| Konu: | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 6 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 06.12.2022 |
AK PARTİ GRUBU ADINA RECEP ÖZEL (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Söz aldığım Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2023 yılı bütçesiyle ilgili olarak... Her şeyden önce insan hakları ve eşitlik, herhangi bir bütçeyle sınırlı bir alan değildir, herhangi bir bütçe ve parayla bağlı bir durum da değildir. İnsan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görmesi ve bu hakkının güvence altına alınması, her türlü kötü muamele ve işlemle etkin mücadele etmek, evrensel ilkelerle, yerel ve millî değerlerimizle barışık ve bunları güçlendirecek politikalar ve uygulamalar yapmak; hepimizin ve öncelikle de bu Kurumun en öncelikli görevidir. İnsanın insan olmasından kaynaklı haklarını ihtiva eden hususları, hakları dikkate almayan hiçbir toplum kalkınamaz, ilerleyemez ve netice olarak da yıkılmaya mahkûmdur. Ancak insan ve haklarıyla toplum, medeniyet ve devletler kalkınır, ilerler, ayakta durur, büyür ve gelişir. Dini ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun insan haklarının temeli, varoluş sebebi insanın bizatihi kendisidir ve bu konuya bir cinsiyet, din, mezhep, ırk, etnik yapı boyutuyla bakılmaması gerektiği hususunda herhâlde hepimiz hemfikirizdir. Yunus Emre'nin dediği gibi "Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü." anlayışı, bizim temel ve değişmez bir değerimiz ve anlayışımızdır.
Ülkemizin, Türkiye'nin bir nevi öz güven kurumu olan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, partimizin ve Cumhurbaşkanımızın her zaman kamuoyuna ilan ettiği "işkenceye sıfır tolerans" yaklaşımımızın tezahürü bir kurumdur. Bildiğiniz gibi işkence, ceza yasamızda tarifi olan ve ağır müeyyidesi olan bir suçtur. İşkencenin suç olarak düzenlenmesinin yanı sıra, başta cezaevleri olmak üzere insanların özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları tüm yerlerde, nezarethanede, geri gönderme merkezlerinde, çocukevlerinde, yaşlı bakımevlerinde vesaire işkence ve kötü muameleye fırsat verilmemesi için pek çok mekanizma vardır. Başta il, ilçe insan hakları kurulları, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurulları olmak üzere buralara ziyaretler yapılmakta ve bir zafiyet oluşmaması için azami gayret gösterilmektedir.
"İşkence ve kötü muamele konusunda sıfır tolerans" yaklaşımımız, aslında bizim insana ve insan onuruna verdiğimiz değerin önemli bir sonucudur. Yaratılmışların en şereflisi olan insanın onuru, her zaman ve her yerde korunmalı ve bu konuda atılacak her adım atılmalıdır. Bu çerçevede 2016 yılında 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu çıkartılmış ve bu Kurum kurulmuştur. Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu, Maltepe Belediyesinin 12 Mart 2022 tarihinde yani şu geçtiğimiz mart ayında düzenlemiş olduğu Pandemi Sonrası Türkiye ve Dünya Ekonomisi Forumu'nda yapmış olduğu konuşmada yeni bir kurum olarak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu kuracaklarını ifade etmiş bulunmaktadır. 2016 yılında kurulmuş olan bir Kurumdan bihaber olarak yeni bir kurum olarak kuracaklarından bahsetmek neyle ifade edilir bilemiyorum; takdiri kamuoyuna ve milletimize bırakıyoruz.
Evet, Sayın Kılıçdaroğlu'unun, iktidara geldiklerinde yeni bir kurum olarak kuracakları Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun bugün biz bütçesini konuşuyoruz. 6701 sayılı kuruluş Kanunu'nun 1'inci maddesinde, amacın, insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişinin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulduğu net olarak ifade edilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İşlemiyor ya, biz de onun için işleteceğiz onu.
RECEP ÖZEL (Devamla) - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun, bir nevi, Türkiye'nin öz güven kurumu olarak değerlendirilebileceğini biraz önce ifade etmiştim. Neden öz güven kurumu dediğimi burada biraz daha açmak istiyorum. Türkiye'de insan hakları mücadelemizin idari ve mali özerkliğe sahip bir Kurum olarak Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulmasıyla taçlanan insan hakları eksenli politikaların tüm dünyaya ilanı anlamına gelen bir Kurum olduğunu belirtmek isterim. Hem Ceza Yasamızdaki düzenlemeler hem de adli ve idari mekanizma içerisinde yer alan düzenlemelerle, insanların zorla tutuldukları yerlerde kötü muamele ve işkenceye uğramaması için gereken tüm müesseseler ve mekanizmalar kurulmasına rağmen ülke olarak zorunlu olmadığımız hâlde, kısaca "OPCAT" denilen Birleşmiş Milletler İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme'nin Ek İhtiyari Protokol'ünü kabul ettik. Bu ihtiyari protokol kapsamında önce İnsan Hakları Kurumunu, sonra da eşitlik konusunu eklediğimiz Türkiye İnsan Hakları Kurumunu kurduk ve kuruluş kanunuyla ulusal önleme mekanizması olarak tek yetkili Kurum ilan ettik.
Bugün, kurul üyeleri bütün cezaevlerini gezmekte ve sonuç raporlarını kamuoyuyla paylaşmaktadır. 2 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuyla paylaşılan İnsan Hakları Eylem Planı'nda, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun yapısının Birleşmiş Milletler Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Statüsüne İlişkin İlkeler'le uyumlu hâle getirilmesi ve akreditasyon sağlanması bir hedef olarak belirlenmiş ve bu hedef başarıyla sağlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Peki, size de bir dakika süre vereyim Recep Bey.
RECEP ÖZEL (Devamla) - Tamam efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
RECEP ÖZEL (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
OPCAT'a taraf olmanın gereği olarak bugün hem Birleşmiş Milletler İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi hem de Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi ülkemizde kurul üyeleriyle birlikte bazen cezaevlerinde denetimler yapmakta ve raporlarını sunmaktadır. Biraz önce belirttiğim kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç ve mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu veya engellilik temellerine dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Ülkemizde artık herhangi bir ayrımcılığa uğrayan, yalnız değildir. Kamuoyuyla paylaşılan kurul kararlarıyla; dula ya da bekâra ev kiralamama, hizmet sunumlarında ırkçılık yapma, otel ve sitelerin havuzlarında tesettür mayoyla hizmet vermeme, çalışanlara mobbing uygulayan kurumlar, hamile diye işe almaktan kaçınanlar, engellilerin hayatlarını zorlaştıranlar ve benzer durumların kurum tarafından yaptırıma tabi tutulduğunu memnuniyetle görüyoruz. Artık eşitsizliğe geçit vermeyen bir kurumumuz var diyorum.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2023 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)