GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SEBAHAT TUNCEL VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN, KADIN VE ERKEK İSTİHDAMI ARASINDAKİ UYGULAMA FARKLILIKLARININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 20/2/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 6 MART 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:06.03.2013

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup önerisi hakkında CHP Grubu adına lehte konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum.

İnsan hakları ihlalinde, cinsiyet temelinde en önemli haksızlık kadına yönelik uygulanmaktadır. Çalışma hayatında işe alınma, terfi ve ücretlerde uygulanan eşitsizlikler gelir ve eğitim düzeyi fark etmeksizin farklı toplumlarda ve kültürlerde yaşayan kadınların ortak sorunudur.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalık yaratmak, bu konuda toplumu bilinçlendirmek için yapılan çalışmalarda, kadın istihdamının artırılmasına, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesine özel önem vermek gerekmektedir. Kadının aile içindeki güçsüz konumunun değiştirilmesi, makroekonomik politikalarda kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin giderilmesi için kadın yoksulluğunun azaltılması ve kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi gerekir. Bu amaçla, kadın istihdamının artırılması için daha etkili araçlar geliştirilmelidir. Çalışma hayatında işe alınmada, ücret ve terfide kadına yönelik eşit olmayan uygulamaları engelleyecek tedbirler alınmalı, kadınların daha aktif olarak çalışma hayatına katılımları sağlanmalıdır.

25 Mayıs 2010 tarihinde, Resmî Gazete'de yayımlanan genelgede, kadın istihdamının artırılması ve fırsat eşitliğinin sağlanması hususunda bir yönetmelik çıkartılmış olmasına rağmen bu konuda hiçbir gelişme kaydedilmemiştir. Kadını eve kapatıp en az 3 çocuk doğurma görevi veren zihniyet değişmedikçe kadının ekonomik anlamda güçlendirilmesi de mümkün olmaz.

Ülkemizde 2012 yılı için erkeklerin iş gücüne katılma oranı yüzde 71 iken kadınların iş gücüne katılma oranı maalesef yüzde 29,5'tur. Avrupa Birliğinde ise kadının iş gücüne katılma oranı yüzde 63 civarındadır. Ülkemizde 2012 yılında 17 milyon 512 bin erkek istihdam edilirken 8 milyon 192 bin kadın istihdam edilmiştir. Ülkemizde, çalışabilecek yaşta kadın sayısı 27 milyon 773 bin kişi olarak tespit edilirken sadece 8 milyon 192 bin kadın iş gücü olarak gösterilmiştir. Çalışabilecek yaşta kadın sayısı çok olmasına rağmen, kadın iş gücü düşük gösterildiğinden kadın işsizliği tam olarak istatistiklere yeterince yansımamaktadır. 2012 yılında kadınların işsizlik oranı yüzde 10,8 iken erkeklerin işsizlik oranı yüzde 8,5'tur. Kadınların iş gücü için sağlıklı veriler olmayışı, kadının ekonomik anlamda ne kadar güçsüz olduğunu da gizlemektedir.

2010 Kazanç Yapısı Anketi sonuçlarına göre, eğitim durumuna göre en yüksek yıllık ortalama brüt kazanç erkeklerde 37.878 lira iken kadınlarda 31.437 TL'dir. Yüksekokul ve üstü eğitim düzeyine sahip olanlar bu maaşları elde etmektedirler. Cinsiyete dayalı ücret farkı meslek gruplarına göre incelendiğinde ise, yöneticiler grubu hariç, diğer tüm meslek gruplarında bu ölçütün erkek ücreti lehine olduğu görülmektedir. Kadının iş bulmasının, çalışma hayatına atılmasının güçlüklerinin yanı sıra, kadının üst düzey yönetici olarak çalışması ise çok daha zordur.

Cumhuriyetin 100'üncü yılı olan 2023'te kalkınma hedeflerine ulaşabilmemiz için, kadınların iş gücüne katılımlarının artırılması gerekmektedir. Kadınların istihdama katılım oranlarını artırabilmek için, kadınların eğitim seviyelerinin artırılması, her eğitim düzeyinde kadınları çalışmaya teşvik edecek kurumsal politikaların tasarlanması ve uygulanması, çalışan kadına yönelik kültürel önyargılarla mücadele edilmesi gerekmektedir. Kadınların istihdama katılımını artırıcı pozitif ayrımcılığa dayalı politikalar uygulanmalıdır. Kayıt dışı olarak çalışan kadınlar sigorta kapsamına alınmalıdır. Kadınlara, eşit nitelikli işe eşit ücret ve insanca yaşanmasına olanak veren yeterli bir ücret verilmelidir. Kadınların esnek, güvencesiz ve taşeron çalıştırılmasına son verilmelidir. Kamuda ve ücretli çalışan kadınların iş yerlerinde yönetici olabilmeleri ve eşit haklara sahip olmaları için de gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kamuda engelli kadınların istihdamını arttırıcı politikalar mutlaka hayata geçirilmelidir. Ev işçisi ve ev eksenli çalışanlara sigorta, sosyal güvence ve sendikalı olma hakkı sağlanmalıdır. Ebeveynlerin çocuklarını güvenle bırakabileceği ücretsiz, sağlıklı kreş ve bakımevlerinin açılması, ebeveyn izni düzenlemesinin bir an önce hayata geçirilmesi ve bu hakkın kullanılmasında her iki ebeveynin de eşit düzeyde sorumlu ve devredilmez bir hak olarak düzenlenmesi sağlanmalıdır.

