| Konu: | CHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GENEL KURULUNUN 6/2/2003 TARİHLİ 32?NCİ BİRLEŞİMİNDE VE 1/3/2003 TARİHLİ 39?UNCU BİRLEŞİMİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KAPALI OTURUMLARA İLİŞKİN TUTANAKLAR İLE TUTANAK ÖZETLERİNİN İÇ TÜZÜK?ÜN 71?İNCİ MADDESİ UYARINCA YAYINLANMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 05.03.2013 |
SALİM USLU (Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında burada tartıştığımız konu az önce konuşmacıların yaptıkları konuşmalardan da anlaşılacağı üzere, sadece tezkere kararının politik sonuçlarını tartışmak değildir. Burada tartıştığımız konu teknik bir sorundur. Yani 1 Mart tezkeresinin görüşüldüğü gizli oturum tutanaklarının açıklanıp açıklanmaması gerektiği şeklindedir. Dolayısıyla, buraya Anayasa ve İç Tüzük açısından bakmak daha doğru olur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Siz nasıl bakarsanız bakın. Bizim nasıl bakacağımıza nasıl karar verirsiniz öyle?
SALİM USLU (Devamla) - Yoksa, 1 Mart tezkeresinin, iyi mi olmuştur, kötü mü olmuştur, doğru mu olmuştur, yanlış mı olmuştur, bu konuda söylenecek çok söz vardır ve hele hele o günkü Meclis iradesini de bir yol kazası gibi tanımlamak da son derece yanlıştır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Dışişleri Bakanınız söylüyor.
SALİM USLU (Devamla) - Yol kazası değil, bu düpedüz bir Meclis iradesidir ve Meclis iradesine de herkesin saygılı davranması, elbette, beklenir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin değerli sözcüleri birkaç gündür açıklama yapıyorlar "1 Mart tezkeresinde gizli oturum tutanakları açıklansın." diye. Oysa bunun politik bir atraksiyon olduğu açıklandı, ortaya çıktı ve o günkü gizli oturumların tutanaklarının açıklanmasının tek yolu da Meclis Başkanından bu tutanakların açıklanmasını talep etmek olmamalıydı.
Nitekim, Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine baktığımız zaman Meclis iradesine ait olan bir açıklama eyleminin Meclis Başkanı tarafından takdire bırakılmış olarak açıklanması elbette söz konusu değil. Nitekim, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin gerekse Senatonun bulunduğu dönemlerdeki tutanakları incelediğimizde şunu görüyoruz ki genelde Türkiye Büyük Millet Meclisi, Meclis ve Senato müşterek tutanaklarında, müşterek Başkanlık Divanı kararlarında konu ele alınır ve orada şayet bir mutabakat sağlanırsa gizli tutanaklar kamuoyuna açıklanır. Daha sonra yapılan İç Tüzük değişikliğinde de bildiğiniz gibi bu sefer Senato kaldırılmış ve yerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Danışma Kurulunun kararına bırakılmıştır. Bugüne kadar birkaç kez, Danışma Kurulu, gizli tutanakların açıklanması konusunda karar vermiştir. Nitekim, bunlarla ilgili rakamlar elimizde de vardır. Mesela 211 Danışma Kurulu önerisi Mecliste oylanarak açıklanmasına karar verilmiştir ve bu 211 Danışma Kurulu kararı da yine partilerin müşterek kararıyla gerçekleşmiştir yani burada gerek Anayasa'mızın 97'nci maddesi gerekse İç Tüzük'ümüzün 71'inci maddesi açıkça bir uzlaşmayı, partiler arası bir uzlaşmayı işaret etmiştir ve bugüne kadar da Meclis gizli oturumlarındaki tutanaklar ancak ve ancak Meclis Danışma Kurulundaki uzlaşmayla, bir uzlaşma sonucu Meclis gündemine gelebilmiştir. Nitekim bundan önce?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Teamül o.
SALİM USLU (Devamla) - E, tabii yani demokrasilerde teamüller de, demokratik teamüller de önemlidir yani demokrasi sadece yazılı kurallardan ibaret değildir, demokratik teamüller de yine demokratik iradelerle, müşterek iradelerle oluşturulmuştur ve bu teamüllere de dikkat edilmesi, özen gösterilmesi gerekir.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Ama olmazsa olmaz değil.
SALİM USLU (Devamla) - Bugüne kadar 39 gizli görüşme yapılmış, bunlar on yılı doldurmuş olmasına rağmen açıklanmamıştır, açılmamıştır. Bu da yine Meclisin iradesiyle gerçekleşmiştir. Yine, 21 gizli görüşme henüz on yılını doldurmamış olduğu için elbette gündemimize gelmemiştir.
