GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:6
Birleşim:17
Tarih:08.11.2022

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin geneli üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.

Kanun tekliflerinde torba düzenlemeye gidilmesi bizim de eleştirdiğimiz ve İç Tüzük düzenlemesiyle çözümünü önerdiğimiz konudur ancak sırf torba düzenleme diyerek teklifin içeriğine karşı çıkmak doğru olmayacaktır. Zira zarfa değil, mazrufa; kabuğa değil, öze bakmak lazımdır. 14 ayrı kanunda değişiklikler içeren kanun teklifinde cemevleri ve maden şehitlerimizle ilgili çok önemli düzenlemelerin yanı sıra uygulamada çeşitli konularda karşılaşılan bazı sorunlara çözüm getirmek amacıyla ilgili kanunlarda değişiklik öngören düzenlemeler yapılmaktadır.

Bilindiği üzere, Alevi-Bektaşi vatandaşlarımız inançlarının, kültürel miras ve geleneklerinin doğrultusunda yaşamak istemekte ve onların bu konuda yıllardır dile getirdikleri talepleri bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin talepleriyle ilgili görüşlerimizi dün hep söyledik, bugün de söylüyoruz. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, Alevi kardeşlerimizin inanç ve kültür temelli sorunlarının çözümü konusundaki görüş ve somut önerilerimizi yıllardır çeşitli vesilelerle ve defalarca kamuoyuyla paylaşmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz ay, 4 cemevinin açılışı, 7 cemevinin de temel atma töreni vesilesiyle yaptığı konuşmada Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulacağını, cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmaların bu kurumsal yapı altında kamu güvencesi desteği ve denetimiyle yürütüleceğini, cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunların çözüleceğini, cemevlerinde erkân hizmetlerini yürütmekte olan Alevi-Bektaşi inanç önderlerinden talep edenlere kadro verileceğini açıklamıştır.

Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin haklarının önemli bir kısmının verilmesiyle ilgili alınan kararlar millî birlik ve beraberliğimize muazzam bir katkıdır. Reform mahiyetindeki bu kararlardan kanuni düzenleme gerektirenler, bu kanun teklifinde 8, 14, 15, 16, 17 ve 22'nci maddeler olmak üzere 6 madde hâlinde yer almaktadır. Bu maddelerde imar planlarında cemevi yerleri ayrılması öngörülmekte, cemevleri için bina ve tesisler yapımı, bunların her türlü bakımı, onarımı ve gerekli malzeme desteğini sağlama hususları büyükşehir belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasına alınmaktadır. Yine, tüm belediyelerin ve il özel idarelerinin görev ve sorumluluklarının arasına cemevlerinin yapımını, bakımını ve onarımını yapabilmeleri eklenmektedir. Ayrıca, belediyelerin, cemevlerine indirimli ya da ücretsiz olarak içme ve kullanma suyu verebilmeleri, cemevlerinin aydınlatma giderlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesine konulacak ödenekten karşılanması hükme bağlanmaktadır. Cemevi gerçeğinin ilk defa yasal düzenlemeye giriyor olması da çok önemli ve tarihî bir adımdır.

