| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 13.12.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve vatandaşlarımızı da saygıyla selamlıyorum.
Ben de öncelikle Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum Sayın Mehmet Doğan'a; ailesine, Kayseri'ye, Milliyetçi Hareket Partisi camiasına başsağlığı diliyorum.
Konuşmama geçmeden, benden önceki Cumhuriyet Halk Partisinden hatibi dinlemiştim; çok ağır suçlamalarda bulundu partimize, hükûmetlerimize yönelik. Sadece şunu söylemekle iktifa edeceğim: Dediği gibi bir parti ve hükûmet olsaydık bu aziz millet bize 21'inci bütçemizi hazırlama yetkisi vermezdi. Bu aziz milletin basiretine, ferasetine havale ediyorum bütün söylediği ağır eleştirileri. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Söz aldığım "Denge" başlıklı madde, 3'üncü madde ve borçlanma sınırını belirleyen bir madde. 2023 yılı bütçesinde 660 milyar 901 milyon 766 bin TL şeklinde bu sınır belirlenmiştir. Bütçe açıkları veya likidite ihtiyaçları çerçevesinde hükûmetlerimiz bu sınırlar dâhilinde borçlanma yetkilerini kullanacaklardır.
Değerli arkadaşlar, müzakerelerini yürütmekte olduğumuz bütçe, cumhuriyetimizin 100'üncü yılının bütçesidir. Bu bütçe aynı zamanda AK PARTİ hükûmetlerinin 21'inci bütçesidir ve yine, yeni yönetim sistemimizin 5'inci bütçesidir; bu bakımdan sembolik anlamı yüksek bir bütçedir. Böyle bir bütçenin müzakerelerinde Plan ve Bütçe Komisyonuna Başkanlık yapmaktan büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bütçeler kolay metinler değil, büyük bir süreç var burada ve çok sayıda insanın emeği var, katkısı var. Ben her birisine teşekkür ediyorum; teknik düzeyde, bürokratik düzeyde emek harcayanlara; Plan ve Bütçe Komisyonunda yoğun mesai harcayanlara; yine, Genel Kurulumuzda katkıda bulunan bütün partilerden, gruplardan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Plan ve Bütçeyle ilgili bazı istatistikleri de paylaşmak istiyorum, ne kadar yoğun bir süreçten bugünlere geldiğimizin anlaşılması bakımından.
Bu görüşmeler 21 Ekim 2022'de Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın genel sunuşuyla başladı, 25 Kasım 2022 tarihinde de sona erdi. Otuz altı gün boyunca yaklaşık iki yüz otuz saatlik bir mesai harcandı. 21 birleşim ve 70 oturumda tamamlandı bu müzakereler; sadece Komisyon aşamasından bahsediyorum. Bu süreçte Komisyon üyeleri dâhil 262 farklı milletvekilimiz söz aldı, konuşma yaptı; önemli bir kısmı da 1'den fazla konuştu. 1.875 arkadaşımızın, milletvekilimizin söz talebi karşılandı yani yaklaşık 2 bine yakın konuşma gerçekleşti, yoğun bir müzakere gerçekleşti, bunu da ifade etmek isterim. 225 kamu kurumunun bütçesi ve 224 kamu kurumunun kesin hesabı müzakere edildi. Yine, Sayıştayın 4 genel denetim raporu ve 201 kamu idaremizin Sayıştay raporlarını topladığımızda 205 Sayıştay raporu da bu müzakerelerde ele alındı.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı bütçesi, aynı zamanda cumhuriyetimizin istikrarını gösteren bir bütçe; yüz yıllık bir cumhuriyetin ne kadar sağlam temeller üzerinde inşa edildiğini ortaya koyuyor ve bu çerçevede ben cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bu cumhuriyeti kuran ve bugünlere, 100'üncü yıl bütçesine getiren, katkıda bulunan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yaşasın cumhuriyet diyorum, yaşasın demokrasi ve yaşasın milletin kayıtsız şartsız egemenliği. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bütçe, bu egemenliğin önemli bir parçası, demokrasinin, cumhuriyetin önemli bir parçası; bütçeler meclislerin varlık sebeplerinden bir tanesidir. Dolayısıyla, demokratik bir kültürün gelişiminde son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bütçe vesilesiyle sadece rakamları tartışmıyoruz, ülkemizin bütün meselelerini tartışıyoruz aslında. Bazen haklı olarak arkadaşlarımız diyorlar ki: "Ya, bir virgülünü bile değiştiremedik, rakamlar niye değişmedi?" Bütün dünyada da aslında bütçelerde rakamlar çok fazla değişmez, küçük değişiklikler yaşanır ama çok köklü değişiklikler yapılmaz. Bu bütçe tartışmalarının asıl anlamı gelecek politikalara ışık tutmasıdır. İktidarıyla, muhalefetiyle bütün grupların burada ifade ettiği politikalar bürokrasi tarafından, Hükûmet tarafından, toplumun geneli tarafından çok yakından takip ediliyor ve değerlendiriliyor. Burada ifade edilen nitelikli fikirlerin, tekliflerin mutlaka geleceğimize bir etkisi oluyor, bunun da altını çizmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bu bütçe aynı zamanda AK PARTİ'nin 21'inci bütçesidir, bundan daha güçlü bir istikrar sembolü olamaz. Geçmişte yaşadığımız birçok sorundan tecrübeyle biliyoruz ki siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar olmaz. Siyasi istikrar öngörülebilirliği artırarak, reformların arkasına güçlü bir siyasi irade koyarak uzun vadeli bir bakış açısını ve icraatı getirmiştir, Türkiye son yirmi yılında bu ayrıcalığı yaşamıştır. Bu bütçe aynı zamanda yeni sistemimizin 5'inci yılını ifade etmektedir, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi veya başkanlık sisteminin 5'inci bütçesidir.
