GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:38
Tarih:14.12.2022

HDP GRUBU ADINA ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konu Kürtler ve Kürtlerin hakları olunca Türkiye'deki bütün siyasi partiler kendilerine belirlenmiş bir istikamet doğrultusunda tek sıraya geçer bir şekilde arka arkaya dizilmektedirler. Konu Kürtler ve Kürtlerin hakları olunca gözler kör, görmez oluyor. Söz konusu Kürtler ve Kürtlerin hakları olunca diller lal, konuşmaz oluyor. Söz konusu Kürtler ve Kürtlerin hakları olunca kulaklar sağır, duymaz oluyor.

Sayın Meclis, Türkiye'deki bütün siyasi partiler, üniversiteler, medya kuruluşları, televizyonlar, gazeteler, akademisyenler; bunların demokrasiye inandıklarının ve adalet ve hukuk istediklerinin, özgürlük ve eşitliğe inançlarının yegâne turnusol kâğıdı Kürt sorununa bakış açılarında gizlidir.

Evet, Sayın Meclis, iktidar partilerine mensup kişiler, özellikle Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakanlar ve bütün milletvekilleri yapmış oldukları konuşmalarda, bin yıldan beridir Kürt ve Türklerin kardeşliğinden bahsederler, ortak topraklar ve ortak vatan için de omuz omuza savaştıklarını ve birlikte mücadele ettiklerini söylerler, beyanlarda bulunurlar. Bunun en son örneğini de dün burada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yapmış olduğu konuşmalarda gördük.

Sayın Meclis, gerçekten yaşananlar böyle değil. Konu Kürtlerin haklarına ve statülerine gelince, maalesef, bu bakış açısı son derece gerçekleri yansıtmaktan uzak bir hâl alıyor. Örneğin, son olarak kuzeydoğu Suriye'de, Rojava'da Kürtlerin elde etmiş olduğu statülere karşı AKP Hükûmeti bunu bir beka meselesi hâline getirdi, bundan dolayı da "Pençe-Kılıç Harekâtı" adı verilen harekât başlatıldı.

Bu harekâtta bir F-16'ya monte edilen bir bombanın maliyeti, kalkıp inmesi ve bombanın atılması tam 1 milyon 300 bin dolara mal olmaktadır. Bu yüzlerce bombanın atılması demek, milyonlarca çocuğun yatağa aç girmesi demektir. Binlerce 40 bin dolarlık yer delen bombaları atılıyor, bu bombaların atılması demek milyonlarca gencin işsiz kalması demektir. On binlerce 4 bin dolarlık obüs top mermisi atılmaktadır. Bu savaş bütçesine milyonlarca doların aktarılması yoksulluğu, fakirliği, yüksek enflasyonu, ekonomik krizi beraberinde getirmektedir.

Evet, Sayın Meclis, AKP-MHP Hükûmeti Afrin'i elinde bulunduran IŞİD'lilerle komşuluğu kabul etmektedir; AKP-MHP hükûmeti Suriye ve Irak'ta Araplarla komşu olmayı kabul etmektedir; yine, Yunanlılarla komşu olmayı kabul etmektedir; Gürcülerle, Bulgarlarla komşu olmayı kabul etmektedirama her nedense Kürtlerle komşu olmaları asla ve kata mümkün değil; bunu bir beka sorunu hâline getirmektedir. Bunun son örneği de Suriye'deki Kürtlerin Rojava bölgesinde elde ettikleri statüye karşı vermiş oldukları tepkilerden ortaya çıkmaktadır. Yine, biz buradan diyoruz ki "Eğer önümüzdeki yeni yüzyıl bir Türkiye yüzyılı olacaksa bunun yegâne yolu Kürtlerle eşit temelde, onurlu yapılacak bir barışla mümkün olacaktır."

Kürtlere bakış açısının son örneğini dün ATV televizyonunda, Esra Erol'un yapmış olduğu bir programda, maalesef, yaşadık. Eğer televizyonlara da bu yansımışsa... Yirmi yıldan beridir AKP Hükûmetinin Kürtlere yönelik düşmanca politikalarının bir neticesi bu televizyona da yansımış ve programın sunucusu olan Esra Erol tarafından bir Kürt anası Besime ananın Kürtçe konuşması, Kürtçe ciğerinin yandığını ifade etmesi yayının kesilmesi suretiyle engellenmiştir. Bu bakış açısı, bundan kırk yıl önce 1980 yılında, Diyarbakır Cezaevinde esir tutulan tutsaklara yönelik Kenan Evren cuntası tarafından yapılmaktaydı; orada da uygulamalarda "Türkçe konuş, çok konuş." Yine, cezaevinde bulunan bir tutsak olan Kamber Ateş'in annesi tek kelime Türkçe bilmediği için, oğlunun görüşüne gittiği zaman sadece 3 kelimeyle oğluyla görüşebiliyordu: "Kamber Ateş, nasılsın?" İşte, 80'de Kürtlere yaşatılanın aynısını, darbecilerin yaşattıklarının aynısını kırk iki yıl sonra AKP Hükûmeti yaşatmaktadır.