Değerli milletvekilleri, bizi biz yapan, bizi millet hâlinde bir arada tutan, birlik ve beraberliğimizin mayasını oluşturan unsurlar millî ve manevi değerlerimizdir. Üzerinde yaşadığımız bu aziz ve kadim vatan topraklarda sayısız eren, arif, âlim, derviş, tasavvuf ehli, ilim ve irfan kutbu büyüğümüz yetişmiştir; millî ve manevi değerlerimiz bu abide şahsiyetler tarafından yoğrulmuştur. Onlar, toprağı alın teriyle, topraktan yaratılan eşrefimahlukat insanoğlunu da sevgiyle fethettiler, yeryüzünde sevgi medeniyetini kurdular ve bu medeniyetin iklimini yeşerttiler. Türk milleti, ezelden ebede akıp giden tarih içinde sonsuzluğu aydınlatan o ışık kaynaklarıyla bütün insanlara huzur ve hizmet sunmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti'nin sonsuzluğunun teminatı da her yeni çağı bir güneş gibi aydınlatan millî kültürümüzdür. Bu kültürle yoğrulan medeniyet ve maneviyat zenginliğimizdir. Millî ve manevi değerlerimizi nesiller arasında güçlü bir tarih, kültür ve medeniyet şuuruyla yaşatmak mecburiyetindeyiz. Toplumsal yaraların sarıldığı, kronik meselelerin köklü çözümlerle buluşturulduğu, millî ve manevi değerlerle kenetlenmiş bir Türkiye'ye Allah'ın izniyle vasıl olmak hepimizin müşterek gayesidir. Bizim üstesinden gelemeyeceğimiz, altından kalkamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Vakit, yüreklerin toplu vurma vaktidir; vakit, göğsünü gere gere millete mensubiyet onurundan iftihar eden her bir insanımızla kucaklaşma vaktidir. Kökeni, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun "Bu millet benim, bu vatan benim, bu bayrak benim." diyen herkes bizim kardeşimizdir. Asırlar içinde hep var olarak bugünlere ulaşan Alevilik-Bektaşilik ne inançlarımızdan ayrı görülebilir ne de milletimizden ayrı tutulabilir. Alevi kardeşlerimiz millî kimliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır, Türk milletinin mevcudiyetinin özünde yer almaktadır. Hoca Ahmet Yesevi'nin dergâhında diz dize, gönül gönüle oturan bizim ecdadımızdır. Hacı Bektaş Veli'nin duasıyla irşat olan, yönünü çizen Türk milletidir. Şeyh Edebali'den Geyikli Baba'ya, Lokmanı Perende'den Pir Sultan Abdal'a, Ahi Evran'dan Sarı Saltuk'a, Arslan Baba'dan Mevlâna'ya, Akşemseddin'den Yunus'a kadar bütün kutup yıldızlarımız Anadolu'nun ve Türk yurtlarının bağrına nakış nakış Türk milletini dokumuştur.

Aleviliğin hem inanç boyutu hem de kültürel bir yapısı vardır. Alevi kardeşlerimiz cemevini ibadethane görüyorsa ki öyledir bize düşen buna saygı duymak, yapıcı ve destekleyici bir tavır almaktır ancak Aleviliği ayrı bir din olarak göstermek öncelikle Alevi kardeşlerimize ve yüce dinimiz İslam'a saygısızlık, hatta hakaret niteliğindedir. Alevilik-Bektaşilik deyince, öncelikle Anadolu coğrafyasında ilk akla gelen tarihî şahsiyet hiç şüphesiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli'dir. Hünkâr'ın hayatı ve eserlerinde İslam'ı yaşama hâli ve İslam'ın mesajlarını gönüllere duyurma azmi açık ve net bir biçimde görülmektedir. Alevilerin en büyük rehberlerinden birisi olan Pir Sultan Abdal Aleviliği şöyle tarif ediyor: "Muhammed dinidir bizim dinimiz/Cibrili Emin'dir hem rehberimiz/Tarikat altından geçer yolumuz/Biz müminiz, mürşidimiz Ali'dir."

Kuşkusuz, Allah katında din İslam'dır, hamdolsun hepimiz Müslümanız, Hazreti Muhammed hepimizin peygamberidir, Hazreti Ali hepimizin iftihar kaynağıdır, Kerbelâ hepimizin müşterek üzüntüsü, Peygamber Efendimiz'in gül yüzlü torunu "reyhanım" diye sevdiği Hazreti Hüseyin hepimizin kahramanı, hepimizin şehididir. Kıblemiz bir, kitabımız bir, imanımız bir, acımız bir, sevincimiz birdir; ne ayrımız ne de gayrımız vardır. Alevi de bizim, Sünni de bizimdir, cami de bizim, cemevi de bizimdir; 12 İmam da bizimdir; erenler, evliyalar, arifler Anadolu'ya Türk-İslam nefesi üfleyen, elleri öpülesi büyüklerimiz de bizim şanımız, göz nurumuzdur. Asırlar boyunca oluşan ve olgunlaşan kaynaşma kültürümüz kardeşlik bağlarımızın güvencesi, ülkemizi küresel bir güç yapma hedefinde takip etmemiz gereken yolda rehberimizdir. Biz Türkiye'yiz, hep birlikte Türk milletiyiz. Hacı Bektaş Veli'nin sözleriyle diyorum ki: "Bir olalım, iri olalım, diri olalım."

Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde tüm maden şehitlerimizi kapsayan, önemli düzenlemeler yer almaktadır. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun mevcut geçici 59 ve geçici 66'ncı maddelerine göre, kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde 10 Haziran 2003 ile 28 Ekim 2014 tarihleri arasında meydana gelen iş kazalarında hayatını kaybeden maden şehitlerinin yakınlarına aylık bağlanmış ve istihdam hakkı verilmiştir. Bu kanun teklifiyle, belli tarih aralığını kapsayan mevcut geçici hükümler yürürlükten kaldırılarak bugüne kadar meydana gelen ve bundan sonra meydana gelebilecek iş kazalarını kapsayan daimî bir düzenleme yapılmaktadır. Buna göre, hangi tarihte olursa olsun, kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalıların kendi sigortalılıklarından dolayı prim ve prime ilişkin borçlarının terkin edilmesi; hak sahiplerine kanunda öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme şartı aranmaksızın aylık bağlanması; eksik primlerin Hazine ve Maliye Bakanlığınca karşılanması; anne ve babasına aylık bağlanmasında eş ve çocuklardan artan hisse bulunması şartı dışında başka bir şart aranmaması; ayrıca, eş ve çocuklarından birisinin, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisinin kamu kurum ve kuruluşlarının "sürekli işçi" kadrolarında istihdam edilmesi öngörülmektedir. Türkiye güçlü bir devlettir; devletimiz tüm maden şehitlerimizin geride kalan sevdiklerine, tüm acılı ailelerine sahip çıkmaktadır.

14 Ekim 2022 Cuma akşamı Bartın'ın Amasra ilçesinde milletimizin yüreğine ateş düşmüş, kömürün karasından helal lokmasını çıkarmak amacıyla yerin yüzlerce metre altına inen madencilerimiz hepimize acıların en acısını yaşatmıştır. Elbette maden ocağındaki malum patlamaya yol açan kusur, ihmal ve eksik olarak değerlendirilebilecek ne varsa mutlaka gün yüzüne çıkarılacaktır. Bu konuda cumhuriyet başsavcılarımız ve bakanlık müfettişlerimiz soruşturma yapmaktadır. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığımız soruşturma kapsamında 25 şüphelinin gözaltına alınmasına karar verildiğini, olayla ilgili soruşturmaya tüm yönleriyle ve titizlikle devam edildiğini açıklamıştır. Gözaltına alınanlardan 8 kişi tutuklanmıştır.

Önceki gün de Zonguldak Kilimli ilçesinde bulunan maden ocağında meydana gelen patlamada 4 madencinin yaralandığı olayla ilgili başlatılan adli soruşturmanın devam ettiği, 3 kişinin ifadesinin alındığı açıklanmıştır. Sorumluluğu bulunanlar ortaya çıkarılmalı ve mutlaka hesap vermelidir. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliği alanında yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliği artırılmalı, etkin bir şekilde denetimleri yapılmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu olayların sonuna kadar takipçisiyiz.

Maden ocağında emek ve alın teriyle ekmeğini kazanmanın mücadelesini verirken hayatlarını kaybeden işçi kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, tedavileri devam eden kardeşlerimize de şifalar diliyorum. Yüce Rabb'imiz hepimizi, her insanımızı ve aziz milletimizi görünür görünmez kazalardan, belalardan, hastalıklardan, afatlardan esirgesin.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifiyle Kamulaştırma Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılmakta, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümlenmesi amaçlanmaktadır. Bu değişiklikler özetle şu şekildedir: Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmazların beş yıl içerisinde kamulaştırılmaması veya kısıtlılığının kaldırılmaması hâlinde taşınmaz malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görülmesi öngörülmektedir. Kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların kamulaştırılması için kamulaştırma bedellerinin eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılması ve hak sahiplerine ödenmesi hâlinde tebliğ dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemlerinin kamulaştırma bedelinin ödendiği tarih itibarıyla kesinleşmiş kabul edileceği hükme bağlanmaktadır.

Kamulaştırma bedelleri ve kamulaştırmasız el atma tazminatlarına ilişkin mahkeme kararlarındaki bedel, tazminat, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin ödenmesinde icra takibine gidilmeden önce davacının veya vekilinin banka hesap numarasını davalı idareye bildirmesi, idarenin de otuz gün içinde ilgiliye ödeme yapması hükme bağlanmaktadır.

Mahkeme kararlarına istinaden yapılacak icra takiplerinde idarelerin teminat gösterme zorunluluğu olmaksızın icranın geri bırakılmasını talep edebilmesi öngörülmektedir.

