmiş, her bir yurttaşın kimliğini tanıyan ve sahip çıkan bir Türkiye'yi mi? Yapacağınız tercih, haysiyetimizin saraylara rehin bırakılmadan nasıl bir ülkede yaşayıp yaşamak istemediğimizi belirleyecek.
Gücünü, adalet ve eşitlikten değil kanunsuzluktan, kalabalık olmaktan, zorbalıktan ve ayrımcılıktan alan siyasi parti kılığına girmiş bir suç örgütünün tahakkümüne son vereceğiz. Korkunun bizi yok etmesine izin vermeyerek cumhuriyetin 2'nci yüzyılında barış içinde, eşit ve özgürce yaşadığımız bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz ve -herkes inansın- ant olsun ki hepsiyle hesaplaşacağız. (HDP sıralarından alkışlar)