Sayın Meclis, konu uyuşturucu ve uyuşturucuyla mücadele olunca AKP ve onun İçişleri Bakanının kimyasal yapısı, maalesef, bozuluyor. Son altı yılda dünyadaki uyuşturucu sevkiyatı hattı değişmiştir. Güney Amerika'dan çıkan uyuşturucu, kokain Türkiye üzerinden Orta Doğu ve Avrupa'ya dağıtılmaktadır. Eskiden uyuşturucunun Avrupa'ya taşınmasında geçiş hattı olan Türkiye, son altı yıldır artık uyuşturucu pazarı hâline gelmiştir. Bunun sebebi de dünyada uyuşturucuya yön veren kartellerin ve baronların, AKP Hükûmetinin politikalarından kaynaklı olarak Türkiye'yi mesken tutmalarıdır. Teksas'taki kovboylar misali uyuşturucu baronlarının İstanbul sokaklarında hesaplaşması gözlerimizin önünde yaşanmaktadır.

Bakın, Sayın Meclis, özellikle AKP Grubu, dünyada en fazla eroin tüketiminin olduğu kent New York'tur. New York'tan sonra dünyada en fazla uyuşturucu tüketiminin olduğu 2'nci il, 2'nci kent neresidir, biliyor musunuz? İstanbul'dur, İstanbul. Yine, dünyada en fazla esrar uyuşturucu maddesinin tüketildiği kent Barcelona'dır. Barcelona'dan sonra esrar maddesinin en fazla tüketildiği il İstanbul'dur Sayın AKP Grubu, İstanbul. Yine, esrar maddesinin dünyada en fazla tüketildiği 3'üncü il sırasını Adana iline verdiniz; bu da AKP Hükûmetinin başarısıdır.

Konu uyuşturucudan açılmışken son altı yıldan beri vekili olduğum Bingöl ilinde çok yoğun bir şekilde uyuşturucu maddesi metamfetamin kullanılmaya başlandı. Metamfetamin uyuşturucusunun Bingöl iline nasıl, hangi yollardan, kimler tarafından sokulduğunun, ticaretinin kimler tarafından yapıldığının ortaya çıkarılması zarureti vardır. Buradan Bingöllü bütün ailelerimize sesleniyorum: Metamfetamin kullanımı 10-11 yaşlarına kadar düşmüştür. Bununla mücadeleyi ancak ortak bir şekilde bir araya gelerek verebiliriz. Tüm okul müdürlerinden, tüm öğretmenlerden bu metamfetaminle ilgili duyarlı olmalarını, kullanımı ve bağımlılık yapmaması için ellerinden gelen bütün mücadeleleri vermelerini istirham ediyor, rica ediyorum.

Evet, arkadaşlar, yine, bu kürsüden, İçişleri Bakanı HDP belediyelerinde yolsuzluk ve hırsızlık yapıldığıyla ilgili bir iddiada bulundu. Bunun aslı ve astarı yoktur Sayın Meclis. Neden yoktur? Çünkü yolsuzluk ve hırsızlık yapma maharetinde AKP belediyeleri kadar uzmanlaşmış bir belediye daha yoktur.

Yıl 2017, yolsuzluğun yapıldığı belediye: AKP Bingöl Belediyesi; boru hırsızlığı, boru yolsuzluğu. Toplam 38 kilometrelik ve bedeli 17 milyon 650 bin TL olan borular yok. AKP Bingöl Belediyesinde boru sevicileri var, boru yiyen canavarlar var. Organize şekilde yapılan bu hırsızlığın İçişleri Bakanı tarafından ortaya çıkarılması İçişleri Bakanının bir vefa borcudur.

Evet, AKP, son yirmi yıldan beridir ülkeyi gerçeklikten uzak, yaratmış olduğu algılarla yani yalan algılarla yönetmeye başladı. Tıpta, psikiyatri dalında söylemiş oldukları yalanlara kendilerinin de inanmalarına "Pinokyo hastalığı" deniyor. AKP, zaten mevcut rabia işaretini değiştirdi; kendilerine tavsiyemiz, artık bundan sonra Pinokyo'yu kullanmalarıdır.

Tüm Meclisi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)