Ayrıca, 4/11/1983 tarihinden 28/7/2021 tarihine kadar fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara fiilî olarak el konulması veya hukuki el atılması sebebiyle açılan davalarda hükmedilen bedel ve tazminat ödemelerinde kullanılmak üzere davalı idarelerin bütçelerinde ödenek ayrılması, alacakların ayrılan ödeneği aşması hâlinde ödemelerin sonraki yıllara sarî olacak şekilde garameten ve taksitlerle gerçekleştirilmesi, taksitli ödeme süresince ayrıca kanuni faiz ödenmesi öngörülmektedir.

Diğer taraftan, Antalya ili Kaş ilçesi Kemer Mahallesi'nde Antalya Kaş Kasaba Projesi Kıbrıs Barajı yapımından etkilenen ailelerin iskânlarının temini için yeniden yapılacak iskân etütleri ve devamında ailelerin yeni yerleşim alanlarına nakilleri, hak sahiplikleri ve borçlandırılmalarına ilişkin işlemlerin Cumhurbaşkanlığınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmesi öngörülmektedir.

Kanun teklifiyle Kamu İhale Kanunu'nda da değişiklikler yapılmaktadır. Buna göre, uygulamada yaşanan tereddütlerin giderilmesi amacıyla diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlarda olduğu üzere, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına tabi kadrolarla ilgili düzenleme yapmak için Kamu İhale Kurumuna yetki verilmekte ve Kamu İhale uzman yardımcılığına atanacaklarda aranan 30 yaş şartı 35'e yükseltilmektedir.

Kuruma itirazen şikâyet başvurularında başvuru sahibinin iddialarının tamamında haklı bulunması hâlinde başvuru bedelinin iade edilmesi, diğer taraftan sözleşmenin feshedilmesi hâlinde sözleşmenin bedelinin on binde 5'i oranında yükleniciden tahsil edilen tutarın iade edilmemesi hükme bağlanmaktadır. 4734 sayılı Kanun'dan istisna edilenler ile doğrudan teminle yapılanlar da dâhil olmak üzere her türlü mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin alım, ihale ve sözleşme süreçlerine ilişkin olarak her türlü işlem, onay, bildirim ve tebligatlar ile başvuruların kurum tarafından Elektronik Kamu Alımları Platformu üzerinden gerçekleştirilebilmesi düzenlenmektedir.

Kanun teklifinde yer alan diğer düzenlemeler özetle şu şekildedir: Motorlu araç ticareti yapan mükelleflerden teminat alınmasına yönelik Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmekte ve teminat verme zorunluluklarına uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır. Vergi güvenliğinin sağlanması bakımından önem arz eden bu düzenleme sıfır araç ticareti yapan mükelleflere yönelik olup motorlu araç ticareti yapan diğer mükellefleri kapsamamaktadır. İstanbul Finans Merkezi bölgesinde katılımcı belgesi alarak faaliyette bulunan kurumların yurt dışından satın alınan malları Türkiye'ye getirmeksizin yurt dışında satmalarından veya aracılık etmelerinden sağladıkları kazancın yüzde 50'sini kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca göstermek şartıyla kurum kazancından indirme imkânı getirilmektedir. Fiyat İstikrarı Komitesinin kuruluşunu düzenleyen Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi üzerine bu karar doğrultusunda kanuni düzenlemeye gidilmektedir. Para ve maliye politikaları arasındaki eş güdümü gözetmek suretiyle fiyat istikrarını sağlamaya yönelik yapısal politika önerilerinin geliştirilmesi, fiyat istikrarını tehdit eden risklerin izlenmesi suretiyle alınması gereken tedbirlerin belirlenerek ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından uygulamasını sağlamaya yönelik kararlar alınması ve kamu tarafından belirlenen ya da yönlendirilen fiyatların kamu istikrarı odağında uygulanmasını sağlamaya yönelik kararlar alınması amacıyla Fiyat İstikrarı Komitesinin kuruluş ve görevleri düzenlenmektedir.

Konusu suç teşkil etmemek ve kesinleşmiş bir yargı kararına müstenit olmamak kaydıyla, ilgili mevzuata aykırı olarak sosyal denge tazminatı ödendiği tespit edilen il özel idareleri, belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve bağlı kuruluşlar ile mahallî idare birliklerinin sorumluları hakkında bu ödemeler nedeniyle idari veya mali takibat ve yargılama yapılmaması, başlamış olanların işlemden kaldırılması düzenlenmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek verdiğimiz ve olumlu oy kullanacağımız kanun teklifinin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)