Bütçe süreci boyunca yeni yönetim sistemimiz de çok tartışıldı; doğal olarak yeni bir yönetim sistemi artısıyla, eksisiyle çok tartışıldı. Burada şunu ifade etmek isterim: Dünyada "mükemmel yönetim" diye bir şey yok değerli arkadaşlar; her yönetim sisteminin artıları vardır, eksileri vardır. Hangi yönetim sistemini tercih edeceğiniz hayalî bir mükemmel sistemle mukayese ederek olmaz; mevcut sistemlerden, reel sistemlerden birini geçmiş sistemlerle mukayese edersiniz, daha iyi veya kötü olduğunu söylersiniz. Bizim sistemimizin de mukayese edileceği sistem bir önceki sistemdir, Türkiye'nin daha önceki sistemidir. Başkanlık sistemini çok eleştirdiniz ama şunu ifade etmek isterim: Daha önceki yönetim sistemimizde yani parlamenter sistemde 1994'te ekonomik kriz yaşadık, 1999'da ekonomik kriz yaşadık, 2001'de cumhuriyet tarihimizin en derin krizlerinden birini yaşadık.
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Başkan, şimdi de yaşıyoruz, millet aç!
CEVDET YILMAZ (Devamla) - Üstelik o dönemlerde dünyada pandemi yoktu, küresel finansal kriz yaşanmamıştı, dış şartlar gayet normaldi. Dünyada kriz yokken Türkiye'de krizler yaşanmıştı. Başkanlık sistemi döneminde ise dünyada pandeminin yaşandığı, finansal krizlerin yaşandığı bir dönemde Türkiye nispi olarak çok daha güçlü ve hızlı karar alan mekanizmalarıyla etkili bir performans ortaya koymuştur. Büyüme rakamlarından bunu görebilirsiniz; ihracattan, turizmden, birçok rakamlardan. Sorun alanlarımız yok mu? Elbette var. Özellikle enflasyon konusunda hepimiz ifade ediyoruz, elbette sorun olarak görüyoruz ve bu konuda da birçok adım atılıyor, onları da ifade etmek isterim.
İstatistiğe giriş derslerinde bir konu okutulur değerli arkadaşlar, eş zamanlılık ile nedensellik aynı şey değildir. Bir hadise ile başka bir hadise aynı zamanda cereyan ediyor diye aralarında zorunlu bir nedensel ilişki kuramazsınız. Türkiye'ye başkanlık sistemi geldi, işte, Rusya ile Ukrayna bu arada savaştılar. "Bizim başkanlık sistemi buna yol açtı." diyebilir misiniz? Diyemezsiniz, aynı zamanda oldu. Aynı şey ekonomide de geçerli; pandemi yaşandı ve pandeminin son derece derin olumsuz etkileri oldu sosyal alana, ekonomik alana; bütün dünyada oldu. Pandeminin olumsuz etkilerini yeni yönetim sisteminin olumsuz etkileri gibi sunmak son derece yanlıştır; bu, doğru değildir, bir algı çarpıtmasıdır, bunu böyle görmek yanlıştır. Yeni yönetim sistemini eleştiremez misiniz? Elbette eleştirebilirsiniz, eksikler söyleyebilirsiniz, zaten hiçbir yönetim sistemi eleştiriden muaf değildir, iyileştirmeye her zaman açıktır, tecrübelerle yeni bir kültür oluşturmaya da her zaman açıktır.
Değerli arkadaşlar, bugün, büyük oranda dünyadan kaynaklanan ve yeni sistemin imkânlarıyla oldukça başarılı bir şekilde yönettiğimiz sorunlar vardır. Elbette yaşadığımız tecrübeyle yeni sistemin zaman içinde geliştiğini hep birlikte göreceğiz. Bir taraftan da bu sistemin performansını bütçeyle ilgili rakamlardan ölçebiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
CEVDET YILMAZ (Devamla) - Çok az bir vaktim var ama ifade etmek isterim ki Türkiye'nin bütçe açıklarının millî gelire oranı ve kamu borç stokunun millî gelire oranı, bu iki gösterge kamu maliyesinin performansını ölçmek açısından son derece anlamlı, önemli rakamlardır. Her iki rakamda da Türkiye iyi bir performans koymuştur ortaya. Geçen yıl kamu açıklarımızın millî gelire oranı yüzde 2,8'di; bu sene yüzde 3,4 bekliyoruz, muhtemelen gerçekleşme bunun da oldukça altında olacak. Kamu borç stokumuzun millî gelire oranı geçen yıl yüzde 40'ların üzerindeydi, bu yıl yüzde 36'lar civarına düşmesini bekliyoruz; burada da olumlu bir performansımız var. Dünyada kamunun borçluluğunun yükseldiği, açıkların yükseldiği bir dönemde Türkiye başarılı bir maliye performansı ortaya koymuştur ve böyle de yoluna devam edecektir.
Ben tekrar bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)