Ülkeler arasında yapılan araştırmalar, uzun dönem potansiyel büyüme ile kadınların istihdama katılım oranı arasında pozitif ve güçlü bir ilişki varlığını tespit etmiştir. Kadın iş gücünün ülkemizin kalkınmasındaki rolünü artık reddetmememiz gerekir. Kadınların istihdama katılmasının ekonomimiz üzerinde birçok  pozitif etkisi olacaktır. Kadınların çalıştığı ailelerde tasarruf oranları daha yüksektir. Çalışan kadınlarda doğurganlık oranı ve çocuk ölüm oranı düşmekte, dolayısıyla, aileler sağlık ve eğitime daha büyük pay ayırabilmektedir. Çalışan kadınlar elde ettikleri gelirleri erkeklerden farklı olarak kendileri için değil, ağırlıkla ailesi için harcamaktadır. Erkekler kazançlarından alkol, sigara, eğlence gibi harcamalara pay ayırırken, kadınlar kazançlarını daha çok çocuklarının eğitimine ve sağlığına harcamaktadır. Dolayısıyla, çalışan kadın sayısının artması genç kuşakların daha iyi eğitilmesine ve daha sağlıklı yetişmelerine olumlu etki yapacaktır. Kadınların iş gücüne katılım oranlarını arttırabilmek için her eğitim düzeyinde, kadınları çalışmaya teşvik edecek kurumsal politikaların tasarlanması ve uygulanması gerekmektedir. Çalışan kadına yönelik kültürel önyargıları geriletecek bir zihniyet ikliminin yaratılması gerekmektedir.

Biliyorsunuz, işsizliğin artmasının sebebi olarak Sayın Bakanımız Mehmet Şimşek, kadınların iş gücü piyasasına girmesini göstermişti. Kadınların iş gücü piyasasına girmesine önyargıyla bakılması ülkemizin kalkınmasının önündeki kültürel bir engeldir.

Kadının iş gücüne katılım oranı yüzde 50'nin altında olup kalkınmış bir ülke örneği yoktur. Bu nedenle, kadının iş gücüne katılımında kurumsal ve kültürel çeşitli faktörlerin görece etkilerinin araştırılması ve bu faktörler bazında farklılaştırılmış politikalar geliştirilmesi çok önemlidir.

Kadının ekonomik olarak güçlenmesi kadına yönelik şiddetle mücadelede de önemli adımlar atmamızı sağlayacaktır. Kadınların eğitim düzeyinin artırılması için yapılacak çalışmalar hem ekonomik olarak güçlenmelerini hem de kadınlara yönelik insan hakları ihlallerini engelleyecektir. Benzer işte çalışan kadın ve erkek arasındaki ücret farklılıkları, işe alınmada uygulanan ayrımcılıklar, terfilerde yapılan ayrımcılıklar, küçük çocuklar için kreş, bakımevi desteğinin yeteri kadar olmaması, toplumsal zihniyetin kadına geleneksel evde çalışma rolü vermesi kadının iş gücüne katılımının önünde yer alan önemli engellerdir. Bu sorunlar beraberinde kadınlara yönelik insan hakları ihlallerini de getirmektedir.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından hazırlanan kişi başına düşen gelirin yanında ortalama eğitim süresi, doğumda yaşam beklentisi gibi eğitime ve sağlığa ilişkin göstergelerin de kapsandığı 2011 yılı Gelişmişlik Endeksi sonuçlarına göre Türkiye 92'nci sıradadır. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde ise Türkiye 77'nci sıradadır. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2012 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'na göre, Türkiye, geçen yıla göre 2 basamak gerileyerek 135 ülke arasında 124'üncü sırada yer almıştır. Bu rakamlar, Türkiye'nin kalkınabilmesi için daha çok fazla reform yapması gerektiğini göstermektedir. Burada, kadının önemi unutulmamalı, kadının toplumda güçlenebilmesi için eğitimden istihdama önündeki engellerin kaldırılması için her türlü politikaların araştırılması, geliştirilmesi ve yürürlüğe konması gerekmektedir.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)