GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü ve Atatürk Haftası'na ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:6
Birleşim:19
Tarih:10.11.2022

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü münasebetiyle gündem dışı söz aldım. Yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.

"Bir sisli kasım sabahıdır bu/Düştüler yollara Kırklar Yediler/Dağ başını duman almış kardeşim/Gün doğmayacakmış dediler." Şairin böyle anlattığı 1938'in 10 Kasım sabahında, bütün aydınlığı milletine bırakıp doğan güne göz yumdu Büyük Önder. Ölüm raporunda "10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe muazzez ve büyük hasta terkihayat eylemiştir." yazıyordu. O gün asırlara sığmayacak büyük bir ömrü yaşatan Ata, sanki cumhuriyetin kollarında bütün bir ömrün yorgunluğunu atar gibi sonsuz bir uykuya yatıyordu. O günün tarifsiz hüznü gönüllerden hiç silinmeyecek olsa da 10 Kasım bizler için matem tutma, karalar bağlama günü değil; Türk milletinin kaderini tarihin acımasız pençesinden alıp aydınlık bir geleceğe taşımak için ant içmiş bir dehanın, askerin, devlet adamının Türk milleti için ortaya koyduğu mücadeleyi anma, Türk milletine olan sevgisini anlama ve Türk milletinin geleceğine dair ülküsünü benimseme günüdür.

Bugün, işte tam da bu yüzden, millî egemenliğimizin koruyucu çatısı altında, Türk tarihinin silinmez, unutulmaz ve unutturulamaz kahramanını, Millî Mücadele'nin gök gözlü liderini, sarışın kurdunu baskılardan korkmayan, dayatmalardan yılmayan ve esarete karşı geri adım atmayan o hürriyetle dolu ruhuyla anıyorum.

"Paşam, ordu yok." denildiğinde "Kurulur." "Paşam, para yok." denildiğinde "Bulunur." "Paşam, düşman çok." denildiğinde "Yenilir." diyen lideri zor zamanlardaki inancın samimiyetiyle anıyorum.

Onu, henüz 10 yaşında bir çocukken cephede 2 bacağını kaybettiği için tedavisi yapılıp köyüne yollanan, ardından cepheye mermi taşıyan dedesinin kağnısıyla yeniden savaşa giden Kütahyalı Ahmet'in hatırasıyla ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı armağan ettiği Türk çocuklarının saf sevgisiyle anıyorum.

Onu, henüz 14 yaşında Millî Mücadele sahasında müfrezesini ölümden, bir köyü düşman işgalinden kurtaran Eskişehirli Arif'in gözü karalığıyla ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nı armağan ettiği Türk gençlerinin gözlerindeki ışıkla anıyorum.

Onu, cepheye evlatlarını yollayıp aylar, yıllar boyunca onların yolunu gözleyen ve tüm Mehmetçik'i evladı bilen kahraman Türk analarının dualarıyla anıyorum. Kabrinin çevresinde 81 ilimizin, Azerbaycan'ın ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin toprağı bulunun Ata'mızı, Türk milletine duyduğu sonsuz sevgiyle anıyorum.

Trablusgarp'ın, Çanakkale'nin, Sakarya'nın Gazi'sini, Türk milletinin büyük oğlunu, Zübeyde Hanım'ın biricik Mustafa'sını, medeniyetimizin, zihnimizin ve hürriyetle çarpan kalbimizin Kemal'ini, cumhuriyetimizin banisi Ulu Önder'imiz Atatürk'ü, Türk milletinin ona duyduğu sonsuz sevgiyle anıyorum.

Şairin "Rabb'im yeni bir mucize versin, diye Türk'ü/Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü" mısralarıyla Türk milletinin mucizelerinden biri olarak ifadelendirdiği Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, ebediyete irtihalinin yıl dönümünde onun ülküsünü benimseyen bir Türk kadını olmanın gururuyla anıyorum. Bizlere miras bıraktığı cumhuriyet ve uğruna destansı bir ömrü feda ettiği yüce Türk milleti ilelebet yaşayacaktır. Ebedî istirahatgâhı kalbimizdir, ruhu şad olsun. (MHP, AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)