Değerli milletvekilleri, özellikle burada ifade etmek istediğim husus bilhassa şudur ki bugün, 1 Mart tezkeresinin sonuçlarını tartışmanın zamanı değildir, bu nedenle de aleyhindeyiz. Oysa, bunları daha telaşsız bir ortamda tartışmamız gerekir. Sadece, burada, 1 Mart tezkeresini değil, 1 Mart tezkeresinin görüşüldüğü Meclis zabıtlarını değil, bugüne kadar, bu Parlamentonun kuruluşundan bugüne kadar yani doksan yıldır Mecliste gizli kalmış hangi zabıtlar, hangi yapılmış gizli oturumlar varsa bunların tamamının açıklanması mümkündür. Bu da ancak Meclis iradesiyle mümkün olabilmektedir.
Değerli milletvekilleri, devlet yönetmek ciddi bir meseledir. Bunu gündelik siyasi politikalarımızın dolgu malzemesi olarak görmek ve gizli tutanaklardan bir çatışma kültürü çıkartmak ya da bir siyasi rekabet sonucu çıkartmak çok da doğru ve ciddi bir politika değildir. O açıdan, devletin özellikle güvenlikle ilgili yanını ilgilendiren konularda, devletin güvenlik yanını bugün deşifre etmenin, kamuoyu önünde tartışmanın, devleti tartıştırmak anlamına geleceğini en iyi, devletçilik ilkesine sahip olan, ulusalcılık iddiası olan Cumhuriyet Halk Partisi bilmektedir. Bu nedenle de bizim, şu anda içerisinden geçtiğimiz süreç içerisinde gizli oturumlarla devletin pozisyonunun tartışmaya açılmasını AK PARTİ Grubu olarak doğru bulmadığımızı belirtmek istiyorum.
Sayın Kılıçdaroğlu birkaç gün önceki konuşmasında Türkiye'nin ağır sorunları olduğunu ve bu sorunların toplumsal uzlaşmayla çözülmek durumunda olduğunu belirtiyor. Sanıyorum 1 Mart tarihli konuşmasından aldım bu ifadesini. Bence doğru bir yaklaşımdır. Özellikle sendikal kültürden gelenler de çok iyi bilirler ki geniş bir kesimi ilgilendiren, hemen hemen toplumun bütününü ilgilendiren konularda toplumsal uzlaşma ortak iradeyi yansıtmış olduğundan, yansıtacağından bir uzlaşı çabası içerisinde olmak elbette en doğru yoldur. Her ne kadar İç Tüzük 19'uncu madde Danışma Kurulundan gelmeyen ya da Danışma Kurulundan çıkmayan kararlar konusunda Genel Kurulun iradesine konuyu bırakıyor ise de aslında Danışma Kurulunda karar alınması bizzat burada bir uzlaşma arayışına işaret etmektedir ve böyle bir uzlaşma hem gerçekleşmemiştir hem de bugüne kadar gizli tutanakların açıklanması daima Danışma Kurulu kararıyla olmuştur. O nedenle, Danışma Kurulunun kararını da yine aramak ve bu karara uygun davranmak gerektiğini düşünmekteyiz.
Burada özellikle belirtmek istediğim bir husus var. Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili ifade ettiler. "O günlerden bir korkunuz mu var? Bu, devletin zaafı değildir." dediler. Evet, o günlerden hiçbir korkumuz yok. O gün Türkiye Büyük Millet Meclisi bir irade ortaya koymuştur ve hele hele Türkiye'ye gelen asker, o günkü tezkerenin reddiyle geri gitmiştir. Dolayısıyla, kimsenin sakalının ehlisünnete uygun olup olmadığı ya da saç tıraşının Amerikan tıraşı olup olmadığına değil, bu millet kimin ense tıraşına baktığını o günlerde ortaya koymuştur. Dolayısıyla, burada, AK PARTİ gocunacak bir parti değildir ve gocunacak hiçbir şeyi yoktur.
ALİ ÖZ (Mersin) - Açıklayın o zaman!
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Açıklayın o zaman!
SALİM USLU (Devamla) - Yalnız şu var ki?
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Niye açıklamıyorsunuz?
SALİM USLU (Devamla) - Bakınız, burada söz konusu olan?
İZZET ÇETİN (Ankara) - Meclisin iradesine saygılı olun o zaman.
SALİM USLU (Devamla) - Meclisin iradesi ortadadır ve bu iradeye saygılıyız.
Burada söz konusu olan, İç Tüzük'e göre, bir Danışma Kurulu, uzlaşılarak şayet Genel Kurulun gündemine, huzuruna getirilirse elbette bunun gereğini AK PARTİ Grubu da yapacaktır. Bugüne kadarki demokratik teamülleri ve İç Tüzük hükümlerini yok sayarak Meclis Genel Kuruluna getirilen bu tip, tabii, önerilerin aleyhinde olduğumuzu belirtir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)