| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 12.12.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL EMRAH KARAYEL (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığımızın 2023 yılı bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. Sizleri ve ekranları başında bizleri izleyen yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bugün Dışişleri Bakanlığımızın 2023 bütçesini yapıyoruz ve genel itibarıyla da bu bütçe döneminde 2023 bütçemizi yapıyoruz, devletimizin 100'üncü yıl bütçesi. Allah'a, bize bu bütçeyi yapmayı nasip ettiği için, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK PARTİ iktidarı olarak devletimizin 100'üncü yıl bütçesini yapmayı nasip ettiği için hamdediyoruz. Yirmi yıldır bu ülkede bütçeleri gerçekleştiriyoruz ve atılan ne kadar güzel adım varsa bunların hepsinin altında Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK PARTİ'nin imzası var.
Evet, aynı zamanda 2023 yılı bizim Hariciyemizin 500'üncü yılı. Bu anlamda Hariciyemizin de 500'üncü yılını şimdiden tebrik ediyorum.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bravo!
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Evet, Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarihte kurulan Türk devletleriyle birlikte, Selçuklu'nun ve Osmanlı'nın devamı niteliğinde ve onun mirasçısı olan bir devlettir. Ülkemiz, özellikle son yirmi yıldır güçlenmesiyle birlikte, hem ekonomik olarak hem siyasi olarak hem askerî olarak hem de bilim ve teknoloji alanında güçlenmesiyle birlikte bu iddiasını çok net şekilde ortaya koymaya başladı. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle bu iddia devletimizi her alanda lafı dinlenir ve masada söylediğini sahada yerine getirebilir bir hâle getirdi. Bu anlamda bu iddiamızın bundan sonra da güçlenerek devam edeceğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Tabii, dış politikadan bahsederken ülkemizin jeopolitik konumu ve ülkemizin içinde bulunduğu dönem, özellikle son iki yüzyıllık süreçler dikkate alındığında, dış politika ekseninin ülkemizde iç politika ekseninden pek de uzak bir mesafede olmadığını, neredeyse aynı cereyan ettiğini çok net şekilde görebiliriz. Bu anlamda dış politika ve iç siyaset ilişkisi, ülkemizdeki bütün adımlarda ve ülkemizin güçlenmesiyle birlikte içeride atılan adımların yurt dışında da özellikle makes bulması, yankısını bulması itibarıyla son derece önemli. Dolayısıyla emperyal ülkeler, kendilerini "oyun kurucu" olarak tabir eden ülkeler ve özellikle Osmanlı'nın son yüzyılında Osmanlı'nın yıkılması için çaba sarf eden güçlerin hepsi, Türkiye'nin güçlenmemesi ve daha önce bizim "gönül coğrafyası" diye ifade ettiğimiz coğrafyada etkinliğini artırmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu anlamda iç siyasetteki darbeleri ve muhtıraları da dış siyasetle direkt bağlantılı olarak değerlendirmek gerekir. Ülkemizdeki 60 darbesi, 71 muhtırası, 80 darbesi, 28 Şubat postmodern darbesi ve en son e-muhtıra, aslında aktörleri belki farklı olsa da içerisindeki süreçler farklı olsa da yine ülkemizin hem yurt içinde güçlenmemesini hem de yurt dışında bu iddialarını ortaya koymamasını dileyen, bunun için çabalayan güçlerin menfaatine olan adımlar olmuştur. Elhamdülillah, özellikle e-muhtıradan bu yana, AK PARTİ iktidarı olarak milletin iradesine karşı atılan bütün adımları tek tek bertaraf ettik ve devletimizin gücünü tesis etmeye, tahkim etmeye devam ediyoruz.
Evet, ülkemizin dış politikasından bahsettiğimizde özellikle Atlantik ve Avrupa ekseni ülkemizin dış politikasının belki de ana omurgasını oluşturuyor ama özellikle AK PARTİ döneminde Latin Amerika ve Karayipler, Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri, Afrika açılımı, Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar ve Kafkaslar ve özellikle havzalar bazında baktığımızda Akdeniz, Karadeniz, Hazar ve Basra havzasının son derece aktif şekilde kullanıldığını ve dış politikadaki bu aktif durumun ülkemizin özellikle hem etkinliğini hem de ekonomik ilişkilerini son derece iyi etkilediğini açık yüreklilikle ifade edebiliriz. Örnek vermek gerekirse: Latin Amerika ve Karayipler'le olan ilişkilerimizle, bu ilişkilerin geliştirilmesiyle birlikte orayla olan ticari ilişkimiz yaklaşık 10 kat arttı. Tabii, aslında dış politika dediğimizde bunu sosyal, siyasal, askerî, kültürel, bilimsel, teknolojik ve ekonomik gücünüzden bağımsız değerlendirmek pek de mümkün değil çünkü bu konularda güçlüyseniz, içinizde bir birliğiniz varsa, kendi yurdunuzda, devletinizin içinde siyasi bir birliğiniz varsa bunların hepsiyle birlikte masada da güçlü oluyorsunuz ve masada söylediklerinizi sahaya aktarabiliyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Evet, biraz önce dış politika ve iç siyasetin birbiriyle bağlantılı, hatta Türkiye'de üst üste gelecek şekilde olduğunu ifade etmiştik. Dış politikada atılan adımlar, hem bizim attığımız adımlar hem ülkemize karşı atılan adımlar milletimizin ekmeğini direkt etkilemekte ve iç siyasetteki güçlü siyasi duruş, güçlü siyasi yapı ve etkinlik de dış politikadaki adımlarımızı tahkim etmektedir. Bu anlamda, Dışişleri Bakanlığımızı, bütün uluslararası kuruluşlar dâhil, aktif yürüttüğü politikadan dolayı bir kez daha tebrik ediyoruz. Bu anlamda, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Dışişleri Bakanlığımıza, Sayın Bakanımızın şahsında bütün emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Özellikle, dün Millî Eğitim Bakanlığının bütçesi üzerinde konuşma yapılırken, hiçbirimizin tasvip etmediği olay karşısında çeşitli cemaatlerin ve kurumların, özellikle TÜGVA, Ensar, İlim Yayma Vakfı, Birlik Vakfı, TÜRGEV ve Hayrat gibi kurumların isimlerinin zikredildiğini gördüm. Tabii, ceza hukukunda cezanın şahsiliği esastır; dolayısıyla, bu olaydan dolayı bu kurumlardan hiç birinin töhmet altında bırakılmasının doğru olmadığını ifade ediyorum. Bu kurumların ve orada sayılmış olan cemaatlerin hepsi ülkemizin güzide kurumlarıdır.
KEMAL PEKÖZ (Adana) - "Seslerini çıkarsınlar." dendi, başka bir şey denmedi, "Seslerini çıkarsınlar." dendi.
İSMAİL EMRAH KARAYEL (Devamla) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)